DEDAŞ
HASBİHAL
Köşe Yazarı
HASBİHAL
 

ÇAĞIMIZ HASTALIĞI DEİZM’İ TETİKLEYEN PROBLEMLER 12

Dindarlara ve Din Görevlilerine Güvenin Azalması  Herkesin malumudur ki, dindar ve muhafazakâr kesim toplumun en fazla güvenini kazanması gereken kesimdir. Bu nedenledir ki, bu kesimler toplumda örnek olmasında fayda vardır.  Aksi halde mensup oldukları dine yâda kurumlara zarar verecekleri kaçınılmaz bir durumdur. Bazı kesimlerde toplumdaki dindar ve muhafazakâr kesimin sayısının arttığına yönelik bir algı olsa da aslında bu durumun çok da zannedildiği gibi olmadığı görülmektedir. Dindar kesimin her anlamda toplum içinde daha çok görülür ve etkili olması, bazı kesimlerce dindarların sayısında artış olduğu şeklinde okunmaktadır. Dindar olduğu kabul edilen kimi kişi ve çevrelerin yapmış oldukları hataların dine fatura edilebileceği bir gerçektir. Dindarların Yapacağı Her Hatanın Faturası Dine Çıkarılacaktır Muhafazakâr olduğu kabul edilen kimi çevrelerin aşırı lüks ve konfor içindeki yaşantılarının ve görünür olma çabalarının, insanların dine ve dindarlara bakışında olumsuz izler bıraktığı aşikârdır. Dini söylemlerin yapılan işlere ya da alınan görevlere karıştırılmasının da ortaya çıkan her hatadan dinin de nasibini almasına neden olduğu söylenebilir. Bazı olumsuz örneklerin inanan kesimin tamamını zan altında bıraktığını ve bu örneklerden hareketle dinin de suçlanabileceği gerçeğini hesaba katarak, görev ve sorumluluk sahibi kişilerin eylem ve söylemlerine son derece dikkat etmeleri gerekir. Dindarlara ve din görevlilerine güvenin tahmin edilenden çok daha az olduğunu gösteren çeşitli çalışmalar ile karşılaşmak mümkün. Bunlardan biri, dünya çapında ciddi araştırmaları ile bilinen IPSOS isimli araştırma şirketinin 2018 yılında 23 ülkede yaptığı araştırmadır. Araştırmada en güvenilir mesleklerin neler olduğu incelenmeye çalışılmış ve söz konusu veri sonuçlarına göre en güvenilir kurumların listesinde yüzde yetmiş ile bilim insanları, yüzde 60 ile doktorlar ve öğretmenler, yüzde 12 ile din görevlileri listenin sonunda yer almıştır. Güvensizlik Algısının Kaldırılması İçin Ciddi ve Etkili Çalışmalar Gerekir Din görevlilerinin bütün dindarları temsil etmediği gerçeğini hatırlayarak ancak topluma en fazla örnek olması gereken din görevlilerine yönelik neden bu şekilde bir güvensizlik olduğunu da gözden kaçırmadan bu konuda ciddi önlemler alınması gerekir. Bu durumun ciddiyetinin farkına varmak ve nedenlerini ortadan kaldırmak için sistemli ve etkili bir çalışma başlatmak elzemdir. Sonuç Olarak: Özellikle Ateizm ve Deizmin gibi akımların gelişmesinin önünü kesmek, etkinliklerini azaltmak için dindarların ve hassaten din görevlilerinin hareket ve tutumlarında son derece dikkatli olmaları gerekir. Toplumun bu kesime olan güveninin tekrar kazanılması için çok etkin çalışmalar yapılması zaruridir. Aksi halde bu olumsuz algı dine büyük zararlar verecektir.
Ekleme Tarihi: 16 Aralık 2022 - Cuma

ÇAĞIMIZ HASTALIĞI DEİZM’İ TETİKLEYEN PROBLEMLER 12

Dindarlara ve Din Görevlilerine Güvenin Azalması 

Herkesin malumudur ki, dindar ve muhafazakâr kesim toplumun en fazla güvenini kazanması gereken kesimdir. Bu nedenledir ki, bu kesimler toplumda örnek olmasında fayda vardır.  Aksi halde mensup oldukları dine yâda kurumlara zarar verecekleri kaçınılmaz bir durumdur.

Bazı kesimlerde toplumdaki dindar ve muhafazakâr kesimin sayısının arttığına yönelik bir algı olsa da aslında bu durumun çok da zannedildiği gibi olmadığı görülmektedir. Dindar kesimin her anlamda toplum içinde daha çok görülür ve etkili olması, bazı kesimlerce dindarların sayısında artış olduğu şeklinde okunmaktadır. Dindar olduğu kabul edilen kimi kişi ve çevrelerin yapmış oldukları hataların dine fatura edilebileceği bir gerçektir.

Dindarların Yapacağı Her Hatanın Faturası Dine Çıkarılacaktır

Muhafazakâr olduğu kabul edilen kimi çevrelerin aşırı lüks ve konfor içindeki yaşantılarının ve görünür olma çabalarının, insanların dine ve dindarlara bakışında olumsuz izler bıraktığı aşikârdır. Dini söylemlerin yapılan işlere ya da alınan görevlere karıştırılmasının da ortaya çıkan her hatadan dinin de nasibini almasına neden olduğu söylenebilir.

Bazı olumsuz örneklerin inanan kesimin tamamını zan altında bıraktığını ve bu örneklerden hareketle dinin de suçlanabileceği gerçeğini hesaba katarak, görev ve sorumluluk sahibi kişilerin eylem ve söylemlerine son derece dikkat etmeleri gerekir.

Dindarlara ve din görevlilerine güvenin tahmin edilenden çok daha az olduğunu gösteren çeşitli çalışmalar ile karşılaşmak mümkün. Bunlardan biri, dünya çapında ciddi araştırmaları ile bilinen IPSOS isimli araştırma şirketinin 2018 yılında 23 ülkede yaptığı araştırmadır. Araştırmada en güvenilir mesleklerin neler olduğu incelenmeye çalışılmış ve söz konusu veri sonuçlarına göre en güvenilir kurumların listesinde yüzde yetmiş ile bilim insanları, yüzde 60 ile doktorlar ve öğretmenler, yüzde 12 ile din görevlileri listenin sonunda yer almıştır.

Güvensizlik Algısının Kaldırılması İçin Ciddi ve Etkili Çalışmalar Gerekir

Din görevlilerinin bütün dindarları temsil etmediği gerçeğini hatırlayarak ancak topluma en fazla örnek olması gereken din görevlilerine yönelik neden bu şekilde bir güvensizlik olduğunu da gözden kaçırmadan bu konuda ciddi önlemler alınması gerekir. Bu durumun ciddiyetinin farkına varmak ve nedenlerini ortadan kaldırmak için sistemli ve etkili bir çalışma başlatmak elzemdir.

Sonuç Olarak: Özellikle Ateizm ve Deizmin gibi akımların gelişmesinin önünü kesmek, etkinliklerini azaltmak için dindarların ve hassaten din görevlilerinin hareket ve tutumlarında son derece dikkatli olmaları gerekir. Toplumun bu kesime olan güveninin tekrar kazanılması için çok etkin çalışmalar yapılması zaruridir. Aksi halde bu olumsuz algı dine büyük zararlar verecektir.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.