SİYONİST ZİNDANLARI CİNSEL İŞKENCEDEN ORGAN KAÇAKÇILIĞINA

KIR'ATIM GÜNCEL HABERLER (KIRATIM HABER) - KIR'ATIM GAZETESİ | 21.10.2025 - 11:01, Güncelleme: 21.10.2025 - 11:01
 

SİYONİST ZİNDANLARI CİNSEL İŞKENCEDEN ORGAN KAÇAKÇILIĞINA

Siyonist rejim ile HAMÂS arasında ATEŞKES anlaşması kapsamında yapılan esir takasıyla yaklaşık 1.700 Filistinli tutsağın serbest bırakılması, İTsrâil gözaltı merkezlerinde yaşanan insanlık dramını gözler önüne serdi.
Saha kanıtları, kurtulanların ifadeleri ve adli belgelere dayanan rapor, SİSTEMATİK İŞKENCE, YARGISIZ İNFAZLAR ve ULUSLARARASI HUKUKUN ÖRGÜTLÜ İHLALLERİNE ilişkin korkunç bir tablo çiziyor.  Veda Hediyesi Olarak İŞKENCE              Serbest bırakılan tutuklulardan Nesîm er-RÂDÎ/ نسيم الراضي, Guardian'a yaptığı açıklamada, Negev Çölü'ndeki Nefha Hapishanesi'ndeki İsrailli gardiyanların, serbest bırakılmadan önce kendisini "VEDA HEDİYESİ" olarak yere yatırıp vahşice dövdüklerini söyledi.              er-Râdî'nin yaklaşık iki yıllık esaretten sonra GAZZE'de çektiği ilk fotoğrafta dikkat çeken şey, Yahudi bir askerin botuyla vurması nedeniyle GÖZLERİNİN BULANIK görmesiydi. Nesîm iki gün boyunca görme yetisini yitirmişti. Bu sorun, tutukluluğu esnasında yaşadığı uzun rahatsızlıklar listesine bir yenisini daha ekledi.              33 yaşındaki devlet memuru er-Râdî, Aralık 2023'te tutuklandı ve 100 günü YERALTI HÜCRESİNDE olmak üzere 22 aydan fazla ESARET altında kaldı. Birçok kişi gibi, kendisine de belirli bir suç isnat edilmedi.  Hapishane şartlarını KÖTÜ olarak nitelendirerek, "Bu Dayak İstisnaî Değil, Sistematik Bir İstismar Sisteminin Parçasıydı" diyor.              er-Râdî'ye göre, gardiyanlar gözdağı vermek için göz yaşartıcı gaz ve plastik mermi kullanıyordu. Hücreler aşırı kalabalık ve sağlıksızdı; bu da tedavi edilmeyen mantar ve cilt hastalıklarına yol açıyordu.              Serbest bırakıldıktan sonra, KARISI ve ÇOCUKLARINDAN biri hariç HEPSİNİN ESARET ALTINDAYKEN ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜ öğrendiğinde trajedi daha da büyüdü.   Gürültü ve Açlıkla İŞKENCE              Serbest bırakılan bir diğer 22 yaşındaki öğrenci Muhammed ASELİYYE/ محمد عسلية ise cezaevinde uyuz hastalığına yakalandığını belirterek, "Tıbbi bakım yoktu" diyor.   Kirli yatakları, sağlıksız koşulları ve PİS yiyecekleri anlatan el-ASELİYYE, sürekli ve yüksek sesle müzik çalınarak uygulanan "DİSKO"adlı bir İŞKENCE YÖNTEMİNDEN de bahsetti. Tutuklu Filistinliler duvara asılıyor, üzerlerine soğuk su dökülüyor ve bazen de üzerlerine biber tozu dökülüyordu.              Her iki tutuklu da ciddi kilo kaybı yaşadı. er-RÂDÎ 93 kilodan 60 kiloya, el-ASELİYYE ise 75 kilodan 42 kiloya düşmüştü.   "BIRAKIN ÖLSÜN!" Uygulaması              Ekrem el-BESYÛNÎ/ اكرم البسيوني (45) de Sıdî Tîmân/Sde Timan Gözaltı Merkezi/ معتقل سدي تيمان'nden dehşet verici bir kesit anlattı:              "Ağır Şekilde Dövülen Mahkûmlar İçin Yardım İstediğimizde, Gardiyanlar Kayıtsızca 'BIRAKIN ÖLSÜN!' diyorlardı. Sonra da CESEDİ Bir Torbaya Koyup Götürüyorlardı." Ona göre, “Mahkûmlar Cop ve Yumruklarla Dövülüyor, Köpekler Tarafından Saldırıya Uğruyor ve Kaynar Suyla Haşlanıyorlardı.”   CEHENNEMDEN Döndüm   Serbest bırakılan gazeteci Imâd el-İFRANCÎ/ عماد الإفرنجي yaşadıklarını şöyle aktarıyor:              "Guantanamo'daydım Sanki. Cehennem ve Ölümden Döndüm." Acı verici plastik kelepçelerle bağlandığını, ses bombalarına maruz kaldığını, polis köpeklerinin saldırısına uğradığını ve düzinelerce asker tarafından dövüldüğünü anlatıyor.              el-CEZÎRE Net'e konuşan gazeteci, İTsrâil askerlerinin tutukluların toplandığı yeri işaret ederek kendisine "Yaşlı adam, oraya git!" dediğini söyledi. Ardından iç çamaşırları dışında tüm kıyafetlerini çıkarmaya zorladılar.              Kendini gazeteci olarak tanıtmasına rağmen el-İFRANCÎ, uyarı yapılmadan dövüldü, taciz edildi ve hakarete uğradı. "Ellerimiz Arkamızdan Acı Verici Derecede Sıkı Plastik Kelepçelerle Bağlandı," diyor.              "Ağır işkencelere maruz kalan diğer tutukluların çığlıklarını duyabiliyordum. Askerler sürekli '7 Ekim'de Neredeydiniz? HAMÂS'tan mısınız? el-Kassâm Tugayları'nın Elitlerinden misiniz?' diye soruyorlardı. Ben de sıramı bekliyordum."              İlk İŞKENCE turunun ardından tutuklulara beyaz numaralı elbiseler verildi. el-İFRANCÎ'nin numarası 114'tü. Bunları görünce kendisi ve diğerleri bunların İNFAZ CÜBBESİ olduğunu sanıp, ŞEHADET GETİREREK ÖLÜME HAZIRLANDI.              Sde Timan Gözaltı Merkezi'ne nakledildiklerinde, bir grup erkek ve kadın asker onları bekliyordu. Tutuklular zorla çırılçıplak soyuldu ve aşağılayıcı bir vücut aramasından geçirildi. Ardından plastik kelepçeler metal kelepçelerle değiştirildi ve farklı hapishanelere nakledildiler.              el-İFRANCÎ, Ofer Gözaltı Merkezi’ne gelişini anlatırken, "Bize Yüzüstü Yatmamızı Emrettiler," diyor. "Sonra Üzerimize SES BOMBALARI Attılar, Bize Saldırmaları İçin Polis Köpekleri Saldılar ve Düzinelerce Asker BİZİ VAHŞİCE DÖVDÜ. Bu Sadece Bir Başlangıçtı. Eşi Benzeri Görülmemiş Yöntemlerle Sorgu ve İşkencenin Habercisiydi." Gazeteci bu gözaltı merkezindeki insanlık dışı İŞKENCE hakkında acıyla şunları söyledi:            "Bu Kampta Acı Verici ve İnsanlık Dışı Deneyimler Yaşadık. Bazı TUTUKLULARA ELEKTRİKLİ COPLARLA CİNSEL SALDIRIDA BULUNULDU, Bazıları CİNSEL ORGANLARINDAN ASILDI ve Polis Köpeklerinin Saldırısına Uğradı. Bazılarının İşkencenin Şiddeti Nedeniyle KEMİKLERİ KIRILDI." el-İFRANCÎ, vücudunda iz bırakan sistematik açlık uygulamalarına da dikkat çekiyor. 110 kiloyken tutuklanmış ve 66 kiloyken serbest bırakılmıştı.
Siyonist rejim ile HAMÂS arasında ATEŞKES anlaşması kapsamında yapılan esir takasıyla yaklaşık 1.700 Filistinli tutsağın serbest bırakılması, İTsrâil gözaltı merkezlerinde yaşanan insanlık dramını gözler önüne serdi.

Saha kanıtları, kurtulanların ifadeleri ve adli belgelere dayanan rapor, SİSTEMATİK İŞKENCE, YARGISIZ İNFAZLAR ve ULUSLARARASI HUKUKUN ÖRGÜTLÜ İHLALLERİNE ilişkin korkunç bir tablo çiziyor.

 Veda Hediyesi Olarak İŞKENCE
             Serbest bırakılan tutuklulardan Nesîm er-RÂDÎ/ نسيم الراضي, Guardian'a yaptığı açıklamada, Negev Çölü'ndeki Nefha Hapishanesi'ndeki İsrailli gardiyanların, serbest bırakılmadan önce kendisini "VEDA HEDİYESİ" olarak yere yatırıp vahşice dövdüklerini söyledi.
             er-Râdî'nin yaklaşık iki yıllık esaretten sonra GAZZE'de çektiği ilk fotoğrafta dikkat çeken şey, Yahudi bir askerin botuyla vurması nedeniyle GÖZLERİNİN BULANIK görmesiydi. Nesîm iki gün boyunca görme yetisini yitirmişti. Bu sorun, tutukluluğu esnasında yaşadığı uzun rahatsızlıklar listesine bir yenisini daha ekledi.
             33 yaşındaki devlet memuru er-Râdî, Aralık 2023'te tutuklandı ve 100 günü YERALTI HÜCRESİNDE olmak üzere 22 aydan fazla ESARET altında kaldı. Birçok kişi gibi, kendisine de belirli bir suç isnat edilmedi.  Hapishane şartlarını KÖTÜ olarak nitelendirerek, "Bu Dayak İstisnaî Değil, Sistematik Bir İstismar Sisteminin Parçasıydı" diyor.
             er-Râdî'ye göre, gardiyanlar gözdağı vermek için göz yaşartıcı gaz ve plastik mermi kullanıyordu. Hücreler aşırı kalabalık ve sağlıksızdı; bu da tedavi edilmeyen mantar ve cilt hastalıklarına yol açıyordu.
             Serbest bırakıldıktan sonra, KARISI ve ÇOCUKLARINDAN biri hariç HEPSİNİN ESARET ALTINDAYKEN ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜ öğrendiğinde trajedi daha da büyüdü.
  Gürültü ve Açlıkla İŞKENCE
             Serbest bırakılan bir diğer 22 yaşındaki öğrenci Muhammed ASELİYYE/ محمد عسلية ise cezaevinde uyuz hastalığına yakalandığını belirterek, "Tıbbi bakım yoktu" diyor.
  Kirli yatakları, sağlıksız koşulları ve PİS yiyecekleri anlatan el-ASELİYYE, sürekli ve yüksek sesle müzik çalınarak uygulanan "DİSKO"adlı bir İŞKENCE YÖNTEMİNDEN de bahsetti. Tutuklu Filistinliler duvara asılıyor, üzerlerine soğuk su dökülüyor ve bazen de üzerlerine biber tozu dökülüyordu.
             Her iki tutuklu da ciddi kilo kaybı yaşadı. er-RÂDÎ 93 kilodan 60 kiloya, el-ASELİYYE ise 75 kilodan 42 kiloya düşmüştü.
  "BIRAKIN ÖLSÜN!" Uygulaması
             Ekrem el-BESYÛNÎ/ اكرم البسيوني (45) de Sıdî Tîmân/Sde Timan Gözaltı Merkezi/ معتقل سدي تيمان'nden dehşet verici bir kesit anlattı:
             "Ağır Şekilde Dövülen Mahkûmlar İçin Yardım İstediğimizde, Gardiyanlar Kayıtsızca 'BIRAKIN ÖLSÜN!' diyorlardı. Sonra da CESEDİ Bir Torbaya Koyup Götürüyorlardı." Ona göre, “Mahkûmlar Cop ve Yumruklarla Dövülüyor, Köpekler Tarafından Saldırıya Uğruyor ve Kaynar Suyla Haşlanıyorlardı.”
  CEHENNEMDEN Döndüm
  Serbest bırakılan gazeteci Imâd el-İFRANCÎ/ عماد الإفرنجي yaşadıklarını şöyle aktarıyor:
             "Guantanamo'daydım Sanki. Cehennem ve Ölümden Döndüm." Acı verici plastik kelepçelerle bağlandığını, ses bombalarına maruz kaldığını, polis köpeklerinin saldırısına uğradığını ve düzinelerce asker tarafından dövüldüğünü anlatıyor.
             el-CEZÎRE Net'e konuşan gazeteci, İTsrâil askerlerinin tutukluların toplandığı yeri işaret ederek kendisine "Yaşlı adam, oraya git!" dediğini söyledi. Ardından iç çamaşırları dışında tüm kıyafetlerini çıkarmaya zorladılar.
             Kendini gazeteci olarak tanıtmasına rağmen el-İFRANCÎ, uyarı yapılmadan dövüldü, taciz edildi ve hakarete uğradı. "Ellerimiz Arkamızdan Acı Verici Derecede Sıkı Plastik Kelepçelerle Bağlandı," diyor.
             "Ağır işkencelere maruz kalan diğer tutukluların çığlıklarını duyabiliyordum. Askerler sürekli '7 Ekim'de Neredeydiniz? HAMÂS'tan mısınız? el-Kassâm Tugayları'nın Elitlerinden misiniz?' diye soruyorlardı. Ben de sıramı bekliyordum."
             İlk İŞKENCE turunun ardından tutuklulara beyaz numaralı elbiseler verildi. el-İFRANCÎ'nin numarası 114'tü. Bunları görünce kendisi ve diğerleri bunların İNFAZ CÜBBESİ olduğunu sanıp, ŞEHADET GETİREREK ÖLÜME HAZIRLANDI.
             Sde Timan Gözaltı Merkezi'ne nakledildiklerinde, bir grup erkek ve kadın asker onları bekliyordu. Tutuklular zorla çırılçıplak soyuldu ve aşağılayıcı bir vücut aramasından geçirildi. Ardından plastik kelepçeler metal kelepçelerle değiştirildi ve farklı hapishanelere nakledildiler.
             el-İFRANCÎ, Ofer Gözaltı Merkezi’ne gelişini anlatırken, "Bize Yüzüstü Yatmamızı Emrettiler," diyor. "Sonra Üzerimize SES BOMBALARI Attılar, Bize Saldırmaları İçin Polis Köpekleri Saldılar ve Düzinelerce Asker BİZİ VAHŞİCE DÖVDÜ. Bu Sadece Bir Başlangıçtı. Eşi Benzeri Görülmemiş Yöntemlerle Sorgu ve İşkencenin Habercisiydi."

Gazeteci bu gözaltı merkezindeki insanlık dışı İŞKENCE hakkında acıyla şunları söyledi:
           "Bu Kampta Acı Verici ve İnsanlık Dışı Deneyimler Yaşadık. Bazı TUTUKLULARA ELEKTRİKLİ COPLARLA CİNSEL SALDIRIDA BULUNULDU, Bazıları CİNSEL ORGANLARINDAN ASILDI ve Polis Köpeklerinin Saldırısına Uğradı. Bazılarının İşkencenin Şiddeti Nedeniyle KEMİKLERİ KIRILDI."
el-İFRANCÎ, vücudunda iz bırakan sistematik açlık uygulamalarına da dikkat çekiyor. 110 kiloyken tutuklanmış ve 66 kiloyken serbest bırakılmıştı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.