KENDİNİ BEĞENMİŞ BİR SİYASETÇİNİN DÜŞÜŞÜ

  Bu siyasetçi, 2017'de Marion Anne Perrine Le Pen'i ikna ettikten sonra PARİS'teki siyasi ve yürütme denklemlerinin en tepesinde yer aldı. Son sekiz yılda Macron, yalnızca FRANSA'nın kronik siyasi, ekonomik ve uluslararası krizlerden kurtuluşunun (!) sembolü olmakla kalmadı, aynı zamanda uluslararası ilişkiler analistleri tarafından bir kriz yaratıcısı olarak da tanımlandı.
              Başka bir deyişle, Macron 2017'de siyaset sahnesine "AVRUPA KURTARICISI" olarak girmeye çalıştı. Ancak şimdi FRANSIZ toplumundaki yüzde 15'lik popülaritesi ve Batı'nın dünya çapında kendi yarattığı kör noktaları çözememesi gibi gerçeklerle boğuşuyor.
              Macron'un umutsuzluk ve aşağılanmasının zirvesi, son dönemde AMERİKA ve Trump'ı öven tavırlarında aranmalıdır.
              Onu dinleyenlerin çoğu, FRANSA Cumhurbaşkanı'nın tek bir Avrupa ordusu kurulması ve Avro Bölgesi'nin Beyaz Saray'ın gümrük savaşından bağımsızlaştırılması gerektiği yönündeki söyleminin gerçek bir nitelik ve içeriğe sahip olduğunu ve Elysee Sarayı'ndaki baş adamın uluslararası ilişkiler alanında Amerika'dan geçiş temelinde yeni bir düzen kurmaya çalıştığını düşündü.
              Fakat en başından beri bunun AVRUPA kamuoyunun öfke ve hoşnutsuzluğunu dizginlemek için utanmaz bir gösteriden başka bir şey olmadığı açıktı.
              RUS insansız hava araçlarının POLONYA ve ROMANYA gibi bazı AVRUPAülkelerinin semalarında yaptığı manevraların ardından, FRANSA Cumhurbaşkanı gerçek yüzünü gizleyemedi ve Paris'in Washington'a mutlak bağımlılığından açıkça bahsetti.
              Macron'a göre, RUSYA'nın AVRUPA hava sahasını ihlal etmesinin amacı, “AVRUPA'nın UKRAYNA'yı Desteklemeden Evvel KENDİNİ KORUMASI GEREKTİĞİNİ” göstermekti.
  Bu sözler, Trump'ın gümrük tarifelerine ve daha da önemlisi Beyaz Saray'ın Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) içindeki olumsuz ve caydırıcı politikalarına karşı gelmekle ünlenen bir başkandan ÇIKIYOR.
              Macron'un yaşadığı rezilliğin doruk noktası, şu iddiada bulunmasıydı:
              “AMERİKA'nın UKRAYNA Savaşındaki Konumu Değişti. Toplu Gücümüz ve UKRAYNA'nın Direnişi, Amerika Birleşik Devletleri'ne Savunma ve Saldırı Ekipmanının Önemli Bir Tedarikçisi Olarak Yeni Bir BAKIŞ Açısı Kazandırdı."
              FRANSA Cumhurbaşkanı, kendisi ve grubu olan AVRUPA BİRLİĞİ'nin, günümüz dünya ilişkilerinde bağımsız değişken statüsüne sahip olmadığını ve KENDİLERİNİ ATLANTİK'İN DİĞER YAKASINDA BAĞIMLI BİR DEĞİŞKEN OLARAK TANIMLADIKLARINI açıkça kabul etmiş oldu.