Faris Erkar
Köşe Yazarı
Faris Erkar
 

CUMA NAMAZI

Müslümanların en hayırlı gününe, onların bir araya gelip toplandıkları Cuma gününe özgü namaza: CUMA NAMAZI adı verilir. Bu namaz farz-ı ayn’dir. Aslında öğle vakti, imama tabi olarak, cemaatle kılı-nan iki rek’atten ibarettir. Cuma namazının kişiye farz olması bazı şartlara bağlanmıştır. Bunlar şöylece sıralanmıştır: 1) Hürriyetine sahip bulunmak 2) akıl baliğ olmak 3) aklı başında bulunmak 4) Beden bakımında sağlıklı durumunu korumak 5) Mükim olmak. Cuma namazında, farz olan iki rek’atten önce hutbe okunur. Bu hutbe de farzdır. Hutbe Arapça okunabildiği gibi, İslam dünyasında kullanılan dillerden herhangi birisi, hatta yeterince cemaat hazır bulunmak kaydı ile istenilen dille okunabilir. Hutbeler, mümkün oldukça, kısa fakat geniş anlamlı ve etkileyici olmalıdır. Hatip, iç ezan okunduğunda minberde otdurumda bulunur. Sonra ayağa kalkarak içinden “Euzu” yu tekrarlar. Bundan sonra açıktan Allaha hamd ve senada bulunur. Hutbesini cemaate karşı okur. Hutbe esnasında cemaatten hiç kimsenin dünya kelamı konuşmaması gerekir. Hutbe aynı zamanda cemaate İslam dini ve hayatı hakkında bir vaaz, bir nasihat karakteri de taşır. Hutbenin uzun olmaması da tavsiye edilmiştir. Mümkün oldukça imama yakın yerde oturmak , dinlerken yüzü hatibe doğru çevirili bulunmak daha erdemli davranıştır. Cuma namazında imam, her iki rek’ atte de, kıratı açık sonra olarak yapar. Fatha’ dan sonra, genellikle, kısa bir süre okunur, yahut üç ayetten eksik olmamak üzere kıraatte bulunulur. Cuma namazının tam edası da şöyledir: Öğle vakti minarelerden ezan okunduktan sonra öğle namazının ilk sünneti kılınır. Sonra camide bir ezan daha okunur. Minberde bulunan hatibin hutbesi dikkatle dinlenir. Bundan sonra ikamet alınır. Cuma’nın iki rek’ at farzı, imamın arkasında, cemaatle eda edilir. Bu farzı, cumanın son dört rek’at sünneti izler. Sonra da “zuhr-i ahir” denilen dört rek’atten ibaret bir namaz daha kılınır. Buna “vaktine yetişip henüz üzerimden sakıt olmayan son öğlen namazı” diye niyet edilmelidir. Bundan maksat eğer Cuma namazı şayet sıhhatlı olmamışsa, bu dört rek’at ile, o günün, öğle farzı kılınmış olur. Eğer Cuma namazı sahih kılınmış ise, bu dört rek’at kazaya kalmış bir öğle namazının yerini tutar. Son olarak da: “vaktin sünneti” niyetiyle sabah namazının sünnet gibi, iki rek’at namaz daha kılınıp, Cuma namazı etrafı ile tamamlanmış olur.
Ekleme Tarihi: 25 Nisan 2022 - Pazartesi

CUMA NAMAZI

Müslümanların en hayırlı gününe, onların bir araya gelip toplandıkları Cuma gününe özgü namaza: CUMA NAMAZI adı verilir. Bu namaz farz-ı ayn’dir. Aslında öğle vakti, imama tabi olarak, cemaatle kılı-nan iki rek’atten ibarettir.
Cuma namazının kişiye farz olması bazı şartlara bağlanmıştır. Bunlar şöylece sıralanmıştır: 1) Hürriyetine sahip bulunmak 2) akıl baliğ olmak 3) aklı başında bulunmak 4) Beden bakımında sağlıklı durumunu korumak 5) Mükim olmak.
Cuma namazında, farz olan iki rek’atten önce hutbe okunur. Bu hutbe de farzdır. Hutbe Arapça okunabildiği gibi, İslam dünyasında kullanılan dillerden herhangi birisi, hatta yeterince cemaat hazır bulunmak kaydı ile istenilen dille okunabilir. Hutbeler, mümkün oldukça, kısa fakat geniş anlamlı ve etkileyici olmalıdır. Hatip, iç ezan okunduğunda minberde otdurumda bulunur. Sonra ayağa kalkarak içinden “Euzu” yu tekrarlar. Bundan sonra açıktan Allaha hamd ve senada bulunur. Hutbesini cemaate karşı okur. Hutbe esnasında cemaatten hiç kimsenin dünya kelamı konuşmaması gerekir. Hutbe aynı zamanda cemaate İslam dini ve hayatı hakkında bir vaaz, bir nasihat karakteri de taşır. Hutbenin uzun olmaması da tavsiye edilmiştir. Mümkün oldukça imama yakın yerde oturmak , dinlerken yüzü hatibe doğru çevirili bulunmak daha erdemli davranıştır.
Cuma namazında imam, her iki rek’ atte de, kıratı açık sonra olarak yapar. Fatha’ dan sonra, genellikle, kısa bir süre okunur, yahut üç ayetten eksik olmamak üzere kıraatte bulunulur.
Cuma namazının tam edası da şöyledir: Öğle vakti minarelerden ezan okunduktan sonra öğle namazının ilk sünneti kılınır. Sonra camide bir ezan daha okunur. Minberde bulunan hatibin hutbesi dikkatle dinlenir. Bundan sonra ikamet alınır. Cuma’nın iki rek’ at farzı, imamın arkasında, cemaatle eda edilir. Bu farzı, cumanın son dört rek’at sünneti izler. Sonra da “zuhr-i ahir” denilen dört rek’atten ibaret bir namaz daha kılınır. Buna “vaktine yetişip henüz üzerimden sakıt olmayan son öğlen namazı” diye niyet edilmelidir. Bundan maksat eğer Cuma namazı şayet sıhhatlı olmamışsa, bu dört rek’at ile, o günün, öğle farzı kılınmış olur. Eğer Cuma namazı sahih kılınmış ise, bu dört rek’at kazaya kalmış bir öğle namazının yerini tutar. Son olarak da: “vaktin sünneti” niyetiyle sabah namazının sünnet gibi, iki rek’at namaz daha kılınıp, Cuma namazı etrafı ile tamamlanmış olur.
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.