Faris Erkar
Köşe Yazarı
Faris Erkar
 

MARDİN MEDRESELER ŞEHRİDİR

Türkiye’nin kadim tarihe dayanan kültür varlıkları arasında Mardin medreseleri ile ön plana çıkmaktadır. Şehrimizde bugün itibariyle tespit edilebilen yirmi beş medresemiz mevcuttur. Ancak saygıdeğer ilim adamı Nihat Ayanoğlu’nun süren araştırmaları neticesinde medrese sayısının altmış iki olabileceği yönündeki çalışmaları halen devam etmektedir. Ne var ki bu paha biçilmez değerli medreselerimizin çoğu bilinmemektedir. Tek parti döneminde bazı medreselerimiz aile tapularına geçirilmiş bazı medreselerde yıkılmaya mahkûm edilmiştir. Büyük medreselerimizde amaçları dışında kullanılarak askeri birliklerin konaklama mekânları olarak kullanılmışlardır. Medreselerimizin korunması ve yaşatılması adına hamiyetli vatandaşlarımız tarafından kurulan MADDER Derneği medreselerimizin aslına döndürülüp tarihi misyonlarına layık bir şekilde kullanılama açılması için gayret göstermeye başlamıştır. Dernek yetkilileri öncelikle Kültür müdürlüğü ve Müze müdürlüğü yetkilileri ile bir araya gelerek problemin çözülmesi için çaba göstermişlerdir. Diyarbakır’da bulunan Vakıflar bölge müdürü ile görüşülmüş ve onların tavsiyeleri doğrultusunda medreselerimizin tapu kayıtları ortaya çıkarılmıştır. Ancak bu çalışmaların yetkili resmi kurumlarca değerlendirilip medreselerin ihya edilmesine yardımcı olunması gerekmektedir. Her şeyden önce şahsi mülkiyete geçen bu tarihi şaheserlerin sahipleri ile görüşülüp belirli bir bedel ödenerek istimlak edilmesi cihetine gidilmelidir. Medreseler özel mülkiyetten çıkarılıp resmi bir kuruma bağlandıktan sonra hayır sahipleri tarafında restorasyonları yapıla bilinecektir. Özellikle Artuklu döneminden kalan medreselerimizin değerinin bilinmesi açısından bir anekdot aktaralım: 2006 yılında Mardin’de düzenlenen I.Uluslararası Mardin Tarihi sempozyumuna “Mardin ve Kudüs” bildirisi ile katılan İsrail Haifa üniversitesi öğretim üyesi Prof .Dr. Frenkel YEHOSHUA neden Mardin’deki sempozyuma İsrail’den gelip katılarak konuşmasında  “ Üç yüz yıl Artuklulara başkent olan Mardin’i ve medeniyetini, özellikle  medreselerini merak ettim. Çünkü aynı medeniyet Kudüs’te de dört tane medrese vücuda getirmiştir. Bu harika medeniyetin başkentini görmemek olmazdı” diyerek duygularını dile getirmişti. Dünyaya Mardin’i tanıtmak istiyorsak en büyük yaşayan kültür mirasımız olan medreselerden başlamalıyız. Evet, Mardin dünyanın çok nadir sayılan bir medreseler şehridir.
Ekleme Tarihi: 09 Eylül 2022 - Cuma

MARDİN MEDRESELER ŞEHRİDİR

Türkiye’nin kadim tarihe dayanan kültür varlıkları arasında Mardin medreseleri ile ön plana çıkmaktadır. Şehrimizde bugün itibariyle tespit edilebilen yirmi beş medresemiz mevcuttur. Ancak saygıdeğer ilim adamı Nihat Ayanoğlu’nun süren araştırmaları neticesinde medrese sayısının altmış iki olabileceği yönündeki çalışmaları halen devam etmektedir. Ne var ki bu paha biçilmez değerli medreselerimizin çoğu bilinmemektedir. Tek parti döneminde bazı medreselerimiz aile tapularına geçirilmiş bazı medreselerde yıkılmaya mahkûm edilmiştir. Büyük medreselerimizde amaçları dışında kullanılarak askeri birliklerin konaklama mekânları olarak kullanılmışlardır.

Medreselerimizin korunması ve yaşatılması adına hamiyetli vatandaşlarımız tarafından kurulan MADDER Derneği medreselerimizin aslına döndürülüp tarihi misyonlarına layık bir şekilde kullanılama açılması için gayret göstermeye başlamıştır. Dernek yetkilileri öncelikle Kültür müdürlüğü ve Müze müdürlüğü yetkilileri ile bir araya gelerek problemin çözülmesi için çaba göstermişlerdir. Diyarbakır’da bulunan Vakıflar bölge müdürü ile görüşülmüş ve onların tavsiyeleri doğrultusunda medreselerimizin tapu kayıtları ortaya çıkarılmıştır. Ancak bu çalışmaların yetkili resmi kurumlarca değerlendirilip medreselerin ihya edilmesine yardımcı olunması gerekmektedir. Her şeyden önce şahsi mülkiyete geçen bu tarihi şaheserlerin sahipleri ile görüşülüp belirli bir bedel ödenerek istimlak edilmesi cihetine gidilmelidir. Medreseler özel mülkiyetten çıkarılıp resmi bir kuruma bağlandıktan sonra hayır sahipleri tarafında restorasyonları yapıla bilinecektir.

Özellikle Artuklu döneminden kalan medreselerimizin değerinin bilinmesi açısından bir anekdot aktaralım: 2006 yılında Mardin’de düzenlenen I.Uluslararası Mardin Tarihi sempozyumuna “Mardin ve Kudüs” bildirisi ile katılan İsrail Haifa üniversitesi öğretim üyesi Prof .Dr. Frenkel YEHOSHUA neden Mardin’deki sempozyuma İsrail’den gelip katılarak konuşmasında  “ Üç yüz yıl Artuklulara başkent olan Mardin’i ve medeniyetini, özellikle  medreselerini merak ettim. Çünkü aynı medeniyet Kudüs’te de dört tane medrese vücuda getirmiştir. Bu harika medeniyetin başkentini görmemek olmazdı” diyerek duygularını dile getirmişti.

Dünyaya Mardin’i tanıtmak istiyorsak en büyük yaşayan kültür mirasımız olan medreselerden başlamalıyız. Evet, Mardin dünyanın çok nadir sayılan bir medreseler şehridir.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.