“Tarımda sürdürülebilir bir gelecek için birlikte hareket etmeliyiz”

Mardin Ulusal Tarımsal Mekanizasyon ve Enerji Kongresi’ne ev sahipliği yaptı. Mardin Artuklu Üniversitesi ile Siirt Üniversitesi’nin koordinasyonunda Mardin Valiliği, GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, TAGEM, Tarım Makineleri Derneği, Türk Tarım Alet ve Makineleri İhracatçıları Birliği ve Mardin Ticaret ve Sanayi Odası’nın desteğiyle düzenlenen 36. Ulusal Tarımsal Mekanizasyon ve Enerji Kongresi, organize edilen törenle başladı. 3 gün sürecek kongrede tarımda teknoloji kullanımı, dünyadaki güncel gelişmeler konularında akademik tartışmalar yapılacak. Ayrıca girişimcilerin Tarım 4.0. konseptinde hazırladığı yeni nesil teknolojiler ve dijital sistemlerde tanıtılacak. Eski Tarım ve Orman Bakanı, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve Ak Parti Kahramanmaraş Milletvekili Prof. Dr. Vahit Kirişçi’nin katılımıyla açılan kongreye Mardin Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Tuncay Akkoyun, GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı Dr. Hasan Maral, Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar, Mardin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hatip Çelik ve çok sayıda akademisyen katıldı.

Kongrenin açılışında konuşan Mardin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hatip Çelik, tarımsal üretim, devam eden zirai altyapı yatırımları, üreticilerin teknoloji kullanımı, ticaret ve ihracat konularında önemli değerlendirmelerde bulunarak şu ifadeleri kullandı:     

“Bugün, tarımın kalbi Mezopotamya’da, kentimizin lokomotif sektörü olan tarımsal üretimde mekanizasyonun sunduğu fırsatları, sürdürülebilir enerji kullanımını ve bu alanda geleceğe dair beklentilerimizi konuşmak üzere bir aradayız.

Bildiğiniz üzere ülkemiz coğrafi özellikleri ile dünyanın en önemli tarım üreticilerinden biridir. İlimiz ise 3.2 milyon dekar tarım alanı ile buğday, mısır, kırmızı mercimek ve üzüm üretiminde ülkemizin lider illerinden biridir.

Neolitik devrimin ve ilk tarımın yapıldığı bu topraklarda yaklaşık 2.5 milyon yıldır çiftçilerimiz insanlığı doyurmak üzere alın teri döküyor. Arkeolojik keşiflerde çeşitli bitki ve hayvan evcilleştirmelerinin yapıldığı bölgelerden birisinin de Mardin olduğunu ortaya koyuyor.

Mardin geçmişten gelen bu kadim zirai üretim mirası ile tarımsal ürünlerini işleyebilen ve pazar yaratabilen bir ildir. Mevcut durumda un ve bulgur ve makarna üretiminde en önde gelen il konumunda olup, ürettiği temel gıda ürünleriyle pandemi ve deprem gibi afetlerde hem ülkemizin hem de komşu ülkelerin can simidi hem de cari açığını kapatma konusunda net katma değer yaratan önemli bir rol oynamaktadır.

KURAKLIK

Küresel iklim değişikliğine bağlı olarak Anadolu ve Mezopotamya ovalarında devam eden kuraklık su yönetimini her geçen yıl daha da stratejik hale getiriyor. Mevcut su kaynaklarımızın yüzde 77’i tarımsal sulamada kullanıyoruz. 2024 yılında kişi başına düşen su oranımız 1308 metreküp olarak belirlendi. Bu oranın 2030 yılına kadar 1.000 metreküp seviyesinin altına inmesi öngörüyor.

TARIMSAL PLANLAMA

Bugün su kaynaklarımızın yok olmasının temel nedeni plansız ve kontrolsüz tarımdır. Mardinli çiftçilerimiz daha sulama suyuna kavuşmadan sulu tarıma geçiş yaptılar. Yer altı suyuna güvenerek iklime uygun olmayan bir üretim modelini kentimizde oluşturdular. Yer altı su seviyelerimiz hem maliyet hem de su kalitesi açısından sürdürülemez bir seviyeye ilerliyor. Çiftçilerimizin kuraklığı artık bir realite olarak kabul etmeli ve yoğun su tüketen bitkilerin tarımsal üretimini bölgemizde yasaklamaya, üretimini zorlaştırmaya devam etmeliyiz.

GAP PROJESİ – MARDİN ETABI

Çiftçilerin sorunlarının çözümü için Mardin ovalarında planlanan GAP Projesi’ndeki yatırımların bir an önce tamamlanması gerekiyor. Atatürk Barajı’ndan gelen su 2015 yılında tamamlanan 220 kilometrelik uzunluğundaki Ceylanpınar – Mardin Kanalı ile Derik’e kadar ulaştı. Ancak dağıtım şebeke kanallarının yapımı ne yazık ki yavaş devam ediyor. İlk etap yatırımlarda 960 bin dekarlık arazinin şebeke kanalları işletmeye alındı. Ana kanalımızın çevresinde 44 kilometre uzunluğundaki alanda inşaat çalışmaları devam ediyor. Burada 155 bin dekarlık alanın şebekeleri sulamaya açıldı. Geriye kalan 146 bin dekarlık alanın şebekesi Işıklar Köyündeki kamulaştırma davası süreci nedeniyle askıya alındı. GAP Projesi bitirilirse yaklaşık 2 milyon dekar arazinin büyük bir bölümü cazibeli su ile buluşacak. Özellikle dağ tarafındaki çiftçilerimiz önemli avantajlar kazanacak. GAP Projesi’ni yavaşlatan en önemli etken arazi kamulaştırma çalışmalarıdır. Bu işlerde daha hızlı ilerleyebilmek için çiftçilerle pazarlığa oturacak ve süreci hızlandıracak bir komisyona ihtiyacımız var. Çiftçilerimizin cazibeli suya kavuşması için onların da ellerini taşın altına koymalı.

ILISU / TARIMSAL ÜRETİMDE - YENİLENEBİLİR ENERJİ KULLANIMI

Tarımsal sulamada kullanılan yüksek enerji ihtiyacının sürdürülebilir yöntemlerle karşılanabilmesi için projelendirdiğimiz Ilısu Baraj Göleti Yüzer GES santralimizin fizibilitesini tamamladık. Mardin Ilısu Baraj gölü üzerine 50 megavattlık yüzer güneş enerji santrali kurmayı hedefliyoruz. Söz konusu Yüzer Güneş Enerji Santralinin Ilısu barajının rezervuarında 540 bin metrekarelik bir alan kaplayacak ve yıllık enerji üretimi 117 bin megavat olacağı hesaplanmıştır.

Bu kapasiteyi 2 gigavat güce kadar çıkarabilecek bir altyapı burada kurulabilir. Hazırladığımız projeyi yatırıma dönüşebilmesi adına ilgili bakanlıklara sunduk. Lobi faaliyetlerimize devam ediyoruz. Gelişmiş ülkelerdeki gibi burada üretilecek enerjiyi tarlalarda kurulan batarya merkezlerinde depolayarak sürdürülebilir bir enerji sistemi kurabiliriz. Sezonluk üretim yaptığımız için bu model kentimize de en uygun enerji model olacaktır.

MEYVE BAHÇELERİNDEKİ ÜRETİM ARTIŞI

Güneydoğu’da mikro klima etkisine sahip tek il olan Mardin, meyve üretiminde gösterdiği performansla tarımsal kalkınmanın yeni merkezlerinden biri haline geliyor. İklim avantajı, sulama yatırımları ve çeşitlenen üretim desenleri sayesinde meyvecilikte ürün bazlı güçlü bir portföy oluşturuyoruz. Kentteki toplam meyve ağacı sayımız da 3.6 milyon adede ulaştı. Ağaç popülasyonumuzun yaklaşık 2 milyonu genç ağaçlardan oluşuyor. Özellikle üzüm, zeytin, fıstık ve bıttım üretiminde hızla rekoltelerimiz artarken kentimizde yetiştirilen meyve çeşidi sayısı toplamda 27’ye ulaştı. Geleneksel olarak sağladığımız bu başarıları modern tarım teknikleri ile daha küresel bir çıtaya çıkartabiliriz. Bunu sağlamak için kent gündeminde yer alan Mezopotamya Meyvecilik Araştırma Enstitüsü’nün bir an önce kurulması gerekiyor.

ZEYTİN ÜRETİMİ YENİ MODERN SANAYİ İLE BULUŞMALI

Mardin’de zeytin üretim alanları da hızla genişliyor. Burada sürdürülebilir sektörel büyüme sağlanabilmesi için yeni modern endüstriyel tesislere ihtiyacımız var. Bu alanda kentimizde mevcut yatırım girişimlerinin hayata geçirilmesi için çalışıyoruz. Özellikle Derik ilçemizdeki girişimleri yakından takip ediyoruz. 2024 yılında yüzde 19.22 genişleyerek 24 bin 607 dekar olarak kaydedilen Zeytin üretim alanlarımızdaki toplam zeytin ağacı sayımız 876 bin 959 adede ulaştı. Meyve veren zeytin ağacı sayımız 423 bin 253, meyve vermeyen genç ağaç sayısının 453 bin 382 adet oldu. Genç ağaçlarımızdaki artış sayesinde zeytin üretim miktarımız önümüzdeki süreçte artarak devam edecek.

ORTAKLAŞMA KÜLTÜRÜ VE KOOPERATİFLEŞME

Mardin’de tarımsal sulama yaşanan sorunların sadece GAP Projesiyle çözülebileceği yaklaşımı artık kabul edilebilir değil. Su kaynaklarımızı en sürdürülebilir şekilde kullanılması için çiftçilerimiz arasında ortaklık kültürünün gelişmesi ve güçlü kooperatiflerin oluşturulması şarttır. Tarımda artık bireysel çözümler yerine daha çoğulcu bir yaklaşıma geçmeliyiz. Zira tarımda mekanizasyonu ne kadar ortaklaştırırsak tasarruf oranlarını da o kadar yükseğe çıkartabiliriz. Başta sulama işlemlerinde çiftçilerimizi kooperatif çatısı altında buluşturmalıyız. Ayrıca Valiliğimiz ve Tarım İl Müdürlüğü kontrolünde olacak kooperatiflere toplu elektrik alımı, elektrik üretimi izni sağlanmalıdır. Kurulacak kooperatiflere güneş enerji santrali kurma noktasında TKDK projelerinde yer alma hakkı tanınmalıdır.

Mardin; geçmişin mirasını, bugünün üretimini ve yarının vizyonunu bir arada taşıyan bir tarım şehridir. Hep birlikte hareket ederek tarımda daha güçlü, daha verimli ve daha sürdürülebilir bir geleceği inşa edeceğimize inanıyorum.”