DEDAŞ
HASBİHAL
Köşe Yazarı
HASBİHAL
 

KÜLTÜR MİRASIMIZ VE İSLAM-3

Bu makaleyi konu olarak seçmemin asıl nedeni, İslam’ın ‘kültür’ ile birlikte anılmasının önüne geçmektir. Rahatsız edici yanı “İslam kültürü” terkibi ile kullanılmasıdır. Çünkü İslam herkesin malumudur ki, hiçbir kavramın sentezi değil, tamamlayıcısı hiç değildir. İslam bir bütün olarak vardır ve o şekilde kabul edilmelidir. Hiçbir kavrama ilave edilemez. Böyle bir şeye kalkışmak, O’na eksiklik izafe etmek olur ki, İslam kesinlikle bundan münezzehtir. Kesinlikle bilinmelidir ki, İslam ‘vahiy’ kaynaklıdır. Bu durum O’nu kültür’den ayıran önemli unsurdur, tartışılamaz. Zaman içerisinde oluşan yaşam şekli değildir. İslam, ilkeleri tamamen Allah’a ait olan bir din olup, 23 yıl boyunca hayata tatbik ettirilmiştir. Yeryüzünden hiç eksik olmayan “şirk kültürü” ile mücadele etmiştir. Bugün olduğu gibi kültür denen şey, eğer dinin önüne geçiyor, dinin bir parçası gibi algılanıyorsa, başka toplumlarda karşılık bulmasının önü kesilmiş olur. Sadece Arapların kültürü olarak algılanmasına neden olur. Arapların kültürü, Farsların kültürü, Türklerin kültürü,  Kürtlerin kültürü… Bu farklı bir şeydir. Yukarıda da net bir şekilde belirttiğim gibi İslam asla bir toplumun, bir milletin,  bir ırkın kültürü olamaz. Yanlış anlaşılmasın diye hemen ifade edeyim ki, ben asla toplumların meşru kültürüne karşı değilim. İslam’a aykırı olmadığı müddetçe kabulümüzdür, hatta toplumların güzelliğidir, bir bahçedeki farklı çiçekler gibidir. Tarihi süreç içerisinde her toplumun oluşturduğu yaşam tarzının elbette ki olumlu yâda olumsuz yanları vardır ve olmuştur. Bu durum hayatın normal akışı içerisinde makul görülebilir. İslam denildiğinde akla gelen ilk şey vahiy ve Kur’an olmalıdır. Maalesef tarih içerisinde Müslümanların İslam’dan anladıkları şey önemli ölçüde İslam’ın kendisi değildir. Buna “Müslümanların Kültürü” diyebiliriz. Ama “İslam Kültürü” diyemeyiz, çünkü İslam asla kültür olamaz. Eğer İslam, Müslümanların yâda başka toplulukların kültürü ile karışırsa çok vahim sonuçları olabilir.  Çünkü İslam evrenseldir, herhangi bir kabileye yâda millete ait değildir.  İnsanların hangi kültüre mensup olduğu önemli değildir, İslam’a bu şekilde girmesinde bir sakınca da yoktur. Önemli olan şu ki, O’nu kabul ederken, İslam’ın ilkelerine aykırı ne varsa İslam kapısının önünde bırakıp girecektir.   (Devam edecek)                                                                                                
Ekleme Tarihi: 21 Mayıs 2022 - Cumartesi

KÜLTÜR MİRASIMIZ VE İSLAM-3

Bu makaleyi konu olarak seçmemin asıl nedeni, İslam’ın ‘kültür’ ile birlikte anılmasının önüne geçmektir. Rahatsız edici yanı “İslam kültürü” terkibi ile kullanılmasıdır. Çünkü İslam herkesin malumudur ki, hiçbir kavramın sentezi değil, tamamlayıcısı hiç değildir. İslam bir bütün olarak vardır ve o şekilde kabul edilmelidir. Hiçbir kavrama ilave edilemez. Böyle bir şeye kalkışmak, O’na eksiklik izafe etmek olur ki, İslam kesinlikle bundan münezzehtir.

Kesinlikle bilinmelidir ki, İslam ‘vahiy’ kaynaklıdır. Bu durum O’nu kültür’den ayıran önemli unsurdur, tartışılamaz. Zaman içerisinde oluşan yaşam şekli değildir. İslam, ilkeleri tamamen Allah’a ait olan bir din olup, 23 yıl boyunca hayata tatbik ettirilmiştir. Yeryüzünden hiç eksik olmayan “şirk kültürü” ile mücadele etmiştir.

Bugün olduğu gibi kültür denen şey, eğer dinin önüne geçiyor, dinin bir parçası gibi algılanıyorsa, başka toplumlarda karşılık bulmasının önü kesilmiş olur. Sadece Arapların kültürü olarak algılanmasına neden olur. Arapların kültürü, Farsların kültürü, Türklerin kültürü,  Kürtlerin kültürü… Bu farklı bir şeydir. Yukarıda da net bir şekilde belirttiğim gibi İslam asla bir toplumun, bir milletin,  bir ırkın kültürü olamaz.

Yanlış anlaşılmasın diye hemen ifade edeyim ki, ben asla toplumların meşru kültürüne karşı değilim. İslam’a aykırı olmadığı müddetçe kabulümüzdür, hatta toplumların güzelliğidir, bir bahçedeki farklı çiçekler gibidir. Tarihi süreç içerisinde her toplumun oluşturduğu yaşam tarzının elbette ki olumlu yâda olumsuz yanları vardır ve olmuştur. Bu durum hayatın normal akışı içerisinde makul görülebilir.

İslam denildiğinde akla gelen ilk şey vahiy ve Kur’an olmalıdır. Maalesef tarih içerisinde Müslümanların İslam’dan anladıkları şey önemli ölçüde İslam’ın kendisi değildir. Buna “Müslümanların Kültürü” diyebiliriz. Ama “İslam Kültürü” diyemeyiz, çünkü İslam asla kültür olamaz.

Eğer İslam, Müslümanların yâda başka toplulukların kültürü ile karışırsa çok vahim sonuçları olabilir.  Çünkü İslam evrenseldir, herhangi bir kabileye yâda millete ait değildir.  İnsanların hangi kültüre mensup olduğu önemli değildir, İslam’a bu şekilde girmesinde bir sakınca da yoktur. Önemli olan şu ki, O’nu kabul ederken, İslam’ın ilkelerine aykırı ne varsa İslam kapısının önünde bırakıp girecektir.   (Devam edecek)

                                                                                               

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.