20. Ufuk Turu Kızılcahamamda Başladı
Mardin STK Platformununda paydaşı olduğu Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu tarafından düzenlenen “20. Ufuk Turu'na temsilen Mardin STK Kudüs Platformu Başkanı Mustafa Erkar katılım sağladı. Üç gün devam edecek program, altı oturumdan oluşacak. Bu yıl 20’ncisi düzenlenen Ufuk Turunun ana teması “İslam Birliği ve Türkiye’nin Geleceği” olarak belirlendi.
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu eski başkanlarından Sami Sorgun bir konuşma yaptı. Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu Başkanı Adem Ceylan ise ev sahibi sıfatıyla katılımcılara hitap etti.
Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu Başkanı Adem Ceylan, Müslümanların birlik olma çabalarının artık geçmişe göre daha fazla konuşulduğunu belirterek, programda bu konuyu ele almalarının da günümüzde yaşanan gelişmelerle yakından ilgili olduğunu ifade etti.
İslam Birliği’nin oluşmasına bilgi zemininde katkı sunmayı amaçladıklarını vurgulayan Ceylan, toplumsal değişimin sabır istediğini, bu değişimin gerçekleşmesi için ferda fert herkesin gayret göstermesi gerektiğini söyledi. Ceylan, son iki yıldır büyük bir direniş gösteren Gazze halkının, Müslümanların birleşmesinin ne kadar önemli olduğunu tüm dünyaya anlattığını kaydetti. “Hepimizin aklı birimizin aklından daha büyüktür” diyen Ceylan, ortak akıldan istifade edilmesinin artık bir zaruret olduğunu dile getirdi.
Ardından, “İslam Birliğinin Tarihi Zemini “ konulu oturuma geçildi. Birinci oturumun başkanlığını Prof. Dr. Faruk Karaarslan yaptı. Karaarslan, İsrail’in artık “mağduriyet stratejisi”yle uluslararası kamuoyunu eskisi kadar etkileyemediğini belirterek, bugün dünyanın İsrail ve Siyonizm’i çok daha farklı biçimde gördüğünü ifade etti.
Daha sonra söz alan Prof. Dr. Yasin Aktay, hilafet konusuna değindi. Hilafetin yaklaşık 100 yıl önce milletin ya da meclisin iradesiyle değil, bir “oldu bitti” ile kaldırıldığını söyleyen Aktay, bunun hem İslam coğrafyası hem de Türkiye için büyük bir kayıp olduğunu dile getirdi. İslam’ın milliyetçiliği esas alan bir din olmadığını belirten Aktay, Müslümanların tarih boyunca Emevilerden Abbasîlere, Selçuklulardan Osmanlı’ya kadar tek bir beden olmayı başardığını hatırlattı. Aktay, Hilafetin kaldırılmasıyla bu beden bütünlüğünün bozulduğunu ifade etti.
Aktay ayrıca hilafetin kaldırılmasının Birinci Dünya Savaşı sonrası Türkiye’ye dayatılan bir şart olduğunun artık bilindiğini, bunun bir “devrim” değil, açık bir “kayıp” olduğunu söyledi.
Oturumda konuşan Prof. Dr. Kudret Bülbül, “Müslüman toplulukların bir araya gelmesinin bir zorunluluk olduğunu” vurguladı. Dünyada bugün 59 Müslüman devlet bulunduğunu ancak Osmanlı coğrafyasındaki bölünmelerin halen sürdüğünü belirtti. Birçok İslam ülkesinin bağımsızlığını emperyalist güçlere borçlu olduğunu hatırlatan Bülbül, bu nedenle bazı devletlerin İslam Birliği fikrine karşı çıktığını ifade etti. Bülbül, Müslüman devletlerin bir çoğunun gücünü kendi halklarından değil rejimlerini besleyen emperyalistlerden almasının İslam Birliğinin önündeki en büyük engel olduğunu ifade etti.
Bülbül, hilafetin birlik için tek model olmadığını, günümüz şartlarında farklı birlik modellerinin de mümkün olduğunu kaydetti. Ufuk Turları gibi çalışmaların daha geniş bir uluslararası forma dönüştürülmesinin birlik fikrine ciddi katkı sunacağını söyledi.
Anadolu STK’larını temsilen Diyarbakır STK Platformu Başkanı Ali Saruhan da bir konuşma yaptı. Saruhan , Ufuk Turu’ programlarının büyük öneme sahip olduğunu söyledi.
Oturumun son konuşmacısı Doç.Dr. Vahdettin Işık, İttihad-ı İslam’ın nasıl sağlanabileceğini anlattı. 19. yüzyıla kadar İslam coğrafyasında siyasal ve fikrî birlik açısından ciddi bir sorun bulunmadığını belirten Işık, Batı işgalleri ve sömürgecilikle birlikte büyük sıkıntıların ortaya çıktığını söyledi.
Günümüzde makro ve mikro milliyetçilik ile mezhep taassubunun birlikteliğin önünü tıkadığını ifade eden Işık, bu problemlerin eğitim ve bilinçlenmeyle aşılabileceğini vurguladı. Müslümanların soyut ve somut tüm imkânlarını birleştirmesi gerektiğini söyleyen Işık, önce “kalplerin ittihadı”, ardından sosyal hayatta birlik sağlanması durumunda siyasal birliğin de mümkün olabileceğini belirtti.
İslam toplumunun bugün cehalet, gelir adaletsizliği, tembellik, eğitimdeki yetersizlikler, mezhep taassubu, teknoloji geriliği, baskıcı yönetimler ve İslam devletleri arasındaki çatışmalar gibi sorunlarla mücadele ettiğini ifade eden Işık, ihlaslı politikalar, insaflı yaklaşımlar, entelektüel birikim, ekonomik işbirlikleri ve üretim temelli çalışmaların birliğe zemin hazırlayacağını söyledi.
Çalıştay Pazar günü son bulacak.