Faris Erkar
Köşe Yazarı
Faris Erkar
 

MARDİN'DE TAZİYE

Ölüm, hak olup, hiçbir canlının kaçamadığı en tabii sonuçtur. Ölüm, bazı kültürlerde bir yok oluş, bazı kültürlerde geçici olarak Dünyadan ayrılma ve tekrar Dünyaya gelmenin bir gerekçesi, İslam toplumları için ise kısa ve geçici bir hayattan, uzun ve ebedi bir hayata başlangıçtır.  Kaçınılmaz bir son olan ölüm'ün ağır ve acı neticesini hafifletme, akraba ve uzak-yakın tanıdıkların hatıralarını yad ederek helalleşmelerine ve başsağlığı dilemelerine zemin hazırlamasını sağlayan Taziye Geleneği ciddi, ciddi ve vazgeçilmez bir Sosyal Davranış Kuralı olarak varlığını sürdürmektedir. Günümüzdeki uygulamaları ile Mardin’de Taziye geleneği, çok önemli bir kültürel gelenek olarak bilinmekte, taziyesi olan insanlar için, en yakın akrabadan en uzak tanıdığa kadar bir ziyaret seferberliği başlamaktadır. Bütün dini konularda olduğu gibi taziyede de göz önünde bulundurmamız gereken bazı usul ve kurallar vardır ki; bu kuralların şeklini ve sınırını da Kur'an ve sünnet belirlemiştir.  Bu kaide ve usullere uyarak Müslümanlığımızı ilan ederiz. Ölmüş birine yapılacak en büyük iyilik ona dua etmek istiğfarda bulunmaktır. Geride kalan yakınlarına da taziye süresi boyunca yardımcı olmaktır. Bölgemizde özellikle Mardin'de taziye dönemlerinde taziye sahiplerinin yaşadığı ve bizzat herkesin şahit olduğu mağduriyetler, artık halk arasında toplumsal bir yaraya dönüştü.  Bir yakını ölen kişi cenazesi daha yerde dururken, taziyede yapacağı ikram ve vereceği yemeğin derdine düşüyor. Bu öyle bir dert ki babasının taziyesini yapabilmek için çocuk bankadan kredi çekmek zorunda kalıyor. Gerçekten bu konuda herkesin katkı sunması gerekiyor. Öncelikle din adamları, bir farkındalık bir bilinç oluşturulması için bu konu sürekli gündemde tutulabilir. Zenginlerin güç gösterisi, fakirlerin “millet ne konuşur kaygı ve baskısı” toplumda bu yanlış geleneğin oluşmasının yegâne nedenidir. Bu geleneğin sona erdirilmesi yine bu geleneği başlatan zenginlerin sorumluluğundadır. Mardin'de bir zengin çıkar ve “ben yapılacak bütün masrafları fakirlere dağıtıyorum dese inanın bu hayırlı bir yolda atılmış hayırlı bir adımdır. Bundan sonra bu adımları takip edecek cesaret sahibi insanlar mutlak olacaktır. Bu konuda Peygamber efendimizin bir hadisini burada hatırlatmakta fayda var, “İslâm'da iyi bir çığır açan kimseye, bunun sevabı vardır. O çığırda yürüyenlerin sevabından da kendisine verilir. Fakat onların sevabından hiçbir şey noksanlaşmaz. Her kim de İslâm'da kötü bir çığır açarsa, o kişiye onun günahı vardır. O kötü çığırda yürüyenlerin günahından da ona pay ayrılır. Fakat onların günahından da hiçbir şey noksanlaşmaz.” Taziyesi olan herkes Allah'ın Emrini ve Peygamberin sünnetini kendine rehber edinsin kimin ne dediğine değil, Allah'ın dediğine baksın…
Ekleme Tarihi: 25 Mayıs 2022 - Çarşamba

MARDİN'DE TAZİYE

Ölüm, hak olup, hiçbir canlının kaçamadığı en tabii sonuçtur. Ölüm, bazı kültürlerde bir yok oluş, bazı kültürlerde geçici olarak Dünyadan ayrılma ve tekrar Dünyaya gelmenin bir gerekçesi, İslam toplumları için ise kısa ve geçici bir hayattan, uzun ve ebedi bir hayata başlangıçtır. 
Kaçınılmaz bir son olan ölüm'ün ağır ve acı neticesini hafifletme, akraba ve uzak-yakın tanıdıkların hatıralarını yad ederek helalleşmelerine ve başsağlığı dilemelerine zemin hazırlamasını sağlayan Taziye Geleneği ciddi, ciddi ve vazgeçilmez bir Sosyal Davranış Kuralı olarak varlığını sürdürmektedir. Günümüzdeki uygulamaları ile Mardin’de Taziye geleneği, çok önemli bir kültürel gelenek olarak bilinmekte, taziyesi olan insanlar için, en yakın akrabadan en uzak tanıdığa kadar bir ziyaret seferberliği başlamaktadır. Bütün dini konularda olduğu gibi taziyede de göz önünde bulundurmamız gereken bazı usul ve kurallar vardır ki; bu kuralların şeklini ve sınırını da Kur'an ve sünnet belirlemiştir. 
Bu kaide ve usullere uyarak Müslümanlığımızı ilan ederiz. Ölmüş birine yapılacak en büyük iyilik ona dua etmek istiğfarda bulunmaktır. Geride kalan yakınlarına da taziye süresi boyunca yardımcı olmaktır. Bölgemizde özellikle Mardin'de taziye dönemlerinde taziye sahiplerinin yaşadığı ve bizzat herkesin şahit olduğu mağduriyetler, artık halk arasında toplumsal bir yaraya dönüştü. 
Bir yakını ölen kişi cenazesi daha yerde dururken, taziyede yapacağı ikram ve vereceği yemeğin derdine düşüyor. Bu öyle bir dert ki babasının taziyesini yapabilmek için çocuk bankadan kredi çekmek zorunda kalıyor. Gerçekten bu konuda herkesin katkı sunması gerekiyor. Öncelikle din adamları, bir farkındalık bir bilinç oluşturulması için bu konu sürekli gündemde tutulabilir. Zenginlerin güç gösterisi, fakirlerin “millet ne konuşur kaygı ve baskısı” toplumda bu yanlış geleneğin oluşmasının yegâne nedenidir. Bu geleneğin sona erdirilmesi yine bu geleneği başlatan zenginlerin sorumluluğundadır. Mardin'de bir zengin çıkar ve “ben yapılacak bütün masrafları fakirlere dağıtıyorum dese inanın bu hayırlı bir yolda atılmış hayırlı bir adımdır. Bundan sonra bu adımları takip edecek cesaret sahibi insanlar mutlak olacaktır. Bu konuda Peygamber efendimizin bir hadisini burada hatırlatmakta fayda var, “İslâm'da iyi bir çığır açan kimseye, bunun sevabı vardır. O çığırda yürüyenlerin sevabından da kendisine verilir. Fakat onların sevabından hiçbir şey noksanlaşmaz. Her kim de İslâm'da kötü bir çığır açarsa, o kişiye onun günahı vardır. O kötü çığırda yürüyenlerin günahından da ona pay ayrılır. Fakat onların günahından da hiçbir şey noksanlaşmaz.” Taziyesi olan herkes Allah'ın Emrini ve Peygamberin sünnetini kendine rehber edinsin kimin ne dediğine değil, Allah'ın dediğine baksın…
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.