HASBİHAL
Köşe Yazarı
HASBİHAL
 

“Tedbirin Ötesi Takdir, Takdirin Berisi de Tedbirdir”

Modern insan bilimin, teknolojinin gelişmesiyle ve dünyevi güç ve imkânların artışına paralel olarak adeta her şeyi kontrol altına aldığını düşünüyor. Sigorta sistemi sayesinde evini, arabasını, sağlığını garantiye aldığını zannediyor. Geleceğini belirlemeye, çocuklarının, hatta torunlarının rızkını sağlama almaya kalkışıyor. Hepimiz bu ortamdan etkileniyor, bir biçimde kendimiz için uzun vadeli programlar yaparak hayatımızı tam bir düzene sokmaya, kendimize, kendi belirlediğimiz istikamette bir gelecek tayinine çalışıyoruz. İşte böylesi bir ortamda nereden geldiği bilinmeyen, kontrol de edilemeyen bir virüs salgını tüm hesap kitaplarımızı altüst ediyor, etmeye devam ediyor.          Her ne kadar bitti, bitecek deniliyorsa da, yine de korkuyoruz, paniğe kapılıyoruz, tedbir alma gayretiyle birtakım çabalar sergiliyoruz. Salgın Tehlikesi, Tedbir ve Tevekkül Tedbir alınmasında beis yok bilakis gereklidir ama tevekkülü unuttuğumuzda tedbir dediğimiz şey sadece azaba dönüşüyor. Abartılı gündemler, söylentiler ve korkularla evham yayılıyor, hayatımız kararıyor.  Oysa salgına karşı korunma çabası kadar önem arz eden ve sağlığımızı, bilhassa ruh sağlığımızı muhafaza hususunda belirleyici bir tedbir de mütevekkil olmaktan geçiyor. Maruz kalabilecekleri tehlikeye karşı Yakup (as) oğullarına ne tavsiye ediyordu hatırlayalım: “Sonra da, ‘Ey oğullarım! Bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah’tan gelecek hiçbir şeyi sizden uzaklaştıramam. Hüküm ancak Allah’ındır. Ben O’na tevekkül ettim. Tevekkül edenler de yalnız O’na tevekkül etsinler’ dedi.” (Yusuf Suresi, 12/67) Peki, tevekkül ne işe yarayacak? Bize öncelikle kul olduğumuzu, her durumda Alemlerin Rabbine muhtaç bulunduğumuzu hatırlatacak, haddimizi bilmemizi sağlayacak.  Nefsimizin kabarıp önce tepelere çıkmasını ve ardından da güm diye yere çakılmasını önleyecek. Yüce Allah, Müminlerin hayatında kenarda duran ve ancak ihtiyaç hâsıl olduğunda başvurulan, müdahale eden bir ilah değildir. O her an, her yerdedir, hazır ve nazırdır. Sürekli yaratma halindedir. Bize bizden de yakındır. Zor durumda kalan Müminlerin, hatta çaresizlik içindeki tüm kulların kaçıp sığınabilecekleri tek merci, tek sığınaktır. Yazımı bir düşünürün veciz bir sözü ile bitirmek isterim: “Tedbirin ötesi takdir, takdirin berisi de tedbirdir.”
Ekleme Tarihi: 13 Ağustos 2022 - Cumartesi

“Tedbirin Ötesi Takdir, Takdirin Berisi de Tedbirdir”

Modern insan bilimin, teknolojinin gelişmesiyle ve dünyevi güç ve imkânların artışına paralel olarak adeta her şeyi kontrol altına aldığını düşünüyor. Sigorta sistemi sayesinde evini, arabasını, sağlığını garantiye aldığını zannediyor. Geleceğini belirlemeye, çocuklarının, hatta torunlarının rızkını sağlama almaya kalkışıyor. Hepimiz bu ortamdan etkileniyor, bir biçimde kendimiz için uzun vadeli programlar yaparak hayatımızı tam bir düzene sokmaya, kendimize, kendi belirlediğimiz istikamette bir gelecek tayinine çalışıyoruz.

İşte böylesi bir ortamda nereden geldiği bilinmeyen, kontrol de edilemeyen bir virüs salgını tüm hesap kitaplarımızı altüst ediyor, etmeye devam ediyor.

         Her ne kadar bitti, bitecek deniliyorsa da, yine de korkuyoruz, paniğe kapılıyoruz, tedbir alma gayretiyle birtakım çabalar sergiliyoruz.

Salgın Tehlikesi, Tedbir ve Tevekkül

Tedbir alınmasında beis yok bilakis gereklidir ama tevekkülü unuttuğumuzda tedbir dediğimiz şey sadece azaba dönüşüyor. Abartılı gündemler, söylentiler ve korkularla evham yayılıyor, hayatımız kararıyor.  Oysa salgına karşı korunma çabası kadar önem arz eden ve sağlığımızı, bilhassa ruh sağlığımızı muhafaza hususunda belirleyici bir tedbir de mütevekkil olmaktan geçiyor.

Maruz kalabilecekleri tehlikeye karşı Yakup (as) oğullarına ne tavsiye ediyordu hatırlayalım: “Sonra da, ‘Ey oğullarım! Bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah’tan gelecek hiçbir şeyi sizden uzaklaştıramam. Hüküm ancak Allah’ındır. Ben O’na tevekkül ettim. Tevekkül edenler de yalnız O’na tevekkül etsinler’ dedi.” (Yusuf Suresi, 12/67)

Peki, tevekkül ne işe yarayacak? Bize öncelikle kul olduğumuzu, her durumda Alemlerin Rabbine muhtaç bulunduğumuzu hatırlatacak, haddimizi bilmemizi sağlayacak.  Nefsimizin kabarıp önce tepelere çıkmasını ve ardından da güm diye yere çakılmasını önleyecek.

Yüce Allah, Müminlerin hayatında kenarda duran ve ancak ihtiyaç hâsıl olduğunda başvurulan, müdahale eden bir ilah değildir. O her an, her yerdedir, hazır ve nazırdır. Sürekli yaratma halindedir. Bize bizden de yakındır. Zor durumda kalan Müminlerin, hatta çaresizlik içindeki tüm kulların kaçıp sığınabilecekleri tek merci, tek sığınaktır.

Yazımı bir düşünürün veciz bir sözü ile bitirmek isterim:

“Tedbirin ötesi takdir, takdirin berisi de tedbirdir.”

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.