GRETA THUNBERG: SUMÛDUN YİĞİT SESİ SİYONİST ZİNDÂNLARI (II)
Ben Bir Bilim İnsanı Değilim Ama Alarm Verebilirim
Günümüz dünyasında her etkinin bir tepkisi vardır. GRETA'nın faaliyetlerine iki tür tepki vardı:
Bazıları ona eşlik edip destekledi,
İkinci grup ise yaygın eleştiri ve saldırılarla faaliyetlerini durdurmaya çalıştı.
Bir süre sonra GRETA üzerindeki medya baskısı iki katına çıktı. Birçok eleştirmen onu çevre alanında medya propagandası yapmakla suçladı. Herhangi bir alanda attığı en ufak bir adımla ona karşı eleştirel söylemlerini sürdürdüler. Meselâ, 2019'da GRETA, Time dergisi tarafından YILIN KİŞİSİ olarak tanıtıldıktan sonra, Donald TRUMP gibi bir figür, GRETA'nın faaliyetlerini bir gönderide ALAYCI BİR ŞEKİLDE ELEŞTİRDİ.
Bugün (7. 10. 2025) yine "Greta Thunberg'in öfke sorunu olduğunu ve DELİLİKTEN bir doktora görünmesi gerektiğini düşünüyorum." diye beyanat verdi. Aslında Trump'ın bu hâli PSİKOLOJİK bir PROJEKSİYONDAN başka bir şey değil.
GRETA, kendisini bir medya ikonu olarak gören ve iklim değişikliğine fazla odaklandığı için eleştirenlere şu cevabı verdi:
"BEN BİR BİLİM İNSANI DEĞİLİM AMA ALARM VEREBİLİRİM."
Tüm baskı ve eleştirilere rağmen, GRETA'nın aktivizmi sokak protestolarının ötesine geçerek büyük şirketlere ve hükûmetlere baskı yapmaya başladı. Petrol boru hatlarına karşı protestolara katıldı. Fosil yakıt sübvansiyonlarının sona ermesi çağrısında bulundu. 2023 yılına gelindiğinde, Fridays for Future hareketi, milyonlarca katılımcısıyla tarihin en büyük gençlik hareketlerinden biri haline gelmişti.
Herkes İçin Sosyal Adalet ve Özgürlük Olmadan İklim Adaleti Olamaz
Ancak GRETA'nın dünyası Ekim 2023'te DEĞİŞTİ. GAZZE'de soykırım olarak nitelendirilen ve tüm dünyanın vicdanını zorlayan İTSRÂİL SALDIRI ve KATLİÂMI başladığında, GRETA da bir çevre aktivisti olarak bu olay karşısında şaşkına döndü. İklim adaletini her zaman toplumsal adaletle bağdaştıran GRETA, bu SOYKIRIM karşısında sessiz kalamadı.
X Network'teki (eski adıyla Twitter) paylaşımlarından birinde şöyle yazmıştı:
"270. Hafta. Bugün FİLİSTİN ve GAZZE ile dayanışma içinde eyleme çıkıyoruz. Dünya, FİLİSTİNLİLER ve etkilenen tüm siviller için derhal ATEŞKES, adalet ve özgürlük çağrısında bulunmalıdır."
GRETA, Dünya'nın geleceğini mahveden asıl tehlikenin, “Kendileri Dışında Hiçbir İnsanın Varlığına ACIMASIZCA TAHAMMÜL ETMEYEN İnsanların Düşünce ve Davranışları Olduğunu” anlamıştı. Şimdi bu düşünce Siyonistlerin davranışlarında vücut buluyordu.
GRETA, ‘İklim Krizinin’ ‘İnsan Şiddetinden’ ayrı tutulamayacağını gösterdi. İklim değişikliğini işgal, sömürgecilik ve baskıyla ilişkilendiren Greta, bir başka açıklamasında şöyle demişti:
"Herkes İçin Sosyal Adalet ve Özgürlük Olmadan İklim Adaletine Ulaşamazsınız."
SOYKIRIMA Sessiz Kalınmaz, Sessiz Kalmak Soykırıma Ortak Olmaktır
GRETA'nın FİLİSTİN davasına odaklanmasının temelinde, işgal ve baskının sembolü olan İTSRÂİL'in insanlık için en büyük tehdit olduğuna olan inancı yatıyordu. GRETA, medya açıklamalarında İTSRÂİL'i sürekli olarak SOYKIRIMIN yanı sıra çevreyi de tahrip eden bir ülke olarak tanımladı.
GAZZE'ye yönelik bombalamalar yalnızca binlerce çocuğun ölümüne yol açmakla kalmadı, aynı zamanda bölgenin ekosistemini de mahvetti: Kirli Sular, Zehirli Topraklar ve Yıkılmış Altyapı.
GRETA, bir diğer medya açıklamasında ise şöyle yazdı:
"- İklim Adaleti Hareketi; SOYKIRIM ve EKOLOJİK Yıkıma Karşı Mücadele Eden, Herkes İçin ÖZGÜRLÜK ve ADALET Talep Eden, Kârdan Çok İnsanlar ve Gezegeni Önceliklendiren Bir Sistem Olan ANTİ-KOLONYAL, ANTİ-KAPİTALİST ve ANTİ-FAŞİST Bir Hareket Olmalıdır."
- DEVAM EDECEK -