Mehmet Beşir Ayanoğlu
Köşe Yazarı
Mehmet Beşir Ayanoğlu
 

50 Yıl….

Ekrem abi, amcaoğlu elli yıldır aynı dükkanda mesleğini icra ediyor. Bir iğne, bir iplik, bir dikiş makinasıyla el ürünü emeğiyle terzilik mesleğini icra ediyor. Alınterinin, helal lokmanın esnaflık kültürüne yansıtan bir şahsiyet. Mardin alt çarşı telaller çarşısının hemen yanıbaşında dükkanı. Bu dükkanda neleri yaşamadı ki? Evlenecek erkeklere damatlık, ev eşyası, köylü hemşerilerimize şalvar ve gömlek dikerek onlara hizmet etti.   Ekrem abi, hazır giyimin yaygın olmadığı dönemlerde gelinlik kıyafet siparişini aldığı zaman, işi koordineli bir şekilde yapardı. O dönemler yanında çalıştırdığı 1-2 kalfa 2-3 çırak ile işini sürdürürdü. Kalfa ve çıraklar her biri ayır görevi üstlenirdi. Kalfalar işin ehemmiyetine göre dikiş veya diğer işleri yaparken çıraklar da düğmeler dikerdi. Mesleğe yeni başlayan çıraklar kömür ile ısıtılan ütüyü ve kış aylarında kömür mangalını hazırlama işini yapardı. Ütünün ısıtılması için her gün kömürü hazırlanır ve sabah erkenden ütü ısıtma işi yapılırdı. Önceden elektrikli ütüler olmadığı için yaklaşık ağırlığı 7,5 ila 10 kğ ağırlığında olan ve içi yakılmış kömür ile ısıtılan ütüler kullanılırdı. Bu ütülerle jilet gibi ütü yapılırdı. Ütünün ağırlığı ve içindeki kor ateş kumaşa şekil, şemal verirdi.  Tabi gelin dışında damat adayına da yapılacak takım elbise için de kumaş alınır ve Ekrem abiye verilirdi. Damat’ın takım elbisesi için iki üç defa provaya gitme durumu vardı. Her provada Ekrem abi damat adayını ayna karşısında ceketi giydirir toplu iğne ile tutturur, uzunluğunu, genişliğini ayarlamaya çalışırdı.  Gelin adayına da Ekrem abi; mintan, libedde, manto, döpiyes, takiyat, huçik, kamis gibi kıyafetler dikerdi.  Farve, pijama, şalvar yelek, fistan, şame, gilabiye gibi elbiselerde diktiği giyisilerdendi.  Cumartesi kalfa ve çıraklarına (sebbe) haftalıklarını verir onların çalışma azmini böylece kamçılarlardı Ekrem abi.  Öğle yemek ihtiyaçlarını ya lokantadan veya alınan aparatif yiyeceklerle giderirdi.  Eskiden çırağa bahşiş adı altında bir miktar para verilirdi.  C.tesi günü haftalıklar verilirken kaç çırak, kaç kalfa varsa, toplanan bu bahşişler bunlar  arasında pay ederdi Ekrem abi.  Hazır giyim ve konfeksiyonun yaygınlaşmasıyla terzilik mesleği de unutulmaya yüz tuttu.  Ekrem abi azmi, sabrı, hoşgörüsü İle bulunduğu mekanda elli yıldır mesleğini icra etti.  Ekrem abi esnaf arkadaşları ile geliştirdiği hoş görü kültürü ile gönüllerde yer alan bir esnaf. Gençliğinde Orhan Gencebay’a benzetilirdi. Temmuz ayının sıcak bir ikindi gününde kendisine misafir olduğumuzda bütün bu yaşanmışlıkları hatırlamamıza vesile oldu. Ekrem Ayanoğlu abimize sağlık sıhhat afiyet diliyorum…..
Ekleme Tarihi: 01 Ağustos 2022 - Pazartesi

50 Yıl….

Ekrem abi, amcaoğlu elli yıldır aynı dükkanda mesleğini icra ediyor. Bir iğne, bir iplik, bir dikiş makinasıyla el ürünü emeğiyle terzilik mesleğini icra ediyor. Alınterinin, helal lokmanın esnaflık kültürüne yansıtan bir şahsiyet. Mardin alt çarşı telaller çarşısının hemen yanıbaşında dükkanı.
Bu dükkanda neleri yaşamadı ki? Evlenecek erkeklere damatlık, ev eşyası, köylü hemşerilerimize şalvar ve gömlek dikerek onlara hizmet etti.  
Ekrem abi, hazır giyimin yaygın olmadığı dönemlerde gelinlik kıyafet siparişini aldığı zaman, işi koordineli bir şekilde yapardı.
O dönemler yanında çalıştırdığı 1-2 kalfa 2-3 çırak ile işini sürdürürdü. Kalfa ve çıraklar her biri ayır görevi üstlenirdi. Kalfalar işin ehemmiyetine göre dikiş veya diğer işleri yaparken çıraklar da düğmeler dikerdi.
Mesleğe yeni başlayan çıraklar kömür ile ısıtılan ütüyü ve kış aylarında kömür mangalını hazırlama işini yapardı. Ütünün ısıtılması için her gün kömürü hazırlanır ve sabah erkenden ütü ısıtma işi yapılırdı. Önceden elektrikli ütüler olmadığı için yaklaşık ağırlığı 7,5 ila 10 kğ ağırlığında olan ve içi yakılmış kömür ile ısıtılan ütüler kullanılırdı. Bu ütülerle jilet gibi ütü yapılırdı. Ütünün ağırlığı ve içindeki kor ateş kumaşa şekil, şemal verirdi. 

Tabi gelin dışında damat adayına da yapılacak takım elbise için de kumaş alınır ve Ekrem abiye verilirdi. Damat’ın takım elbisesi için iki üç defa provaya gitme durumu vardı. Her provada Ekrem abi damat adayını ayna karşısında ceketi giydirir toplu iğne ile tutturur, uzunluğunu, genişliğini ayarlamaya çalışırdı. 
Gelin adayına da Ekrem abi; mintan, libedde, manto, döpiyes, takiyat, huçik, kamis gibi kıyafetler dikerdi.  Farve, pijama, şalvar yelek, fistan, şame, gilabiye gibi elbiselerde diktiği giyisilerdendi. 
Cumartesi kalfa ve çıraklarına (sebbe) haftalıklarını verir onların çalışma azmini böylece kamçılarlardı Ekrem abi. 
Öğle yemek ihtiyaçlarını ya lokantadan veya alınan aparatif yiyeceklerle giderirdi. 
Eskiden çırağa bahşiş adı altında bir miktar para verilirdi.  C.tesi günü haftalıklar verilirken kaç çırak, kaç kalfa varsa, toplanan bu bahşişler bunlar  arasında pay ederdi Ekrem abi. 
Hazır giyim ve konfeksiyonun yaygınlaşmasıyla terzilik mesleği de unutulmaya yüz tuttu. 
Ekrem abi azmi, sabrı, hoşgörüsü İle bulunduğu mekanda elli yıldır mesleğini icra etti. 
Ekrem abi esnaf arkadaşları ile geliştirdiği hoş görü kültürü ile gönüllerde yer alan bir esnaf.
Gençliğinde Orhan Gencebay’a benzetilirdi.
Temmuz ayının sıcak bir ikindi gününde kendisine misafir olduğumuzda bütün bu yaşanmışlıkları hatırlamamıza vesile oldu.
Ekrem Ayanoğlu abimize sağlık sıhhat afiyet diliyorum…..

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.