TARİH TEKERRÜRDEN İBARETTİR. BELKİ DE BİZ BİR SONRAKİ KURBANIZ!

Cengiz Han önderliğindeki Moğollar BUHARA şehrine saldırdıklarında şehri ele geçiremediler. Cengiz Han, BUHARA halkına şöyle bir mektup yazdı:
  “Bizimle olan herkes güvendedir!”
  Şehir halkı iki gruba ayrılmıştı:
  BİRİNCİ SAF öneriyi reddederek kan ve namus uğruna dövüşmekte ısrar etti!
  İKİNCİ SAF ise Moğolların vahşetinden korktukları için güvenlik teklifini kabul etti.
  Bunun üzerine Cengiz Han ikinci gruba şöyle yazdı:
  “Eğer Sizler REDDEDENLERLE Savaşmamıza Yardım Ederseniz, Ülkenizin Kontrolünü Size Verir ve Sizin İktidara Gelmenizi Sağlarım.”
  İki taraf karşı karşıya gelmiş, Moğol ordusu kapılarına dayanmıştı. İHANET EDEN KAZANMIŞTI. Galip geldiklerinde MOĞOLLARA kapıları açtılar. CENGİZ HAN şehre girince ilk yaptığı şey onların silahlarını almak oldu. Sonra ordusuna onları KATLETMELERİNİ emretti ve şu meşhur sözlerini söyledi:
  “Eğer Güvenilir Olsalardı, Bizim Gibi Yabancılar İçin Kardeşlerine İHANET Etmezlerdi!”
  Eğer bu Filistin DİRENİŞİ inanç ve din olarak desteklenmiyorsa, o zaman çıkar ve politika olarak desteklenmelidir. Çünkü bu düşmanı uzaklaştıracaktır. Akıllı bir kimse düşmanının şerrinden korunmak isterse, o düşmana karşı çıkanları güçlendirir. ‘Düşmanımın Düşmanı Dostum Olduğu’ apaçık ortada değil mi?
  Peki, ya düşmanımızın düşmanı kardeşimiz, din ve inancımızdan biri ise ve ona yardım etmek karşılıksız bir FARZ ise!
  Eğer bu direniş kırılırsa, ALLÂH göstermesin, GAZZE halkının tattığını onların elinden tatmak çok muhtemel. Onların tattığı da görülüyor.
  NORMALLEŞME Serabı ve BARIŞ Hayalinin Peşinde Koşmak Beyhudedir. Zira Siyonistler HAİN Canlılardır, Kalemleriyle Barış Belgelerini İmzalarken Bıçaklarını Bilerler.
  Bizler onların gözünde sadece bir sonraki kurban ve bir sonraki ganimetiz. Ev ve yurtlarımızı sınırları içine alan büyük bir devlet kurma hayalleri uğruna çalışma ve ÇATIŞMADAN asla vazgeçmeyecekler.
  Kime güveniyoruz?
  Bir inek yüzünden Yüce ALLÂH ile pazarlık yapanlara mı? Yoksa ALLÂH'ın kendilerine gönderdiği peygamberi katleden, sonra da sanki hiçbir şey yapmamış gibi çarşı ve dükkânlarına gidenler mi?
  Zekeriya (a.s.)'ı gören ve Yahya (a.s.)'nın başını bir fahişeye çeyiz olarak verenlere mi güveneceğiz? Evs ile Hazrec arasında ebediyen fitne ateşini körükleyenlere mi itimat edeceğiz? Hain Benî Kaynuka'ya mı, hilekâr Benî Nadir'e mi, yoksa yeminlerini bozan, ahitlerini çiğneyen Hayber halkına mı?
  Rabbimizin hainliklerini haber verdiği bu kimselere mi inanacağız? Onlar, bize karşı düşmanlık bakımından insanların en şiddetlileridir. KURÂN'ın ‘Her Defasında Ahdini Bozacağını’ söylediği kimselere nasıl güvenilir?
Ya Kardeşlerimizin elleriyle savaşacağız, ya da bir gün kendi ellerimizle savaşacağız.
  GAZZE halkının kanının dökülmesi durdurulmalıdır. Yoksa bir gün uyandığımızda sıranın hepimize geldiğini göreceğiz.