ALTININ GÖLGESİNDE KAN BAE, KATLİÂMIN ALEVLERİNİ KÖRÜKLÜYOR
2023 yılında RSF güçlerinin DÂRFÛR'un el-Cüneyne/الجنينة kentindeki el-Mesâlît/المساليت kabilesine yönelik saldırıları arasında işkence, tecavüz ve toplu infazlar yer aldı ve bu eylemler grubun soykırımla suçlanmasına yol açtı.
Nisan 2024'te Raoul Wallenberg İnsan Hakları Merkezi (RWCHR) tarafından hazırlanan ve daha sonra ABD hükûmeti tarafından da desteklenen bir raporda, Hızlı Destek Kuvvetleri ve müttefik milislerinin Mesâlît halkına karşı SOYKIRIM işlediğine dair "Açık ve İkna Edici" kanıtlar bulunduğu belirtildi.
Bu arada şunu da hemen eklememiz gerek: Raoul Wallenberg İsveçli bir mimar, iş insanı ve diplomattı. Dünya Savaşı sonlarına doğru, Alman işgali altında bulunan Macaristan'da, Macar faşistleri ve Nazilerden, 100.000'i aşkın Yahudi'nin hayatını kurtarmasından dolayı Siyonistlerce oldukça saygı ve övgü duyulan biridir.
BAE'nin Hızlı Destek Güçleri'ne Destek Sağlamadaki Rolü Nedir?
Bölge dışından çeşitli güçler SUDAN savaşına müdahale etti. Rusya, Wagner Grubu aracılığıyla çeşitli dönemlerde her iki tarafı da desteklerken Mısır, Sudan Silahlı Kuvvetleri (SAF) yanında yer aldı.
Ancak Birleşik Arap Emirlikleri, bu savaştaki belki de en etkili yabancı aktördür. Defalarca inkâr edilmesine rağmen, BAE'nin Hızlı Destek Kuvvetleri'ni askerî olarak desteklediğine ve bunu silah ambargosuna rağmen yaptığına dair kanıtlar mevcuttur.
Çatışmanın başlangıcında Hızlı Destek Güçleri'nin yaklaşık 100.000 askeri varken, SUDAN ordusunun yaklaşık 200.000 askeri bulunuyordu. Ancak birçok analist, Hızlı Destek Güçleri'nin (RSF) kararlılığını ve direncini yabancı destekçilerin doğrudan ve dolaylı desteğine bağlıyor.
Birleşik Krallık merkezli bir medya web site ve kanalı olan Middle East Eye (MEE)'ın Ocak 2024'te yayınladığı bir rapora göre, BAE, Libya, Çad, Uganda ve Somali'nin özerk bölgelerindeki karmaşık tedarik hatları ve koalisyonlar ağı aracılığıyla hızlı destek güçlerine silah gönderiyor.
BAE'nin SUDAN Savaşındaki Doğrudan Rolü
Temmuz 2024'te sızdırılan BM Güvenlik Konseyi belgelerine göre, Hızlı Destek Güçleri'ne (RSF) bağlı bir uçağın enkazında Emirlik pasaportları bulundu.
Uluslararası Af Örgütü, Mayıs 2025'te BAE'nin DÂRFÛR bölgesine gelişmiş Çin yapımı silahlar gönderdiğini bildirdi. İnsan hakları örgütü, Çin devlet şirketi Norinco tarafından üretilen güdümlü bombalar ve ağır topların transferine dair deliller tespit etti. Middle East Eye bu ekipmanların daha evvel SUDAN'da kullanıldığını bildirmişti.
ABD merkezli The Wall Street JOURNAL'ın haberine göre, Ekim 2025'te ABD istihbarat örgütleri, BAE'nin RSF'ye gönderdiği Çin yapımı insansız hava araçları ve diğer silah sistemlerinin sayısını artırdığını doğruladı.
BAE'nin SUDAN'da iki askerî üssü bulunmaktadır: Biri Güney Dârfûr'daki NİYÂLÂ'da, diğeri ise el-Fâşir'e yaklaşık 200 kilometre uzaklıktaki el-Melaha'da. Bu üssü lojistik ve istihbarat operasyonları için kullanıyor. Ayrıca SOMALİ'deki Bosaso üssünü Kolombiyalı paralı askerleri, kargo uçaklarını ve ekipmanları taşımak için kullanıyor.
BAE Neden SUDAN'a Müdahil Oluyor?
BAE'nin SUDAN'a yatırımı, Ömer el-Beşir'in 30 yıllık iktidarının sonuna kadar uzanıyor. 2015'ten bu yana on binlerce Sudanlı asker, Suudi Arabistan-Birleşik Arap Emirlikleri liderliğindeki Arap koalisyonunun bir parçası olarak YEMEN savaşında savaştı. Ancak el-Beşir iç krizle karşı karşıya kalınca, BAE mali ve lojistik desteğini kesti. Gerekçe olarak, Abu Dabi'nin el-Beşir'in Katar ablukası konusundaki tutumundan ve hükûmetinin siyasi İslamcılarla olan bağlantılarından duyduğu memnuniyetsizlik gösterildi.
SUDAN, bugün BAE'nin Kızıldeniz ve Doğu Afrika'daki nüfuzunu genişletmesi için stratejik bir arena konumunda. Körfez ülkesi SUDAN'da, özellikle madencilik ve tarım sektörlerinde, özellikle de henüz çıkarılmamış altın da dahil olmak üzere önemli ekonomik çıkarlara sahip.
BAE, son yıllarda altın ticareti için küresel bir merkez haline geldi ve bunu petrole bağımlı ekonomisini çeşitlendirmenin bir yolu olarak görüyor. RSF ağları, altın ihracatını kolaylaştırma ve güvence altına almada kilit bir rol oynuyor. Muhammed Hamdân DAKLÔ namı diğer HAMîDETÎ ve ailesi, 2017'den beri Dârfûr'daki el konulan arazilerde faaliyet gösteren bir altın madenciliği şirketinin sahibi. Küçük kardeşi Alkûnî (Algoney) DAKLÔ ise BAE'de yaşayan bir iş adamı.
Ayrıca BAE, Körfez'deki gıda güvensizliği tehdidini ortadan kaldırmak amacıyla SUDAN'ı onlarca yıldır stratejik bir gıda ortağı olarak görerek, SUDAN'ın tarım projelerinde güçlü bir role sahiptir.
Emirliğin iki büyük şirketi International Holding Company (IHC) ve Jenaan Investment Group, SUDAN'da hâlihazırda 50.000 hektardan fazla tarım arazisini işliyor.
BAE, liman imparatorluğunu Kızıldeniz kıyısındaki ve dünyadaki konteyner trafiğinin yaklaşık üçte birini gerçekleştiren SUDAN'a kadar genişletti.
Batılı rakipler devlete ait Port companies of the United Arab Emirates'i (DP World) geride bırakmaya çalışırken, Abu Dabi son yıllarda Sudan kıyılarında Ebû AMÂME Limanı inşa etmek için 8 milyar dolarlık yatırım önerdi; ancak bu plan, iç savaşın en yoğun olduğu Kasım 2024'te suya düştü.
BAE'nin SUDAN ordusuna yönelik düşmanlığının sadece ekonomik değil, ideolojik kökenleri de olduğu, SUDAN ordusunun Beşir döneminden bu yana siyasal İslam hareketiyle yakın bağları olduğu belirtiliyor.
Bu arada İTsrâil, BAE'nin yanında yer aldı ve SUDAN Ordusunu eleştirdi.
31 Ekim'de, RSF güçlerinin el-FÂŞİR'deki KATLİÂMINDAN birkaç gün sonra, İTsrâil hükûmetinin X sosyal ağındaki Arapça resmi hesabı, SUDAN ordusunu MÜSLÜMAN KARDEŞLER ve HAMÂS'la karşılaştırdı.