HAMÂS, TRUMP'IN ORTADOĞU İÇİN ÇİRKİN PLANLARINI BİLİYOR HERKES Sahtekârlıkların FARKINDA – İTSRÂİL YIKILACAK
HAMÂS, TRUMP'IN ORTADOĞU İÇİN ÇİRKİN PLANLARINI BİLİYOR HERKES Sahtekârlıkların FARKINDA – İTSRÂİL YIKILACAK
ABD ve Siyonist rejim, direniş grupları karşısında aldıkları yenilgilere rağmen hâlâ iddialı hayallerden söz etmeye devam ediyor.
TRUMP ve İTsrâil Başbakanı Binyamin NETİNYAHU, FİLİSTİN direnişine karşı önemli kazanımlar elde ettiklerini yeni girişimlerle göstermeye çalışsalar da son haftalarda sahada yaşanan gelişmeler başka gerçekleri de ortaya koyuyor.
Bu arada TRUMP, bir MUHABBET TELLALI olan DEDESİNİN sanki eviymiş gibi FİLİSTİN'in geleceğine dair YENİ VERSİYONDAN iddiayla söz ederken, HAMÂS'ın askerî kanadı el-KASSÂM TUGAYLARI, son haftalarda SİYONİST teröre karşı düzenlediği bir dizi operasyonu kamuoyuna duyurdu.
HAMÂS Hayatta ve Güçlü
Son iki yıldır NETİNYAHU ve müttefikleri, HAMÂS'ın saha ve siyasi liderlerini öldürüp altyapısını yok ederek onu yıkımın eşiğine getirdiklerini iddia ettiler. Ancak muharebenin gerçekliği bunun aksini gösteriyor.
HAMÂS yok edilmemekle kalmadı, aynı zamanda saha operasyonları ve işgal altındaki topraklara atılan roketlerle GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE VARLIĞINI SÜRDÜRMEYİ BAŞARDI.
DÜZENLİ MUKAVEMET HAREKÂTLARININ DEVAM ETMESİ; “İşgalci Düşmanın Ağır Askerî Baskısına Rağmen Altyapısının Sağlam Olduğunu ve Karmaşık Harekâtları Planlama ve İcra Etme Yeteneğini Koruduğunu” göstermektedir.
Bu hakikat uluslararası alanda bile vurgulanıyor. Öyle ki, Fransa Cumhurbaşkanı ve SÖMÜRÜ uzmanı Emmanuel MACRON, TRUMP ve NETİNYAHU'ya yaptığı bilgilendirmelerde, İTSRÂİL'in bazı üst düzey HAMÂS liderlerini öldürmeyi başarmış olmasına rağmen -ki bu büyük bir başarı olarak değerlendiriliyor-, HAMÂS'ın hâlâ ilk günkü kadar hazır savaşçıya sahip olduğunu vurguladı.
Batılı bir ülkenin liderinden gelen bu tür açıklamalar, TEL AVİV'in en yakın müttefiklerinin bile HAMÂS'ı yok etme projesinin mümkün olduğuna inanmadığını gösteriyor. Nitekim HAMÂS'ı ortadan kaldırma girişimi başarısızlıkla sonuçlanmakla kalmadı, AYNI ZAMANDA BÖLGEDEKİ DİRENİŞ SÖYLEMİNİ de GÜÇLENDİRDİ.
İbrani medyası, TEL AVİV'in resmi iddialarının aksine, HAMÂS güçlerinin sayısının savaşın başlangıcından bu yana azalmadığını, hatta arttığını da kabul etti. Bazı haberler, hareketin askerî yapısında savaşa devam etmeye tamamen hazır on binlerce savaşçının olduğundan bahsediyor. BU GÜÇ ARTIŞI, “HAMÂS'ın Kuşatma ve Savaş Altında Bile Yeni Kişileri katma ve Örgütleme Kapasitesini” gösteriyor.
Başka bir deyişle, hareketi zayıflatması beklenen bir savaş, onu güçlendirmek için bir fırsata dönüştü. GAZZE'deki son el-Kassâm operasyonunu önemli kılan da budur. Zira bu operasyon, ABD ve İTSRÂİL'in HAMÂS'ı GAZZE'deki siyâsî ve askerî arenadan uzaklaştırma çabalarına doğrudan bir cevaptı.
"YÜZYILIN ANLAŞMASI" gibi benzer planlarla ilgili geçmiş deneyimler, sahadaki gerçekleri ve FİLİSTİN halkının iradesini hesaba katmadan hiçbir yabancı versiyonun denklemleri değiştiremeyeceğini ve bugün GAZZE'de yaşananların bu gerçeği yansıttığını göstermiştir.
Emperyalist FAŞİSTLERİN, bol keseden iddialı söylemlerine kulak asmayın! Onlar ancak SİLAHSIZ masumları ÖLDÜRÜR.
Batılı ve Siyonist liderler, müzakere masasında veya uluslararası platformlarda yeni senaryolardan söz etseler de, direniş sahadaki eylemleriyle denklemlerini bozuyor.
Bu nedenle son haftalarda yaşanan el-KASSÂM operasyonu, bir yandan TRUMP ve NETİNYAHU'ya, GAZZE'nin kaderinin WASHİNGTON ve TEL AVİV'de belirlenmeyeceği mesajını verirken, diğer yandan FİLİSTİN halkına, direnişin hâlâ canlı ve muktedir olduğu mesajını veriyor.
Öte yandan WASHİNGTON ve TEL AVİV, HAMÂS'sız bir GAZZE'ye ve tüm Siyonist tutukluların serbest bırakılmasına hazırlanıyor. Ancak, iki yıldır gelişmiş teçhizata rağmen tutukluların saklandığı yere ilişkin bilgi edinememiş olmaları, HAMÂS'ın İSTİHBÂRÂT ALANINDA da ÜSTÜNLÜĞE SAHİP OLDUĞUNU GÖSTERİR.
Dolayısıyla bu durum Batılı liderler için temel bir soruyu gündeme getiriyor:
“HAMÂS ve DİĞER DİRENİŞ GRUPLARI Ortadan Kalkmazsa ve Ortadan Kaldırılmaları Mümkün Değilse, GAZZE Krizini Çözmek İçin Hangi Alternatif Kalır?”
Tarihsel tecrübeler; bir halk hareketinin dış baskılarla bastırıldığında, er ya da geç daha büyük bir güçle geri döndüğünü göstermiştir. FİLİSTİN örneğinde, direnişin derin tarihsel ve toplumsal kökleri, tam bir ortadan kaldırmayı imkânsız kılmıştır.
Dolayısıyla, TRUMP'ın "Eşi Benzeri Görülmemiş Bir Olay" olarak adlandırdığı tek taraflı PLANLAR, “PRATİKTE SİYASİ BİR HAYALDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.
TRUMP daha evvel FİLİSTİNLİLERİ sürgün edip GAZZE'yi işgal ederek bölgeyi Amerikan şirketlerinin yardımıyla bir "ORTA DOĞU RİVİERASI"na dönüştürmeyi amaçlamıştı. Fakat şimdi önceki tutumlarından geri adım atmış ve hatta Filistinlilerin kalmasına İZİN VERMİŞ GİBİ görünüyor. Bu tutum değişikliği, FİLİSTİN halkının direniş ve iradesini kırma çabalarının şimdiye kadar başarısız olduğu GAZZE'deki gerçeklerin bir sonucudur.
GAZZE'deki KASSÂM OPERASYONU da bu bağlamda değerlendirilmelidir. Bu OPERASYONLAR; “Siyonist Orduya Askerî Açıdan Ciddi Bir Darbe Vurmakla Kalmamış, Aynı Zamanda Direnişin Sahada Hâlâ İnisiyatifi Elinde Tuttuğu ve En Kritik Anlarda Denklemi Değiştirebileceği Yönünde Önemli Bir Siyasi Mesaj” da vermiştir.
HAMÂS, caydırıcı gücünün hâlâ mevcut olduğunu ve “Kendisinin Varlık ve Rolü Olmadan Yapılacak Herhangi Bir SİYASİ ANLAŞMANIN SONUÇSUZ KALACAĞINI” kanıtlamaya çalışıyor.
Genel olarak, TRUMP'ın sözlerinin GAZZE'deki gerçeklerden çok uzak olduğu söylenebilir. GÖSTERİŞLİ PLANLARLA KAMUOYUNUN DİKKATİNİ ÇEKMEYE ÇALIŞSA da, sahadaki gelişmeler direnişin hâlâ belirleyici faktör olduğunu gösteriyor.
Buna karşılık İTSRÂİL, tüm saldırı ve sûikastlara rağmen denklemleri değiştiremedi. Tam aksine yeni zorluklarla karşı karşıya kaldı. Dolayısıyla GAZZE'nin geleceği BEYAZ SARAY veya TEL AVİV'de değil, savaş alanında ve Filistin halkının iradesiyle belirlenecek.