Fahri Erkar
Köşe Yazarı
Fahri Erkar
 

Her Arayış Yeni Bir Hicret

İnsan yalnız bir varlık. Yalnızlıklar içinde, kendi iç dünyasında debelenip duran bir yaratılmış. Yeryüzüne ilk geldiğinde de yalnız ve tek başına gelen. Göç edip giderken de tek başına ve yalnız göç edip giden. Zaten hayat, yalnızlık danteli ile işlenmiş. Hayatın hangi veçhesine baksanız bir yalnızlık sembolü görür ve hissedersiniz. Elinizden kayıp giden günlere, yıllara ve anlara rağmen hayat yalnızlıklardan örülmüş bir duvar gibi. Yürek, yalnızlıklara ve terk edilmişliklere kurgulanmış sanki. Her yalnızlık aynı zamanda terk edilmişliktir. Terk edilmek ve yalnız bırakılmak insanın kaderi olsa gerek. Ne kadar terk edilmiş ve yalnız bırakılmış duygular var şu hayatta. Sanki biri diğerini tamamlar gibi. Zaten demiyor mu Halil Cibran "Hayat soylu bir acıymış geriye kalan, seni beni yeni arayışlara iten yeni kapılara." Her yalnızlık ve her terk edilmişlik insanı yeni bir arayışa sürüklemekte. Ver her arayış yeni bir hicret. Yeni bir acı. Yalnız bırakılan ve terk edilen hep haykırmaz mı? Benim senden başka dostum mu var? Benim senden başka kimim var? Kim doldurabilir ki boşluğunu? Kim bana yar olabilir ki? Kim? Ver her yalnızlık bir kâbus gibi çöker insana'. Umutsuzluğa gark eder. Geçmiş fotoğraflara baktığınızda, her karede bir ayrılık hüznü, ayrılık acısı hissedersiniz. Tarih, umut, zaman, hayaller sizi terk etmiştir. Ve siz artık o dönemdeki siz değilsiniz. Çünkü sizin için vakit ilerlemiştir. Şakaklarınıza çizgiler düşmüştür. Sizi bir yalnızlık daha beklemektedir. Ne kadar yalnızlıklar var şu yaşamda Allahım? Yok, mu bu yalnızlıktan giderecek bir ümit? Bir umut? Bir heyecan? Hayattın kendisi yalnızlık. Çünkü her insan yalnız gelir yeryüzüne ve yalnız göç edip gider. Ne kadar acı var, ne kadar terk edilmiş duygular var şu yeryüzünde. Benim senden başka bir umudum mu var yalnızlığı yeneyim? Benim senden başka bir dostum mu var terk edilmişliği bitireyim? Benim senden başka hayalim mi var sevineyim? Benim senden başka dostum mu var yalnız kalmayayım? Her aynaya bakışımızda yeni bir yalnızlığımızı keşfederiz. Yalnızlığı yenmenin yolunu günlük muaşeretlerle gidermeye çalışırız. Fakat tekrar iç dünyamıza döndüğümüzde ne kadar yalnız olduğumuzu hissederiz. Ama bu nakışlığımızı görmemek için yine de umuda sarılırız. Umut, ölüm anında yalnızlığı bize yakıştıran bir dost olduğunu göremeyiz. Ne kadar acımasız kurallar bunlar Allah im? Umudun bile bizi yalnız bıraktığı ve terk ettiği bir diyar. Bu diyarda mutluluğun resmi mi olur? Keşke yalnızlıklara derman olabilseydik. Keşke terkedilmişliklere dost olabilseydik. Sevseydik. Sevindirseydik. Umutlandırabilseydik. Keşke terk edilmeseydik. Keşke yalnızlaşmasaydık. Hayat yalnızlık. İnsan terk edilmiş bir yalnız. Biz yalnız.
Ekleme Tarihi: 19 Mayıs 2022 - Perşembe

Her Arayış Yeni Bir Hicret

İnsan yalnız bir varlık. Yalnızlıklar içinde, kendi iç dünyasında debelenip duran bir yaratılmış. Yeryüzüne ilk geldiğinde de yalnız ve tek başına gelen. Göç edip giderken de tek başına ve yalnız göç edip giden.

Zaten hayat, yalnızlık danteli ile işlenmiş. Hayatın hangi veçhesine baksanız bir yalnızlık sembolü görür ve hissedersiniz. Elinizden kayıp giden günlere, yıllara ve anlara rağmen hayat yalnızlıklardan örülmüş bir duvar gibi.

Yürek, yalnızlıklara ve terk edilmişliklere kurgulanmış sanki. Her yalnızlık aynı zamanda terk edilmişliktir. Terk edilmek ve yalnız bırakılmak insanın kaderi olsa gerek.

Ne kadar terk edilmiş ve yalnız bırakılmış duygular var şu hayatta. Sanki biri diğerini tamamlar gibi. Zaten demiyor mu Halil Cibran "Hayat soylu bir acıymış geriye kalan, seni beni yeni arayışlara iten yeni kapılara." Her yalnızlık ve her terk edilmişlik insanı yeni bir arayışa sürüklemekte. Ver her arayış yeni bir hicret. Yeni bir acı.

Yalnız bırakılan ve terk edilen hep haykırmaz mı? Benim senden başka dostum mu var? Benim senden başka kimim var? Kim doldurabilir ki boşluğunu? Kim bana yar olabilir ki? Kim?

Ver her yalnızlık bir kâbus gibi çöker insana'.

Umutsuzluğa gark eder.

Geçmiş fotoğraflara baktığınızda, her karede bir ayrılık hüznü, ayrılık acısı hissedersiniz. Tarih, umut, zaman, hayaller sizi terk etmiştir. Ve siz artık o dönemdeki siz değilsiniz. Çünkü sizin için vakit ilerlemiştir. Şakaklarınıza çizgiler düşmüştür. Sizi bir yalnızlık daha beklemektedir. Ne kadar yalnızlıklar var şu yaşamda Allahım?

Yok, mu bu yalnızlıktan giderecek bir ümit? Bir umut? Bir heyecan? Hayattın kendisi yalnızlık. Çünkü her insan yalnız gelir yeryüzüne ve yalnız göç edip gider. Ne kadar acı var, ne kadar terk edilmiş duygular var şu yeryüzünde.

Benim senden başka bir umudum mu var yalnızlığı yeneyim? Benim senden başka bir dostum mu var terk edilmişliği bitireyim? Benim senden başka hayalim mi var sevineyim? Benim senden başka dostum mu var yalnız kalmayayım?

Her aynaya bakışımızda yeni bir yalnızlığımızı keşfederiz. Yalnızlığı yenmenin yolunu günlük muaşeretlerle gidermeye çalışırız. Fakat tekrar iç dünyamıza döndüğümüzde ne kadar yalnız olduğumuzu hissederiz. Ama bu nakışlığımızı görmemek için yine de umuda sarılırız.

Umut, ölüm anında yalnızlığı bize yakıştıran bir dost olduğunu göremeyiz. Ne kadar acımasız kurallar bunlar Allah im? Umudun bile bizi yalnız bıraktığı ve terk ettiği bir diyar. Bu diyarda mutluluğun resmi mi olur?

Keşke yalnızlıklara derman olabilseydik. Keşke

terkedilmişliklere dost olabilseydik. Sevseydik. Sevindirseydik. Umutlandırabilseydik. Keşke terk edilmeseydik. Keşke yalnızlaşmasaydık. Hayat yalnızlık. İnsan terk edilmiş bir yalnız. Biz yalnız.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.