AMERİKA'NIN GAZZE'DEKİ SİNSİ PLANI

  Ancak FİLİSTİN direniş grupları böyle bir gücü ancak rolünün “Hududu Denetlemek ve ATEŞKES Uygulamasını Kontrol Etmekle Sınırlı Olması Durumunda Kabul Edeceklerini” açıkça belirttiler.
                Rapora göre Washington, kararın ilk taslağını Güvenlik Konseyi'nin birçok üyesine gönderdi. Kararda GAZZE'yi denetleyecek, güvenliği ve idari kontrolü sağlayacak uluslararası bir gücün oluşturulması öneriliyor.
  Bu hamle, 10 Ekim 2025'te yürürlüğe giren ATEŞKES anlaşmasının devamı niteliğinde olup ABD Başkanı Donald TRUMP'ın savaş sonrası döneme ilişkin planına dayanıyor.
               Karar taslağına göre ABD ve projede yer alan ülkelere, GAZZE'de "Barış Konseyi" adı verilecek geçici bir hükûmet kurma konusunda tam yetki verilecek ve müdahalesi en az 2027 sonuna kadar devam edecek.
               Belgeye göre uluslararası güç, GAZZE'nin İTsrâil ve Mısır sınırında güvenliği sağlayacak, siviller ve insani koridorları koruyacak, GAZZE'de olduğu iddia edilen askerî yapıları YOK EDEREK yeniden inşa edilmesini engelleyecek.
  Ayrıca kuvvet, silahsızlanma planının uygulanmasına ve eğitimli bir FİLİSTİN polis gücünün oluşturulmasına da katkıda bulunacak.
               Web sitesi planın GAZZE'de ‘SÖZDE İSTİKRARI SAĞLAMAYI’ ve ‘DİRENİŞ GÜÇLERİNİ SİLAHSIZLANDIRMAYI’ amaçladığını iddia etti.  ATEŞKES düzenlemelerinin sürdürülebilmesi için gerekirse İŞGALCİ İTSRÂİL ORDUSU da BU GÜCE DESTEK OLARAK KULLANILACAK.
               Rapora göre ABD'li bir yetkili, kararın önümüzdeki günlerde Güvenlik Konseyi üyeleri arasındaki tartışmaların odağı olacağını belirtirken, ABD'nin Ocak 2026'da ilk gücün GAZZE'ye konuşlandırılması için birkaç hafta içinde kararın oylanmasını istediğini söyledi.
               Aynı yetkili, bu gücün sadece barışı koruma amaçlı bir güç olmayacağını, çeşitli ülkelerden birliklerin yer alacağı ve "Gazze Barış Konseyi" ile koordineli olarak seçilecek bir "UYGULAMA GÜCÜ" olacağını söyledi.
  Amerikan kanalı "Focus News", bu projenin hazırlanmasında 16 ülke ve 20 Amerikan devlet kurumunun yer aldığını ortaya çıkardı.
               Rapora göre, HİNDÛ kökenli ABD Ulusal İstihbarat Başkanı Tulsi Gabbard, İTsrâil'in işgal altındaki Kiryat Gat kentindeki ABD irtibat merkezine sürpriz bir ziyarette bulunarak, "GAZZE'deki uluslararası koordinasyon, ulusların ortak çıkarlar etrafında birleşmesi durumunda neler başarılabileceğinin bir modelidir" dedi.
               Gabbard ayrıca GAZZE sınırındaki Kerm Ebû Sâlim bölgesini de ziyaret ederek burada devam eden insani yardım faaliyetlerini inceledi. Bu vesileyle ABD'li bir istihbarat yetkilisine göre Başkan Trump'ın bölgede "barışı tesis etme" hedefini destekledi.
               Bu arada News Nation, Gabbard'ın önerilen uluslararası gücün bileşimini ve ayrıntılarını tartışmak üzere işgalci İTsrâil istihbarat yetkilileriyle toplantılar yaptığını bildirdi. İngiliz Telegraph gazetesi, bölgesel gerilimi azaltmak amacıyla bu kuvvete katılacak askerlerin çoğunun Orta Doğu ülkelerinden alınacağını yazdı.
               Başkan Donald Trump, yakın zamanda yaptığı açıklamada "GAZZE İstikrar Gücü"nün yakında konuşlandırılacağını ve liderlerinin atanacağını söyledi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da ‘Uluslararası Bir Gücün Kurulması İçin İstişarelerin Sürdüğünü Ancak Detaylarının İşgalci İTSRÂİL'in ÖNCELİKLERİ DİKKATE ALINARAK Belirleneceğini’ söyledi.
               Öte yandan Washington ve terörist İTsrâil, bu gücü direniş güçlerini silahsızlandırmanın bir yolu olarak tanımlarken, Filistin direniş kuvvetleri ise yalnızca sınırları izlemek ve ateşkesin uygulanmasını denetlemekle sınırlı olan böyle bir gücü kabul edeceklerini kategorik olarak belirttiler.
               HAMÂS lideri Halîl el-HAYYE/ خليل الحية, Filistinli grupların yalnızca ateşkesi denetleyecek ve sınırları kontrol edecek BM denetimindeki bir gücü kabul edeceğini söyledi. Bu gücün mahiyeti, süresi ve usulünün BM kararına göre belirlenmesi gerektiğini vurguladı.
               Öte yandan İTsrâil terör militanlarının vahşeti tüm gaddarlığıyla devam ediyor. GAZZE'nin doğu bölgelerine hava ve kara bombardımanı sürüyor.
  Siyonist işgalciler, Râmallâh ve Beytüllahim'e barbarca saldırılar düzenleyerek, FİLİSTİNLİLERİN mülklerini tahrip edip, zeytin ağaçlarını yakıyor.