HASBİHAL
Köşe Yazarı
HASBİHAL
 

ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI DEİZM’İ TETİKLEYEN PROBLEMLER:- 2-

İslam Dinini Gereği Kadar Temsil Edememek. Halkın çoğunluğu kendisini dindar olarak tanımlamasına rağmen ortaya konan eylem ve söylemler arasında ciddi çelişkiler vardır. Bu durum özellikle de gençleri Deizm gibi sapkın düşünce ve inançlara sevk edebilmektedir. Sevgili okurlarım, Geçen haftalarda çağımızın hastalığı olarak kabul ettiğimiz Deizm’i tetikleyen problemler üzerinde giriş yapmıştım. Bu hafta da söz konusu problemlerden  “temsil” eksikliğini ele aldım. “Bir Şeyi Sunuş Şekli Sunulan Şey Kadar Önemlidir” Bütün din ve inançlarda ve de ideolojilerde olduğu gibi temsil çok önemli bir yer tutar.  İyi temsil edilmeyen bir din yâda düşünce zayıflamaya, çürümeye ve yozlaşmaya mahkûmdur, her geçen gün insanların nezdinde itibar kaybına uğrar. Burada konumuzla ilgili ve önemli olduğunu düşündüğüm bir Fransız atasözü ile başlamak istiyorum: “Bir şeyi sunuş şekli, sunulan şey kadar önemlidir” Gerçekten de bu durum hayatın her alanında varlığını gösterir. Bu, ister dinin sunumu şeklinde olsun, ister başka bir düşünce, başka bir inanç, fark etmez. Eğer mensubu olduğunuz dini en iyi şekilde sunmaz ve yaşamaz iseniz ona en büyük zararı verirsiniz. Manevi duygularımızın en çok yozlaştığı, en fazla istismar edildiği bir dönemde yaşıyoruz. Şüphesiz İslam dini adına örnek Müslümanların da varlığı inkâr olunamaz. Ancak genel tabloya baktığımızda durum hiç de iç açıcı olduğu söylenemez. Halkın çoğunluğu kendisini dindar olarak tanımlamasına rağmen ortaya konan eylem ve söylemler arasında ciddi çelişkiler vardır. Bu durum özellikle de gençleri Deizm gibi sapkın düşünce ve inançlara sevk edebilmektedir. İslam’ın güzelliklerini temsil etmede ve insanlara rol model/örnek olmada ciddi eksikliklerimizin olduğunu itiraf etmek zorundayız. Şunu da kesinlikle ifade etmemiz gerekir ki, hiç kimse İslam dininin yegâne temsilcisi ya da yetkilisi değildir. Ancak özellikle de gençler olmak üzere insanların çoğunluğu dini konularda kişi yâda kurumlara itibar ederler.  Temsil makamında olduğu kabul edilen kişi yâda kurumlar beyaz bir perde gibidir, üzerine düşen en küçük siyah lekesi anında görülür, büyütülür ve gerekirse istismar edilir. Bu nedenle Müslüman olduğunu iddia eden bu kişiler veya kurumlar son derece dikkatli olmak zorundadırlar.  Aksi halde mensup oldukları bu güzel, saf ve berrak dine en başta kendileri zarar verirler. Belki da yaptıklarının farkında bile değildirler. “İslam, Her Zaman Allah İle Aldatmaya Karşı Çıkmıştır” Geçmişten günümüze kadar her dönemde, dini değerleri yozlaştıran, istismar eden,  yalan ve şekilciliği öne çıkararak din üzerinden güç ve menfaat elde eden kişi ve kurumlar olmuştur. Bu kesimler dini değerleri kullanarak iyi niyetli insanların güzel duyguları ile oynamışlardır.  İslam, tarih boyunca bu türden sahtekârlara karşı insanları uyarmış ve insanların Allah ile aldatılmalarına karşı çıkmıştır. Hâsılı kelam: Eğer mensup olduğumuz İslam dininin ilerlemesini, insanlar ve özellikle gençler arasında yayılması ve yaşanmasını istiyorsak, bu güzel dini en sahih kaynaklardan okuyalım, anlayalım ve hayatımıza hâkim kılalım, en iyi şekilde temsil edelim.  Yoksa farkında olmadan bu dine zarar vereceğimizi kesinlikle unutmayalım.   
Ekleme Tarihi: 30 Eylül 2022 - Cuma

ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI DEİZM’İ TETİKLEYEN PROBLEMLER:- 2-

İslam Dinini Gereği Kadar Temsil Edememek.

Halkın çoğunluğu kendisini dindar olarak tanımlamasına rağmen ortaya konan eylem ve söylemler arasında ciddi çelişkiler vardır. Bu durum özellikle de gençleri Deizm gibi sapkın düşünce ve inançlara sevk edebilmektedir.

Sevgili okurlarım,

Geçen haftalarda çağımızın hastalığı olarak kabul ettiğimiz Deizm’i tetikleyen problemler üzerinde giriş yapmıştım. Bu hafta da söz konusu problemlerden  “temsil” eksikliğini ele aldım.

“Bir Şeyi Sunuş Şekli Sunulan Şey Kadar Önemlidir”

Bütün din ve inançlarda ve de ideolojilerde olduğu gibi temsil çok önemli bir yer tutar.  İyi temsil edilmeyen bir din yâda düşünce zayıflamaya, çürümeye ve yozlaşmaya mahkûmdur, her geçen gün insanların nezdinde itibar kaybına uğrar. Burada konumuzla ilgili ve önemli olduğunu düşündüğüm bir Fransız atasözü ile başlamak istiyorum: “Bir şeyi sunuş şekli, sunulan şey kadar önemlidir” Gerçekten de bu durum hayatın her alanında varlığını gösterir. Bu, ister dinin sunumu şeklinde olsun, ister başka bir düşünce, başka bir inanç, fark etmez. Eğer mensubu olduğunuz dini en iyi şekilde sunmaz ve yaşamaz iseniz ona en büyük zararı verirsiniz.

Manevi duygularımızın en çok yozlaştığı, en fazla istismar edildiği bir dönemde yaşıyoruz. Şüphesiz İslam dini adına örnek Müslümanların da varlığı inkâr olunamaz. Ancak genel tabloya baktığımızda durum hiç de iç açıcı olduğu söylenemez. Halkın çoğunluğu kendisini dindar olarak tanımlamasına rağmen ortaya konan eylem ve söylemler arasında ciddi çelişkiler vardır. Bu durum özellikle de gençleri Deizm gibi sapkın düşünce ve inançlara sevk edebilmektedir.

İslam’ın güzelliklerini temsil etmede ve insanlara rol model/örnek olmada ciddi eksikliklerimizin olduğunu itiraf etmek zorundayız. Şunu da kesinlikle ifade etmemiz gerekir ki, hiç kimse İslam dininin yegâne temsilcisi ya da yetkilisi değildir. Ancak özellikle de gençler olmak üzere insanların çoğunluğu dini konularda kişi yâda kurumlara itibar ederler. 

Temsil makamında olduğu kabul edilen kişi yâda kurumlar beyaz bir perde gibidir, üzerine düşen en küçük siyah lekesi anında görülür, büyütülür ve gerekirse istismar edilir. Bu nedenle Müslüman olduğunu iddia eden bu kişiler veya kurumlar son derece dikkatli olmak zorundadırlar.  Aksi halde mensup oldukları bu güzel, saf ve berrak dine en başta kendileri zarar verirler. Belki da yaptıklarının farkında bile değildirler.

“İslam, Her Zaman Allah İle Aldatmaya Karşı Çıkmıştır”

Geçmişten günümüze kadar her dönemde, dini değerleri yozlaştıran, istismar eden,  yalan ve şekilciliği öne çıkararak din üzerinden güç ve menfaat elde eden kişi ve kurumlar olmuştur. Bu kesimler dini değerleri kullanarak iyi niyetli insanların güzel duyguları ile oynamışlardır.  İslam, tarih boyunca bu türden sahtekârlara karşı insanları uyarmış ve insanların Allah ile aldatılmalarına karşı çıkmıştır.

Hâsılı kelam: Eğer mensup olduğumuz İslam dininin ilerlemesini, insanlar ve özellikle gençler arasında yayılması ve yaşanmasını istiyorsak, bu güzel dini en sahih kaynaklardan okuyalım, anlayalım ve hayatımıza hâkim kılalım, en iyi şekilde temsil edelim.  Yoksa farkında olmadan bu dine zarar vereceğimizi kesinlikle unutmayalım. 

 

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.