HOLLYWOOD NEDEN ÖLÜLERİ ZOMBİYE DÖNÜŞTÜRÜYOR? DİNİ İNANÇLARI YOK ETME PROJESİ (II)

Bu nedenle YAHUDİLİK, HIRİSTİYANLIK ve İSLAM'da peygamberlerin gösterdikleri mucizelerden biri de ÖLÜLERİ diriltmekti. Lakin ölen kişi daha evvel içinde bulunduğu haliyle diriltilir, şeytani bir varlığa dönüştürülmez ve onun emri altındadır. Bu sebeple bu tür diriltme kara büyüden farklıdır ve kökeni Hz. İSA (as)’nın ilâhî koruyucusu konumunda ve Tanrı ile bağlantısındadır. Bazı kaynaklara göre bazen şeytânî büyücüler gizli ilimleri kullanarak VARLIKLAR oluşturulmuş, bunların canlanan ve kendi emirleri altında çalışan insan rûhları olduğunu iddia etmişlerdir.
  Ancak din araştırmacıları, DEMONOLOG ve OKÜLTİSTLER bu olguyu doğrulamamış, büyücülere hizmet eden varlıkları CİN, yani çeşitli biçimlere girebilen ve insan rûhlarıyla hiçbir ilgisi olmayan CİNNÎ ŞEYTANLAR olarak sınıflandırmışlardır.
  Örneğin, Nicholas RemyOrta Çağ'da cadılarla savaşan bir Hristiyandı. Nekromanside “İnsan Ruhlarının Çağrılmadığına, Bunun Yerine Ölülerin Kılığına Giren Şeytanlar Olduğuna” inanıyordu.
  İslami görüşe göre insanlar ölümden sonra başka bir dünyaya gidecek ve cadılar gibi varlıkların elinde olmayacaklardır. Öte yandan cinler, yani ne melek ne de insan olan gizli varlıklar vücutlarının özelliği nedeniyle kendilerini farklı şekillerde gizleyebilirler.
  İSLAM, ölüm olgusunu bir yok oluş ve felaket olarak değil tam aksine ilk varoluş alanından ikinci bir varoluş alanına geçiş olarak niteler. Yani ÖLÜM yeni başlayacak ve ebedi devam edecek olan âhiret kapısının eşiğidir. Kelamcılar sürekli olarak rûh-beden birlikteliğini savunur. Sura ikinci üfürmeden sonraki YARATMAda tıpkı ilk yaratma gibi aynı şekilde rûh-beden birlikteliği içinde gerçekleşecektir.
  Hristiyan kökleri olmasına rağmen günümüzde seküler bir kutlama halini almış Cadılar Bayramı veya Yahudilerin Şabbat gibi günlerinde, tarihi kaynaklarda çirkin ve korkunç yaratıkların insanlar arasına girdiğini ve mezardan dirilen insanlar olduklarını iddia ederek onlardan para aldıklarını da görüyoruz.

  Korkutma: Şeytanların Stratejisi
  ZOMBİLERİN bir gün gerçek olması için, cinlerin ortaya çıkıp kendilerine yarattıkları tuhaf yüzlerle insanları korkutmaları gerekir. Aksi takdirde, dini inanışlara göre, dirilen ölüler, arkalarındaki ilahi güç sayesinde tamamen aklı başında ve sağlıklıdırlar, ZOMBİYE de dönüşmezler.
  Ayrıca, cinlerin insanları kandırmadaki en önemli stratejilerinden birinin onları KORKUTMAK olduğunu da belirtmek gerekir. KUR'ÂN-I KERÎM şöyle buyurur:
  “Kuşkusuz ŞEYTAN, Ancak Kendi Dostlarını KORKUTUR. Eğer İman Etmiş Kimseler İseniz Onlardan KORKMAYIN, Benden Korkun!” ÂL-İ İMRÂN: 175
  Çeşitli Hollywood yapımlarında, ZOMBİLERİN genetik mutasyon, viral hastalık, nörolojik hastalık, parazit varlığı vb. gibi çeşitli nedenlerle ZOMBİYE dönüştüğünü ve diğer İNSANLARI YOK ETTİĞİNİ görüyoruz. Bu, insanların ölümden sonra başka bir dünyaya girip Tanrı'ya doğru yolculuklarına devam ettikleri ve evrensel olmayan dönüş gibi özel durumlar dışında bu dünyaya bir daha geri dönmedikleri anlamına gelir.
  Aslında, materyalist ve seküler temelleri nedeniyle, Hollywood ölümden bahsettiğinde, bu yeraltına inmekten başka bir şey ifade etmez. DİRİLİŞ ve ÖLÜMDEN sonraki hayatla da hiçbir ilgisi yoktur. Dolayısıyla, bu düşünce için "ÖLÜ" kavramı yıkımdan başka bir şey değildir. O nedenle, “Bir Varlığı Ölümden Geri Getirmek, Parçalanmış Bir Şeyi Yeniden Bir Araya Getirmek Gibidir.” Dolayısıyla, doğal olarak istenen bir sonuç elde edilemeyecektir.
  Bu materyalist ve Yahudileştirilmiş bakış açısının, Haiti dinindeki ZOMBİ kavramından bile farklı olduğunu görüyoruz. Bu mitolojik ve batıl inançlı bakış açısında, bir büyücünün canlandırdığı ruhlar üzerindeki hâkimiyeti tartışılıyordu.  Yani büyücü, ruhları kontrol altına alarak onları istediğini yapmaya zorluyordu.
  Yaşayanların da başına aynı şey gelir ve eğer biri ilâhî öğretiler ve dindar bir  hayat tarzından kaçınarak iblislerin hayatına girmesine izin verirse, yavaş yavaş kendi özgür iradesiyle kötü varlıkların kontrolü altına girer. Haiti mitolojisinde, ölüler diriltilse ve büyücü, etkisiz hale getirdiği şeytani ruhları kullansa da, ZOMBİ yaratmanın kökenini KARA BÜYÜYE dayandırır.
  Ancak, modern ve YAHUDİ İSTİLASINA UĞRAMIŞ Hollywood bakış açısında, büyücünün ZOMBİLERİN yaratıcısı olarak ortadan kaldırıldığını ve sebebi ortadan kaldırarak yalnızca sonuçla ilgilendiğini görürüz. Yani, ölülerin diriltilmesi de maddi bir olgu olarak yorumlanır.
  İlâhî bakış açısına göre ÖLÜM, başka bir dünyaya yolculuk anlamına gelir. Bu arada, ölüp hayata geri dönen biri, maddi hayata hapsolmuş diğerlerinden daha yüksek algılara sahip paralel dünyalardan yeni deneyimler yaşayacaktır. Bu nedenle, dirilen ölüler sıradan insanlara kıyasla onur bile kazanacaktır.
  ÖLÜMÜN daha derin bir anlamı da olduğu unutulmamalıdır. Bu anlam, bu dünyadan tamamen ayrılmak anlamına gelir ve doğal olarak "YAŞAYAN ÖLÜLER", mistik ve başka dünyaların farkında olan biri için kullanılabilir.
  ZOMBİLER ve kıyâmetvâri eserler arasındaki bağlantıya gelince; ‘Postmodern Kıyametin, İslam Dini Görüşlerinin Aksine, Kıyamet ve Olaylarının Yıkıma Yol Açtığını ve Kurtuluş Umudunun Olmadığını İddia Ettiğini de’ belirtmek gerekir. ZOMBİ KIYAMETİ ise tam bu noktada anlam kazanır. POSTMODERN KIYAMET, “Umutsuzluk ve Boşlukla”ilişkilendirilir.
  Dolayısıyla HOLLYWOOD, ZOMBİLERİ göstererek hem insanlara ilişkin materyalist ve Yahudi bakış açısını pekiştiriyor, hem ölümden sonraki hayata dair kuşkuları körüklüyor, hem de tevhîd esaslı dinlerdeki ÖLÜLERİN DİRİLİŞ ve KIYAMET kavramlarının varlığını inkâr ediyor.
                                   

- B İ T T İ -