Faris Erkar
Köşe Yazarı
Faris Erkar
 

Hatuniye Kalesinin Vasıfları

Harun Reşid’ in hatunu Zübeyde hanım tarafından yaptırıldığı için bu kaleye Hatuniye kalesi derler. “ Şerefname “ yazarının dediğine göre burayı Melik Sancar’ın annesi yaptırdığı için (sur-ı Hatuniye ) demişlerdir. Mardin toprağında, kazasına bağlı, bir yüksek tepe üzerinde dört köşe, uzunluğuna küçük bir surdur. Güney tarafında bir kapısı vardır. Her tarafı yontulmuş taş ile yapılmış hoş bir kaledir. İçinde bir camii yetmiş kadar temiz toprak ile örtülü, küçük yapılı evleri vardır. Çarşısı, pazarı ve imareti yoktur. Yetmiş aded neferi, yeteri kadar cephanesi vardır. Kalenin çevre uzunluğunu bilmiyorum.                 Oradan yine güneye giderek (Kandili ) denilen yere geldik. Mardin hududu burada sona erer. Korkulu ve tehlikeli bir yerdir. Bu yüksek dağda eğlenmek-sizin güneye doğru çöl içinde giderek (Şah sencar kalesi ) ne geldik.                 Bu kale altında (1065 ) yılı Recep ayının ilk günü Diyarbekir valisi Firari- Mustafa Paşa ile görüştük. Melik-Ahmet Paşa efendimizin mektuplarını teslim ettim. Okuduğunda sevinip: “ İnşallah Melik Ahmet Paşa efendimize olan otuz yedi kese borcumuzu ödeyip yüz kadar çadır ve çerkeler (minder) döşeyip kendilerine misafir etti. Sancar Kalesini gezmeye ve seyretmeye başlayıp bazı bilgili kimseler ile yakınlık kurduk.
Ekleme Tarihi: 09 Haziran 2022 - Perşembe

Hatuniye Kalesinin Vasıfları

Harun Reşid’ in hatunu Zübeyde hanım tarafından yaptırıldığı için bu kaleye Hatuniye kalesi derler. “ Şerefname “ yazarının dediğine göre burayı Melik Sancar’ın annesi yaptırdığı için (sur-ı Hatuniye ) demişlerdir. Mardin toprağında, kazasına bağlı, bir yüksek tepe üzerinde dört köşe, uzunluğuna küçük bir surdur. Güney tarafında bir kapısı vardır. Her tarafı yontulmuş taş ile yapılmış hoş bir kaledir. İçinde bir camii yetmiş kadar temiz toprak ile örtülü, küçük yapılı evleri vardır. Çarşısı, pazarı ve imareti yoktur. Yetmiş aded neferi, yeteri kadar cephanesi vardır. Kalenin çevre uzunluğunu bilmiyorum.

                Oradan yine güneye giderek (Kandili ) denilen yere geldik. Mardin hududu burada sona erer. Korkulu ve tehlikeli bir yerdir. Bu yüksek dağda eğlenmek-sizin güneye doğru çöl içinde giderek (Şah sencar kalesi ) ne geldik.

                Bu kale altında (1065 ) yılı Recep ayının ilk günü Diyarbekir valisi Firari- Mustafa Paşa ile görüştük. Melik-Ahmet Paşa efendimizin mektuplarını teslim ettim. Okuduğunda sevinip: “ İnşallah Melik Ahmet Paşa efendimize olan otuz yedi kese borcumuzu ödeyip yüz kadar çadır ve çerkeler (minder) döşeyip kendilerine misafir etti. Sancar Kalesini gezmeye ve seyretmeye başlayıp bazı bilgili kimseler ile yakınlık kurduk.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.