SÛDÂN'DA el-FÂŞİR KATLİÂMINDAN KURTULANLAR VE YENİDEN ISTIRAP

 47 yaşındaki Abdullâh, Hızlı Destek Güçleri (RSF) paramiliter grubu tarafından ele geçirilen SÛDÂN/سودان'ın el-FÂŞİR/الفاشر  kentinden kaçarken defalarca gözaltına alındı, dövüldü ve soyuldu.
         Kaçan birçok kişi gibi, 60 kilometre uzaklıktaki TAVÎLE/طويلة 'deki mülteci kampına yürürken silahlı adamlar tarafından durduruldu.
  Abdullâh, "el-Fâşir'den ilk ayrıldığımda iki silahlı adamla karşılaştım. Biri ne taşıdığımı sordu. Hiçbir şeyim olmadığını söyledim. Gitmemi söyledi," dedi.
        "Biraz yürüdükten sonra, dört çekerli bir araçtaki iki adam saldırdı ve beni feci şekilde dövdü. Paramı, telefonumu, kimlik belgemi ve akrabalarımın para transfer numaralarını yazdığım bir kağıdı aldılar. Ayrıca yanımdaki bıçağı da aldılar. Sonra gitmemi söylediler.
  "Yürümeye devam ettim. Bir takım develere binmiş kişilerle karşılaştım. Beni iyice dövüp orada bıraktılar."
  Abdullâh’ın çilesi, yürümeye devam ederken hiç bitmedi. Hattâ bir çiftlikte bulduğu limonlar bile kendisinden çalındı.
        "Yürümeye devam ederken otomatik silahlı yedi adam karşıma çıktı. Vücudumun her yerinden kan fışkırana kadar beni vahşice dövdüler. Sonra öldürmek ve fidye istemekle tehdit ettiler.” dedi.
  Abdullâh, el-Fâşir'de eşek arabası sürücüsü olarak yaşadığı zor hayatın, milislerden birinin ona acımasına ve infazını engellemesine neden olduğunu anlattı.
        "Beni dövmeye devam ettiler, sonra da kıyafetlerimi çıkarıp yere yatmamı emrettiler.
  Öldürmeden evvel Kelime-i Şehâdet getirmemi istediler. Ama içlerinden biri, "Onu rahat bırakın. Bırakın gitsin. Verecek hiçbir şeyi yok!" dedi.

  Hayatta Kalanlar Kampta Acı Çekiyor
  el-Fâşir'in birçok sakini, Nisan 2024'ten bu yana Kuzey DÂRFÛR/شمال دارفور'u kuşatan Hızlı Destek Güçleri'nin eline şehrin düşmesinden sağ çıkamadı.
       Şehir, SÛDÂN'da RSF ile Sûdân Silahlı Kuvvetleri arasında uzun süredir devam eden iç savaşın kilit savaş alanlarından biriydi. Bu çatışmada daha evvel yaygın vahşetler yaşanmış, RSF etnik Afrikalı Sûdânlı gruplara SOYKIRIM uygulamıştı.
  "Birçok insanın öldürüldüğünü gördüm," diyor Abdullâh, “kardeşlerinin öldürüldüğünü” de ekliyor.
  Diğerleri kaçırıldı ve ailelerine, öldürülmemeleri için yüklü miktarda fidye ödemeleri söylendi.
  İnsan hakları gözlemcileri, RSF'nin on binlerce insanı öldürdüğünü ve çok daha fazlasının hâlâ kayıp olduğunu ifade ediyor.

       20 yaşındaki Rumeysâ Âdem de el-Fâşir'den ayrılırken saldırıya uğradığını, kent ve çevresinde toplu KATLİÂMLARIN izlerini gördüğünü anlatıyor:
       "Yol boyunca cesetlerle karşılaştık. Tek bir yönde ilerlemek zorunda kaldığımız için kimseye yardım edemedik. Buraya gelene kadar sadece ileriye bakıp ilerlemeye devam edebildik. Halkımın çoğu öldü.         Kardeşlerim de öldü. Hızlı Destek Kuvvetleri HERKESİ BIÇAKLA ÖLDÜRDÜ; sadece bombardıman veya kurşunla değil. HALKIN ÜZERİNE ATILIP ONLARI ÖLDÜRDÜLER.”
  et-TAVÎLE/الطويلة'de çok sayıda kurtulan kişi, aile üyelerini kaybettiklerini söylüyor:
       "Birçok aile, üyelerini kaybetti. Bazıları öldürüldü, bazıları çatışmada öldü. Bu ALLÂH'ın takdiri!" dedi kurtulan Fâtime Sâlih.
  "Ayrılmadan hemen önce ağabeyimi kaybettim. Bir top mermisinden çıkan şarapnel parçasıyla öldürüldü."

        ‘Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü’ isimli yardım kuruluşu, el-Fâşir'den kaçanları tedavi etmek için TAVÎLE'de bir klinik kurdu.
        Grubun SÛDÂN misyon başkanı Aline Serin, el-Fâşir'den birçok kişinin, özellikle de erkeklerin kamplara ulaşamadığını ve bu nedenle orada mahsur kaldıklarını veya öldürüldüklerini anlatıyor:
  "Kadın, çocuk ve yaşlılar görüyoruz. Ama aynı zamanda TAVÎLE'ye çok sayıda refakatsiz çocuğun geldiğini ve birçok hanenin de kadınlar tarafından yönetildiğini görüyoruz.
        Ekiplerimiz, el-FÂŞİR'de şokta, aç, yaralı, yolculuk ve yaşadıkları şiddetten dolayı çok yorgun ve bitkin bir şekilde gelen insanlara tanık oldu.
  Toplu katliâmlar olduğunu, fidye için insanların kaçırıldığını ve el-Fâşir'de hâlâ çok sayıda insanın mahsur kaldığını bildiriyorlar.
  Birçok göçmenin yetersiz beslenmesi; özellikle çocuklar, hamile ve emziren kadınlar arasında oldukça yüksek.
        Örgüte göre, taranan 5 yaş altı 1.130 çocuğun %70'inden fazlası ve yetişkinlerin %60'ı akut yetersiz beslenme sorunuyla karşı karşıyaydı.”
  Yale Üniversitesi İnsani Araştırma Laboratuvarı'nın İcra Direktörü Nathaniel Raymond, SOYKIRIMIN boyutunu gösteren uydu görüntülerini analiz eden bir ekibin başında bulunuyor.
  “Şehrin Her Yeri KATLİÂM Alanı” diyor, N. Raymond ve ekliyor:
  "Nereye baksak, kalabalık insan gruplarının infaz edildiğine işaret eden emareler görüyoruz."