DEDAŞ
Halil İbrahim Dede
Köşe Yazarı
Halil İbrahim Dede
 

MARDİN MÜZESİ MÜZE OLARAK KALMALI

“Mardin Müzesi Patriklik Olamamalı” başlıklı bir önceki yazıma gelen yorumlar, destek mesajları, eleştiriler ve teşekkürler üzerine bu yazıyı kaleme alma ihtiyacı hissettim. Gelen tüm yorum, seviyeli ve saygılı eleştirilere ve de teşekkürlere ben de buradan teşekkür etmek isterim. Zira,bu geri dönüşler ile daha çok okumak ve daha çok araştırmakve yazma şevki ve gayreti ile doluyorum. Gelen eleştirilerden biri bu binanın daha önce Süryani Patrikliğine ait olduğu ve aslına iade edilmesinin haklı olduğu şeklindeydi. Daha önce bu binanın mülkünün Süryani Patrikliğine ait oldu doğrudur. Lakin, bu binanın Mardin Müzesi binası olmasının tarihsel olarak haklı gerekçelerini de aktararak neden Patriklikten Müze Binasına dönüştürüldüğünü anlatmaya çalıştım. Özetle tekrar edecek olursak: Mardin’in işgal edilmesine zemin hazırlayan ve içten içe destek veren Patrik’in Mardin’den sürülmesinden sonra 1932 yılında Mardin’deki Patrikhane kapatılmış, Patrikhane Mardin’den Suriye’nin Humus şehrine, ardından da Şam’a taşınmıştır. Bina çeşitli şekillerde kullanıldıktan sonra en nihayetinde Kültür Bakanlığı tarafından Süryani Katolik Vakfı’ndan ücreti verilerek satın alınmış ve kamulaştırılmıştır. Buranın altını çizerek tekraretmek isterim ki Süryani Katolik Vakfı’na ücreti verilerek kamulaştırılmıştır. Gasp edilmemiştir. Kamulaştırılan mal tüm herkesin malı olur. Yani orası artık herkesin malı haline gelmiştir. Efendim, eskiden Süryanilere ait idi şimdi de Süryanilere iade etmek gerekir, diyenlere de şunları sorarak cevap vermek istiyorum: Mardin’de bulunan, eskiden Ermeni, Yahudi, Hristiyanlara ait evler ve konakları da mı iade edelim? Hatta biraz daha ileri giderek, ücreti verilerek satın alınan Ayasofya-i Kebîr Câmi-i Şerîfi’ni de mi eskiden kilise olduğu için iade edelim? Hatta daha da ileri gidip 1071’den önce bizim olmayan Anadolu’yu da mı iade edelim? Bu sorularım ile iddia edilen fikriyatın haklı ve mantıklı bir iddia olmadığının ve bunun ucunun nereye kadar uzanacağının anlaşılmış olduğunu düşünüyorum. Mardin Müze binası Müze olarakherkese ayırım gözetmeksizin hizmet vermeye devam etmelidir. Gelen ikinci bir eleştiri de bizim bu talebimizin ırkçılık olduğu idi. Irkçılıktan ve ırkçılardan Allah’a sığınırız. İnancımıza göre ırkçılık fikriyatı üzerine ölen kişi cennete giremeyecek. İlk ırkçı “Ben ondan üstünüm!” diyerek kibir gösteren Şeytandır. Bu inanç ve fikriyatta olmamız mümkün değildir. Mardin Müzesinin müze olarak kalmasını istememiz, bunu idarecilerimizden istirham etmemiz kesinlikle ırkçılık fikriyatı ile yapılmış bir talep değildir. Aksine, Mardin Müzesinin patrikhane yapılması ırkçılık kokmaktadır. Zira öyle olursa hepimizin olan Mardin Müze binası sadece Süryanilere ait olacaktır. Hasılı kelam: Gelişen tarihsel olaylar neticesinde ve ücreti verildikten sonra kamulaştırılarak herkesin malı olan Mardin Müze binası müze olarak kalmalıdır. Bu hali ile herkese hizmet vermeye devam etmelidir. Gözümüzü açtığımızdan beriMardin Müzesi olarak Mardin halkının zihninde yer edinmiş; Mardin’imizi ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin mutlaka ziyaret ettiği ve onların da zihinlerinde “Mardin Müzesi” olarak yer edinmiş Mardin Müze binası olduğu gibi kalmalıdır. Zihinlerimizdeki bu aziz hatırası hatırına Müze olarak hizmet etmeye devam etmelidir. Bu minvaldeki temennilerimiz ve dualarımız ile tekrar saygıdeğer ve çok kıymetli idarecilerimizin bu karardan vazgeçmelerini istirham ediyoruz. Selam ve dua ile.
Ekleme Tarihi: 03 Ekim 2022 - Pazartesi

MARDİN MÜZESİ MÜZE OLARAK KALMALI

“Mardin Müzesi Patriklik Olamamalı” başlıklı bir önceki yazıma gelen yorumlar, destek mesajları, eleştiriler ve teşekkürler üzerine bu yazıyı kaleme alma ihtiyacı hissettim.

Gelen tüm yorum, seviyeli ve saygılı eleştirilere ve de teşekkürlere ben de buradan teşekkür etmek isterim. Zira,bu geri dönüşler ile daha çok okumak ve daha çok araştırmakve yazma şevki ve gayreti ile doluyorum.

Gelen eleştirilerden biri bu binanın daha önce Süryani Patrikliğine ait olduğu ve aslına iade edilmesinin haklı olduğu şeklindeydi.

Daha önce bu binanın mülkünün Süryani Patrikliğine ait oldu doğrudur.

Lakin, bu binanın Mardin Müzesi binası olmasının tarihsel olarak haklı gerekçelerini de aktararak neden Patriklikten Müze Binasına dönüştürüldüğünü anlatmaya çalıştım.

Özetle tekrar edecek olursak: Mardin’in işgal edilmesine zemin hazırlayan ve içten içe destek veren Patrik’in Mardin’den sürülmesinden sonra 1932 yılında Mardin’deki Patrikhane kapatılmış, Patrikhane Mardin’den Suriye’nin Humus şehrine, ardından da Şam’a taşınmıştır.

Bina çeşitli şekillerde kullanıldıktan sonra en nihayetinde Kültür Bakanlığı tarafından Süryani Katolik Vakfı’ndan ücreti verilerek satın alınmış ve kamulaştırılmıştır.

Buranın altını çizerek tekraretmek isterim ki Süryani Katolik Vakfı’na ücreti verilerek kamulaştırılmıştır. Gasp edilmemiştir.

Kamulaştırılan mal tüm herkesin malı olur. Yani orası artık herkesin malı haline gelmiştir.

Efendim, eskiden Süryanilere ait idi şimdi de Süryanilere iade etmek gerekir, diyenlere de şunları sorarak cevap vermek istiyorum:

Mardin’de bulunan, eskiden Ermeni, Yahudi, Hristiyanlara ait evler ve konakları da mı iade edelim?

Hatta biraz daha ileri giderek, ücreti verilerek satın alınan Ayasofya-i Kebîr Câmi-i Şerîfi’ni de mi eskiden kilise olduğu için iade edelim?

Hatta daha da ileri gidip 1071’den önce bizim olmayan Anadolu’yu da mı iade edelim?

Bu sorularım ile iddia edilen fikriyatın haklı ve mantıklı bir iddia olmadığının ve bunun ucunun nereye kadar uzanacağının anlaşılmış olduğunu düşünüyorum.

Mardin Müze binası Müze olarakherkese ayırım gözetmeksizin hizmet vermeye devam etmelidir.

Gelen ikinci bir eleştiri de bizim bu talebimizin ırkçılık olduğu idi.

Irkçılıktan ve ırkçılardan Allah’a sığınırız.

İnancımıza göre ırkçılık fikriyatı üzerine ölen kişi cennete giremeyecek.

İlk ırkçı “Ben ondan üstünüm!” diyerek kibir gösteren Şeytandır.

Bu inanç ve fikriyatta olmamız mümkün değildir.

Mardin Müzesinin müze olarak kalmasını istememiz, bunu idarecilerimizden istirham etmemiz kesinlikle ırkçılık fikriyatı ile yapılmış bir talep değildir.

Aksine, Mardin Müzesinin patrikhane yapılması ırkçılık kokmaktadır. Zira öyle olursa hepimizin olan Mardin Müze binası sadece Süryanilere ait olacaktır.

Hasılı kelam:

Gelişen tarihsel olaylar neticesinde ve ücreti verildikten sonra kamulaştırılarak herkesin malı olan Mardin Müze binası müze olarak kalmalıdır.

Bu hali ile herkese hizmet vermeye devam etmelidir.

Gözümüzü açtığımızdan beriMardin Müzesi olarak Mardin halkının zihninde yer edinmiş; Mardin’imizi ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin mutlaka ziyaret ettiği ve onların da zihinlerinde “Mardin Müzesi” olarak yer edinmiş Mardin Müze binası olduğu gibi kalmalıdır. Zihinlerimizdeki bu aziz hatırası hatırına Müze olarak hizmet etmeye devam etmelidir.

Bu minvaldeki temennilerimiz ve dualarımız ile tekrar saygıdeğer ve çok kıymetli idarecilerimizin bu karardan vazgeçmelerini istirham ediyoruz.

Selam ve dua ile.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.