DEDAŞ
Mehmet Beşir Ayanoğlu
Köşe Yazarı
Mehmet Beşir Ayanoğlu
 

BİRAZ SİYASET YAZALIM….

Çarşıyı, pazarı, esnafı geziyorum. Seçimlerden yeni çıkmamıza rağmen insanımızda halen bir öğretilmiş çaresizlik sendromunun devam ettiğini görüyorum.  İş, aş ve rızık ile ilgili endişeler halen devam ettiğini görüyorum.   “Oğlum üniversiteyi bitirdi ona iş bulamıyoruz, kızımın yüksek lisansı olmasına rağmen işe koyamıyoruz“ gibi serzenişleri ve dertleri yüzlerce hemşerimizden duyuyorum.  Buna ilişkin hepimiz şehir halkı olarak oturup çözüm yolunu birlikte bulmalıyız. Yoksa bu dert hepimizi üzmeye devam edecek.  İstihdam ve işsizlik ile ilgili çözüm önerilerimi ayrı bir yazıda arz edeceğimi ifade ederek başka konuya geçmek istiyorum.   2024 yerel seçimler öncesi kim belediye başkanı, meclis üyesi olmak istiyor kim talipli şimdiden hararetli konuşmalar ve bahisler başlamış. Doğrusu vatandaşta aday olmaya niyeti olanlarda bu konunun  gündeme gelmesini istiyor.    Eski siyasetçilerden, mevcut siyasetçilere, iddiası olandan/olmayandan, ismi anılmasını isteyenlerde aday adaylık için şimdiden bir niyet gösterisi var.   Aday olmak isteyenlerin bazıları 2 milyon dolar hazırlayıp (yaklaşık 50 trilyon) bu işe harcamayı düşünürken, bazı adaylarda mevcut siyasi konumunu ortaya koyarak, bazıları da yukarıdan gelecek atama kararları ile adaylığı garantilemenin peşinde. Bazı milletvekili adayı olup seçilemeyenler; bir mağduriyet yaşadıklarından dolayı belediye başkanlığına aday yapılabilecekleri ümidi içerisinde.  Bazı sivil toplum kuruluşlarıyla dirsek teması içerisinde olan aday adayları olduğu gibi bir kısım STÖ’lerde adayları kendi referanslarıyla belirleyebileceği iddiası içerisindeler.  Yani şehirde dikili bir ağacı olmayanlarında adaylık iddiası var.    Son yıllarda partiler aday belirlemede kullanılan kriterlere uymadığı için yukarıda saydığım profiller, belediye başkanlığı adaylığında kendilerini şanslı addedilmelerine neden olmuş ve bu sebeple de bir özgüven patlamasına uğramışlar.  Tabiki her ülke vatandaşının istediği yerden istediği siyasi makama aday adayı olma hakkı vardır. Ama….   Ama toplumun da, seçmeninde bazı beklentisi vardır.  Seçmen, aday belirlenmeden önce iradesine, tercih algısına bakılmasını istiyor.   Son yıllarda seçilenler ile seçmen arasında oluşan makas farkının adaylıklar belirlenirken seçmen tercih algısı dikkate alınmadan belirlendiğinden, bu makas farkının açıldığını ifade etmek gerekir.    Adaylık için 2 milyon dolar bütçe ayıranların, kendilerine parayla bir makam satın almak istedikleri, millete hizmet anlayışı içerisinde olmadıkları açıktır. Şehrimizde siyasetin son yıllarda neden hizmet üretmediğinin cevabı da bu anlayışta saklıdır.   Bütün siyasi partilerin aday belirlemede; seçmen tercih algısı,   anket, teşkilat içi temayül yoklamaları, istişarelerin yapılması ve kanaat önderleri görüşlerinin de alınması gerekir. Bu kriterler yerine getirilmeden ayrıca yaptırılan anket ve temayül sonuçları da açıklanmadan belirlenecek adaylar için her zaman şüphe uyandıracağı açıktır.    Yerel yönetimler şehirlerin, beldelerin kalkınması ve gelişimi için lokomotif vazifesi yapan kurumlardır.  Belediye başkanlarının becerileri, yetenekleri, çalışkanlıkları; atak ve disiplinli çalışmaları bu kurumların yani yerel yönetimlerin hızlı hizmet üretmelerine ve şehirlerin kalkınmasına vesiledir.   Bu hususlar dikkate alınmadan aday belirlenecek olursa beş yıl boşuna zaman harcanacak demektir. Ayrıca yukarıdan (genel merkezlerden) birilerinin adamı olarak, atama şeklinde aday belirlenecekse seçimde hezimete uğrama ihtimali de göz ardı edilmemesi gerekir.    Şehirde bir ağaç dikmişliği olmayanların, şehri için ter dökmeyenlerin, sadece mevki makam kapmak ve rant için aday adayı olanların adaylıkları uygun bir lisanla ret etmek gerekir.   Teşkilat içerisinden aday olmak isteyenlerinde “tarafsızlıklarına şüphe düşmemesi için” şimdiden görevlerinden istifa etmeleri gerekiyor. Yoksa son anda aday adayı  olup ortaya çıkmaları durumunda teşkilata zarar verecekleri, diğer aday adayları açısından bu durumun “haksız rekabet neden olacağı” açıktır.  Seçmenin son dönemde göstermiş olduğu tepki ve yaşanılan bunalımın temelinde de bu durum vardı.    Bu hususlar dikkate alınarak belirlenecek adayın şehrimize daha çok ve iyi hizmet edeceği açıktır.    Biz halkımızın hissiyatını yazdık. İtiraz edenler de buna şerh düşsün.
Ekleme Tarihi: 26 Haziran 2023 - Pazartesi

BİRAZ SİYASET YAZALIM….

Çarşıyı, pazarı, esnafı geziyorum. Seçimlerden yeni çıkmamıza rağmen insanımızda halen bir öğretilmiş çaresizlik sendromunun devam ettiğini görüyorum. 
İş, aş ve rızık ile ilgili endişeler halen devam ettiğini görüyorum.
 
“Oğlum üniversiteyi bitirdi ona iş bulamıyoruz, kızımın yüksek lisansı olmasına rağmen işe koyamıyoruz“ gibi serzenişleri ve dertleri yüzlerce hemşerimizden duyuyorum. 
Buna ilişkin hepimiz şehir halkı olarak oturup çözüm yolunu birlikte bulmalıyız. Yoksa bu dert hepimizi üzmeye devam edecek. 
İstihdam ve işsizlik ile ilgili çözüm önerilerimi ayrı bir yazıda arz edeceğimi ifade ederek başka konuya geçmek istiyorum.
 
2024 yerel seçimler öncesi kim belediye başkanı, meclis üyesi olmak istiyor kim talipli şimdiden hararetli konuşmalar ve bahisler başlamış. Doğrusu vatandaşta aday olmaya niyeti olanlarda bu konunun  gündeme gelmesini istiyor. 
 
Eski siyasetçilerden, mevcut siyasetçilere, iddiası olandan/olmayandan, ismi anılmasını isteyenlerde aday adaylık için şimdiden bir niyet gösterisi var.
 
Aday olmak isteyenlerin bazıları 2 milyon dolar hazırlayıp (yaklaşık 50 trilyon) bu işe harcamayı düşünürken, bazı adaylarda mevcut siyasi konumunu ortaya koyarak, bazıları da yukarıdan gelecek atama kararları ile adaylığı garantilemenin peşinde. Bazı milletvekili adayı olup seçilemeyenler; bir mağduriyet yaşadıklarından dolayı belediye başkanlığına aday yapılabilecekleri ümidi içerisinde.  Bazı sivil toplum kuruluşlarıyla dirsek teması içerisinde olan aday adayları olduğu gibi bir kısım STÖ’lerde adayları kendi referanslarıyla belirleyebileceği iddiası içerisindeler. 
Yani şehirde dikili bir ağacı olmayanlarında adaylık iddiası var. 
 
Son yıllarda partiler aday belirlemede kullanılan kriterlere uymadığı için yukarıda saydığım profiller, belediye başkanlığı adaylığında kendilerini şanslı addedilmelerine neden olmuş ve bu sebeple de bir özgüven patlamasına uğramışlar. 
Tabiki her ülke vatandaşının istediği yerden istediği siyasi makama aday adayı olma hakkı vardır. Ama….
 
Ama toplumun da, seçmeninde bazı beklentisi vardır. 
Seçmen, aday belirlenmeden önce iradesine, tercih algısına bakılmasını istiyor.
 
Son yıllarda seçilenler ile seçmen arasında oluşan makas farkının adaylıklar belirlenirken seçmen tercih algısı dikkate alınmadan belirlendiğinden, bu makas farkının açıldığını ifade etmek gerekir. 
 
Adaylık için 2 milyon dolar bütçe ayıranların, kendilerine parayla bir makam satın almak istedikleri, millete hizmet anlayışı içerisinde olmadıkları açıktır. Şehrimizde siyasetin son yıllarda neden hizmet üretmediğinin cevabı da bu anlayışta saklıdır.
 
Bütün siyasi partilerin aday belirlemede; seçmen tercih algısı,  
anket, teşkilat içi temayül yoklamaları, istişarelerin yapılması ve kanaat önderleri görüşlerinin de alınması gerekir. Bu kriterler yerine getirilmeden ayrıca yaptırılan anket ve temayül sonuçları da açıklanmadan belirlenecek adaylar için her zaman şüphe uyandıracağı açıktır. 
 
Yerel yönetimler şehirlerin, beldelerin kalkınması ve gelişimi için lokomotif vazifesi yapan kurumlardır. 
Belediye başkanlarının becerileri, yetenekleri, çalışkanlıkları; atak ve disiplinli çalışmaları bu kurumların yani yerel yönetimlerin hızlı hizmet üretmelerine ve şehirlerin kalkınmasına vesiledir.
 
Bu hususlar dikkate alınmadan aday belirlenecek olursa beş yıl boşuna zaman harcanacak demektir.
Ayrıca yukarıdan (genel merkezlerden) birilerinin adamı olarak, atama şeklinde aday belirlenecekse seçimde hezimete uğrama ihtimali de göz ardı edilmemesi gerekir. 
 
Şehirde bir ağaç dikmişliği olmayanların, şehri için ter dökmeyenlerin, sadece mevki makam kapmak ve rant için aday adayı olanların adaylıkları uygun bir lisanla ret etmek gerekir.
 
Teşkilat içerisinden aday olmak isteyenlerinde “tarafsızlıklarına şüphe düşmemesi için” şimdiden görevlerinden istifa etmeleri gerekiyor. Yoksa son anda aday adayı  olup ortaya çıkmaları durumunda teşkilata zarar verecekleri, diğer aday adayları açısından bu durumun “haksız rekabet neden olacağı” açıktır. 
Seçmenin son dönemde göstermiş olduğu tepki ve yaşanılan bunalımın temelinde de bu durum vardı. 
 
Bu hususlar dikkate alınarak belirlenecek adayın şehrimize daha çok ve iyi hizmet edeceği açıktır. 
 
Biz halkımızın hissiyatını yazdık. İtiraz edenler de buna şerh düşsün.
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.