FİLİSTİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN BEDELİ: ÖLÜM, ACI VE SİYASİ KAZANÇ

FİLİSTİN'in devlet olarak şartlı "TANINMASI" ne adalete ne de evrensel ilkelere dayanmaktadır. Bu politika o kadar ahlaksız ki ‘GÜLÜNÇ’ demek bile abestir. “İTSRAİL Çocukları Bombalamaya, Toprak Ele Geçirmeye ve Tüm Nüfusu Aç Bırakarak Boyunduruk Altına Almaya Devam Ederse, Evet, İngiltere O Zaman Filistin'i Tanıyabilir Mesajını Veriyor” gibi görünüyor.
  Bu nasıl bir adalet ki; böyle saçma sapan ilkelere dayanıyor? Bu diplomasi değil, ahlaki şantaj. Yani İNGİLTERE, FİLİSTİNLİLERE şöyle diyor:
  "VAROLUŞUNUZ SİZİN HAKKINIZ DEĞİL. Tamamen İşgalcinizin Davranışına Bağlı!"
  GAZZE ile ilgili İNGİLİZLERİN bu açıklaması hakkında sadece gülünür. İNGİLTERE'nin GAZZE hakkında ne söylediği umursanacak bir durum değil. FİLİSTİNLİLER onların yüzünden bu durumda olduklarının da bilincindeler.
  Dünyadaki bütün ülkeler arasında bunu ilk anlayan İngiltere olmalıydı çünkü BALFOUR Deklarasyonu ile sürgünün temelini atan da İNGİLTERE'ydi.
  İNGİLTERE, milyonlarca FİLİSTİNLİNİN İTsrail devletinin kurulmasıyla yerinden edildiği NEKBE sırasında sessiz kaldı. İşgal, kuşatma ve KATLİÂM sırasında İTsrail'i silahlandırıp finanse etti. Şimdiyse GAZZE tarihten silinmeye çalışılırken, FİLİSTİNLİLERİN özgürlük ve onur içinde yaşama hakkına sahip bir halk olduğunu hâlâ söyleyememektedir.
  Küçük Çocuklar Bile Büyüklerine Soruyor:
  "- Bizi Tanımak İstemeleri Ne Kadar Anlamsız! Zaten Var Değil miyiz?"
  Küçükler bile bu çılgınlığı anlamış ama bir hükûmet, “Belki de Halkınız Daha Fazla ÖLDÜRÜLDÜĞÜNDE Sizi Tanıyacaklarını” söylüyor.
  STARMER, “Filistin devletinin kurulmasını 'DEVREDİLEMEZ BİR HAK' olarak nitelendirirken, hiçbir hakkın geciktirilemeyeceğini, geri alınamayacağını veya tehdit olarak kullanılamayacağını” söyledi.
  Eğer bir hak, hele ki işgal eden, bombalayan bir devlet için, üzerine bahis oynanırsa, o hak HAK olmaktan çıkar, bir pazarlık haline gelir.
  Ve en kötüsü de, bunların hepsinin samimiyetsiz olması. Mesele Filistinlilerle ilgili değil.
  Bu, STARMER'ın dünyaya ilkeli bir adam olduğunu göstermek için kullandığı siyasi bir taktiktir ama aynı zamanda ABD politikaları, silah anlaşmaları ve içerideki İTsrail yanlısı lobiyle aynı çizgide olmak istiyor.
  FİLİSTİNLİLER, Dünyanın Şöyle Dediğini Düşünüyor:
  “Acınız, mazlûmiyetiniz, tarihiniz, yerinden edilmeniz, hatta GAZZE'de 60.000'den fazla insanın ÖLDÜRÜLMESİ bile desteğimize yetmiyor. Fakat eğer İTSRAİL'i SİZİN cesetlerinizle utandırabiliyorsak, o zaman tereddüt etmeden "FİLİSTİN" kelimesini söyleyebiliriz.”
  Bunların hepsi çok iğrenç! Bu durum şiddet gören bir kadına, "Kocan Seni Dövmeye Devam Ederse Acını Kabul Edeceğim. Fakat Durursa Kendine İyi Bakacaksın, Tamam mı?" demek gibi bir şey!
  Bu TARAFSIZLIK DEĞİL, Stratejik Bir Kılıkta ORTAKLIKTIR. Filistinlilerin Siyasi Olarak "KULLANILABİLİR" Kalabilmeleri İçin ÖLMEYE DEVAM ETMELERİ GEREKTİĞİ Mesajını Verir. ATEŞKES İTsrail İçin Daha İyi Olabilir, Ancak Tanınma Sürecini Daha da Geciktirebileceği İçin FİLİSTİNLİLER İçin Zararlıdır.
  Bu paradoks o kadar absürt ki, aşağılayıcı geliyor. Filistinliler ne kadar çok öldürülürse, insan olma ihtimali o kadar artıyor. Katliâm durur durmaz, yine yok ediliyorlar. Bu Nasıl Bir Adalet? İnsan Haklarını Bu Seviyede Bir Pazarlığa Dönüştüren Şey Liderlik midir?
  Bunun Yerine, Ölümleri Onların Politikalarına Hizmet Edene Kadar Beklemeleri Söyleniyor. Acılar birileri için kazanç kaynağı olana kadar bekle… STARMER'ın İTsrail'e göndereceği bir mesajı olana kadar bekle! Ancak o zaman tanınmaya layık görülebilirler.
  Ama on yıllardır bekleniyor. Her savaştan sonra, her başarısız 'BARIŞ SÜRECİNDEN' sonra, her hakaretten, her katliâmdan, her tutulmayan sözden sonra bile..
  İNGİLTERE ve Batı sabırlı olmayı öğütlerken beklendi. Onlar ise zalimleri kabul edip, onlara para verip, silahlandırıp, "SABIRLARINI" överek MÜSLÜMANLARI enkaz altına gömdüler.
  Eğer teslimiyet böyle bir şeyse, bu teslimiyet değil, bir istihzadır. Acımasız, aşağılayıcı bir istihza, üstelik her şeyini kaybetmiş bir millete karşı.
  Çünkü eğer dünyanın mazlumlara yaşama hakkını tanıması, katillerin davranışlarına bağlıysa, o zaman bu 'TANIMA' bir hediye değil, şiddetin başka bir biçimidir.
  Ve eğer Britanya KRALLIĞI, Filistin’in tanınmasını İTsrail'in iznine bağlıyorsa, o zaman bu tanımanın hiçbir anlamı yoktur.
  Bu Liderlik Değil, Düşkünlüktür ve Tarih Bunu Böyle Hatırlayacaktır.