Fahri Erkar
Köşe Yazarı
Fahri Erkar
 

İzzet Paşa Karakolu Yıkılmaktan Kurtarılsın!

Mardin’de Akres mevkine yakın, Zınnar bahçelerine hakim bir noktada olan İzzet Paşa Karakolu; kaderine terkedilmiş halde yıkılmaya terk edildi     Osmanlı devletinin sonlarına doğru; Mardin ve çevresinde meydana gelen karışıklıkları önlemek için zamanın yönetimi, asayişi sağlamak için stratejik olan mevkilere karakollar kurmaya başladı. Bunlardan biri de adını hâlâ söylettiren İzzet Paşa Karakoludur.     1929 tarihlerinde inşa edilen ve adını zamanın mareşallerinden İzzet Paşa’dan alan bu karakol, önemli görevler icra etmişti. Devlet otoritesini kabul etmeyen, her fırsatta yağma ve huzursuzluk çıkaran odaklara karşı önlemler alması ve caydırıcı roller üstlenmesiyle ün saldı. Tarihi hafızaları canlandırması yönünden görülmesi gereken bu tip binalar, maalesef günümüzde terk edilmiş bir halde, çevrede tahrip edenlerin yağmalamasıyla da hızla yok olmaya başlıyor.     İzzet Paşa Karakolu’nu gezdiğimizde şimdi bile atların bağlandığı halkaları, yemlikleri görebilirsiniz. Zamanının imkânlarıyla Osmanlı mimari usulünü de bir hayli yansıtan bu karakol binasının, destek demirleri birilerince sökülüp ortadan kaldırılıyor. Demir yolu ray sistemi demirleri olan bu malzeme belli ki;  üç-beş kuruşa satılıp bina zavallı bir hale getirilmiş. Bir bekçinin bile olmadığı binada; pencere demirleri, kapılar tümden imha edilmiş. Eğer el atılmazsa kısa bir zaman sonra yerinde yeller eseceği de bir gerçek. Etraf insan dışkılarından geçilmez bir halde. İçerisini yoğun bir şekilde sidik ve içki kokuları kaplamış. Belli ki, ayyaşların demlenmek için kullandıkları bir yer oluşturulmuş. Ve daha neler…     19 ve 20. Yüz yıl başlarında, Mardin ve çevresinde bulunan göçebe ve yarı göçebe aşiretlerin yol açtığı kötü olaylar vardı. Bunlar iç ve dış siyasi gelişmelere paralel olarak ortaya çıkıyordu.     Kürt ve Arap aşiretlerinin önemlice bir bölümünün çapulculuk ve yağma faaliyetlerine girmeleri; Mardin ve çevresinde çok sayıda köy ve nahiyeye  baskınlar yapılarak bölgenin tarumar edilmesiyle sonuçlanmıştı. Bu aşiretlerin devlet karşısındaki duruşları ve olaylardaki yeri göz önünde bulundurulduğunda,  Osmanlı hükümet güçlerinin ne kadar zor durumda kaldığı ortaya çıkar.     Geçen yüz yılın bu karışıklıkları devlet makamlarının Mardin ve civarındaki devlet dairelerinin raporlar sunmalarına sebebiyet vermiştir. Örneğin; “…eşkıya-ı merkumenin tavr ve hareketleri ahâliyi dilgir etmiştir.” denilerek söz konusu edilen çetelerin halkı sıkıntıya soktuğu rapor edilmiştir. Alınan bir sürü tedbirler arasında aşiretlerin iskân ve ıslahı da vardı. Böylelikle bunların askerî bir tehdit olmaktan çıkarılmaları, malî ve hukukî sistemle de bütünleşmesinin sağlanması arzu ediliyordu.     Devletin yumuşak ve terbiye edici tavrı işe yaramayınca, “terbiye-i şedide” de denilen askerî yöntemlere başvuruluyordu. İşte bu yöntemler gereğince de; önemli ve stratejik noktalara karakollar inşa ediliyor ve yeterli miktarda askeri güç bırakılıyordu.     Cumhuriyet dönemine de intikal eden bu karakollardan biri de İzzet Paşa Karakolu’dur. Adını kuvvet komutanından da alan bu yer hâlâ Zınnar havalisinde buruk bir anlatımla anlatılıp durulur.1917 senesinde Doğu Cephesi komutanı Müşir Ahmet izzet Paşa’nın Mustafa Kemal ile Mardin’e gelmesi bilinen bir gerçektir. Alınan bu tedbirlerde, o zaman Mardin’de bulunan Alman askeri zevatının da etkisi olduğunu düşündürtüyor.     İzzet Paşa’nın direktifleriyle kurulan bu bina sert ve otoriter yönetim anlayışıyla; Nehruk, Hişhoşuki, Mansori, Ayn Since, Dazerke, Harabel, Akras ve bahçeler civarını sorumluluk alanına almıştır. Yetkililerin binayı bakıma alması, ilimize gelen yerli ve yabancı turistlere çok daha iyi bir görüntü sunulması turizm açısından önem taşımaktadır. Varsa karakola ait su kaynağının yeniden bulunması ve düzene kavuşturulması iyi bir izlenim oluşturacaktır.
Ekleme Tarihi: 10 Haziran 2022 - Cuma

İzzet Paşa Karakolu Yıkılmaktan Kurtarılsın!

Mardin’de Akres mevkine yakın, Zınnar bahçelerine hakim bir noktada olan İzzet Paşa Karakolu; kaderine terkedilmiş halde yıkılmaya terk edildi
    Osmanlı devletinin sonlarına doğru; Mardin ve çevresinde meydana gelen karışıklıkları önlemek için zamanın yönetimi, asayişi sağlamak için stratejik olan mevkilere karakollar kurmaya başladı. Bunlardan biri de adını hâlâ söylettiren İzzet Paşa Karakoludur.
    1929 tarihlerinde inşa edilen ve adını zamanın mareşallerinden İzzet Paşa’dan alan bu karakol, önemli görevler icra etmişti. Devlet otoritesini kabul etmeyen, her fırsatta yağma ve huzursuzluk çıkaran odaklara karşı önlemler alması ve caydırıcı roller üstlenmesiyle ün saldı. Tarihi hafızaları canlandırması yönünden görülmesi gereken bu tip binalar, maalesef günümüzde terk edilmiş bir halde, çevrede tahrip edenlerin yağmalamasıyla da hızla yok olmaya başlıyor.
    İzzet Paşa Karakolu’nu gezdiğimizde şimdi bile atların bağlandığı halkaları, yemlikleri görebilirsiniz. Zamanının imkânlarıyla Osmanlı mimari usulünü de bir hayli yansıtan bu karakol binasının, destek demirleri birilerince sökülüp ortadan kaldırılıyor. Demir yolu ray sistemi demirleri olan bu malzeme belli ki;  üç-beş kuruşa satılıp bina zavallı bir hale getirilmiş. Bir bekçinin bile olmadığı binada; pencere demirleri, kapılar tümden imha edilmiş. Eğer el atılmazsa kısa bir zaman sonra yerinde yeller eseceği de bir gerçek. Etraf insan dışkılarından geçilmez bir halde. İçerisini yoğun bir şekilde sidik ve içki kokuları kaplamış. Belli ki, ayyaşların demlenmek için kullandıkları bir yer oluşturulmuş. Ve daha neler…
    19 ve 20. Yüz yıl başlarında, Mardin ve çevresinde bulunan göçebe ve yarı göçebe aşiretlerin yol açtığı kötü olaylar vardı. Bunlar iç ve dış siyasi gelişmelere paralel olarak ortaya çıkıyordu.
    Kürt ve Arap aşiretlerinin önemlice bir bölümünün çapulculuk ve yağma faaliyetlerine girmeleri; Mardin ve çevresinde çok sayıda köy ve nahiyeye  baskınlar yapılarak bölgenin tarumar edilmesiyle sonuçlanmıştı. Bu aşiretlerin devlet karşısındaki duruşları ve olaylardaki yeri göz önünde bulundurulduğunda,  Osmanlı hükümet güçlerinin ne kadar zor durumda kaldığı ortaya çıkar.
    Geçen yüz yılın bu karışıklıkları devlet makamlarının Mardin ve civarındaki devlet dairelerinin raporlar sunmalarına sebebiyet vermiştir. Örneğin; “…eşkıya-ı merkumenin tavr ve hareketleri ahâliyi dilgir etmiştir.” denilerek söz konusu edilen çetelerin halkı sıkıntıya soktuğu rapor edilmiştir.
Alınan bir sürü tedbirler arasında aşiretlerin iskân ve ıslahı da vardı. Böylelikle bunların askerî bir tehdit olmaktan çıkarılmaları, malî ve hukukî sistemle de bütünleşmesinin sağlanması arzu ediliyordu.
    Devletin yumuşak ve terbiye edici tavrı işe yaramayınca, “terbiye-i şedide” de denilen askerî yöntemlere başvuruluyordu. İşte bu yöntemler gereğince de; önemli ve stratejik noktalara karakollar inşa ediliyor ve yeterli miktarda askeri güç bırakılıyordu.
    Cumhuriyet dönemine de intikal eden bu karakollardan biri de İzzet Paşa Karakolu’dur. Adını kuvvet komutanından da alan bu yer hâlâ Zınnar havalisinde buruk bir anlatımla anlatılıp durulur.1917 senesinde Doğu Cephesi komutanı Müşir Ahmet izzet Paşa’nın Mustafa Kemal ile Mardin’e gelmesi bilinen bir gerçektir. Alınan bu tedbirlerde, o zaman Mardin’de bulunan Alman askeri zevatının da etkisi olduğunu düşündürtüyor.
    İzzet Paşa’nın direktifleriyle kurulan bu bina sert ve otoriter yönetim anlayışıyla; Nehruk, Hişhoşuki, Mansori, Ayn Since, Dazerke, Harabel, Akras ve bahçeler civarını sorumluluk alanına almıştır. Yetkililerin binayı bakıma alması, ilimize gelen yerli ve yabancı turistlere çok daha iyi bir görüntü sunulması turizm açısından önem taşımaktadır. Varsa karakola ait su kaynağının yeniden bulunması ve düzene kavuşturulması iyi bir izlenim oluşturacaktır.
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.