DEDAŞ
Mehmet Beşir Ayanoğlu
Köşe Yazarı
Mehmet Beşir Ayanoğlu
 

ÇOK ACI BİRİKTİ YÜREĞİMİZDE BİZLERE İNŞİRAH İKRAM EYLE ALLAH’IM…..

“Toprak olmak ne garip şey….” 5 Ekim 2023 Film şeridinin koptuğu gün….. Yenişehir’deki babamlarım evindeydim. Mardin Park Hastanesi hekimi göğüs TBC uzmanı Vedat hoca saat 19.46’da aradı, babamı entübe ettiklerini söyledi. Doğrusu yıkıldım…… Koca Çınar bu hayat yolculuğunda artık sayılı saatlerini yaşıyordu. Onunla geçirdiğim yılları, koca ömrü gözümün önünde film şeridi gibi geçti….. Koca çınar ne dertler çekmiş, ne badireler atlatmış, ne kara günler geçirmiş. Ama sanki hiç gelip yaşamamış gibi……. Zaten hayatta öyle değil mi….? “Hiç yaşanmamış gibi……” Babam, hayat mücadelesini yalnız yürüttü. 7 yaşında başlayan anne yetimliği ile öksüzlükle geçirdiği çocukluk dönemi, akabinde Hacer öğretmen sınıfının bulunduğu “Mektep Beytil Cumhur (Gazipaşa ilköğretim’de)” okul tahsili, arkadaşları ve daha sonra başlayan iş yaşamı. 1940’’larda amcaları ve abisi ile Cizre’ye Şırnak’a katır sırtında yaptıkları katırcılıklarıyla 12 günlük gidiş dönüş seyahatleri. Akabinde 1950 yılında başlayan şoförlük hayatı….. 1951’de başlayan ve 30 ay süren jandarma sınıfına ait askerlik serüveni ile Şırnak, Siirt dağlarını adım adım yürüdüğü yıllar ve 1954’de aldığı tezkeresi…. 1954/1968 yıllarında kamyonculuk mesleği. Amcaları ve Beytil Paşavat ailesine mensup akrabaları ile kurduğu ortaklıklar ile bütün bölgeye yaptığı yük taşımacılığı……Taşımacılık sektöründe herkes ile yolları kesişince bir demografi uzmanı gibi kişileri, aileleri, aşiretleri tanıması onları kendi beyin süzgecinden geçirerek tanımlaması, anlamlandırması, adlandırması….. 1968’den 2005 yılına kadar Başaran Uğur, Mardin Birlik, Öz Mar-Tur, Zümrüt, Mar-Soy firmaları ile devam eden otobüsçülük mesleği. Sayısız aldığı otobüsleri, yaptığı hac ve umre ziyaretleri….. 1987’de kaybettiğimiz rahmetli abim ve diğer yaşanmışlıkları bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti…. 11 Ağustos 2023 tarihinde tekrar nükseden zatürre ve prostat tedavisi için 13 Ağustos’ta Ankara’dan Mardin’e geldim ve 16 Ağustosta hastaneye yatırdık. Zatürre tedavisi sonrası 21 Ağustos’ ta prostat ameliyatı yaptık. 23 Ağustos’ta taburcu ettik eve getirdik. Ama ağrıları sorunları devam etti. 30 Ağustos’ta Ankara’ya geri döndüm. Bu ara tedavisini yakından takip ediyordum. Eylül ayında tekrar nüksetti zatürresi. Nefes alışlarda oluşan hırıltı ve daralma onu zorluyordu….28 Eylül de tekrar Mardin’e geri döndüm ve 2 Ekimde tekrar hastaneye yatırdık ve 5 Ekim de entübe edildi. Allah’ın rahmetini beklemenin dışında yapacağımız hiçbir şey kalmadı. Allah’a tevekkül ettik. Rabbim rahmetiyle muamele etmesi için dua ettik. 09/Ekim/2023 günü pazarı pazartesine bağlayan gece 00.50 de yani gece yarısı 1’e 5 kala emaneti Rabbine yani sahibine teslim etti babam. Pazarı pazartesi’ne bağlayan gece bizim için anlamlıydı çünkü rahmetli hacı Veysi abimde pazar’ı pazartesine bağlayan gecede vefat etmişti. Rahmetli babam da abimde sanki hiç yaşamamış gibi bu diyardan çekip gittiler….. Ölüm duygusunu ızdıraplı bir şekilde yaşadım babamla…. Ölüm sanki içimdeydi…. Sindire sindire yaşadım…. Hastalığı, yoğun bakım süreci, entübe edilmesi hepsi ama hepsi ölümün işaretleriydi…. O safhaları yaşarken ben sanki bir boyuttan bir başka boyuta geçiyordum….. Boyutlar arası bir yolculuktu sanki benimkisi…. Babam, mert yiğit bir insandı…..Kimsenin hakkını yemedi, kimsenin hukukuna tecavüz etmedi. Dik yaşadı ve kimseye boyun eğmedi….. İmanlı yaşadı…..Yaptığı iyiliklere rağmen gördüğü kötülüklerden dolayı hiç bir zaman doğruluk istikametini bozmadı yine iyilik yapmaya devam etti….Bu sebeple hep tertemiz kaldı.…Bu dünyada bu kadar kötülüğe ve kötülere rağmen temiz kalmasının sırrı iyilikten yana tavır almasıydı… Babacan ve merhametli tavrından dolayı herkese babalık yaptı bu sebeple halk nezdinde ismi Sadık babaydı (Baba Sadık). Meslek yaşantısında da iyilerdendi…. Şoförlüğü, profesyonel araba kullanımı, seyahatte iken yolcularla kurduğu diyaloğu, ikili ilişkileri sebebiyle takdir edilen bir şahsiyeti…. Bölgenin feodal yapısını bildiği için geliştirdiği insani diyalog ve ilişkilerle her kesimin ve her kesimden ona bir teveccüh vardı…. 52 yılımın çoğunu bir fiil onunla beraber geçirdim….Her şeyi konuşurduk ve her şey ile ilgili bir bilgisi vardı….Yaşayan sözlü bir ilim deryasıydı…Hayatında biriktirdiği öykülerle sözlü tarihe ışık tutan bir bilgeydi…. Babamla her tarafta bir anımız var….Nasıl da içimizdeymiş…….Babam duygularını İçimize derin derin işlemişti…..Bu sebeple biz aslında onun ruhuna aşıktık….Merhameti, iyilik severliği, babacanlığı, hoşgörüsü bu aşkın temelini oluşturuyordu…. Bir kuş gibi uçup gitti… Erken yaşta kaybettiğimiz rahmetli hacı Veysi abimin hüznü hep içindeydi. Ona kavuşacaktı. Babamın abime kavuşma sevinci bizim aslında ayrılık acımızdı…. Biz burada onlar orada….. Hayat ne garip bir şey…. Ama yaşam da öyle bir şeydi işte…...Her başlangıcın bir sonu vardı ve burada sona eren aslında bizim bilmediğimiz ötekiler de tekrar yeniden başlıyordu….. Hayat öyle soylu bir acıydı işte….. Düşünüyorum ve hüzünleniyorum…..Yıllarca gidip geldiği yolları artık bir daha göremeyecekti….Toroslardan geçemeyecek. Ankara Dikmen inişini inemeyecek. Boğaz köprüsünde otobüs kullanamayacaktı….. Eskiler hayat gelip geçici derken bunun manasını bilemiyorduk. Şimdi bu acıdan sonra hayatın geçiciliği daha iyi anlıyorum…… VEFATINDAN ÖNCE POZANTI YOLUNU VİDEOYA KAYIT EDİP ONA İZLETTİRMİŞTİM. İZLERKEN ÇOK DUYGULANMIŞ VE O YOLLARA ÖZLEM DUYMUŞTU….BİLİYORDUM ORALARDAN BİR DAHA GEÇEMEYECEĞİNİ… İbn-i Hazm’ın deyimiyle, ''Gerçekten de acılar kalpte birikip düğümlenince kalbi sıkıştırır.'' Bizimde içimizde yüreğimizde çok acı birikti….Bizlere inşirah ikram eyle Allah'ım! Kabri nur mekanı cennet olsun……Lütfen babalarınızı sevmeye devam edin ve onlara duygularınızla sımsıkı sarılın…..
Ekleme Tarihi: 23 Ekim 2023 - Pazartesi

ÇOK ACI BİRİKTİ YÜREĞİMİZDE BİZLERE İNŞİRAH İKRAM EYLE ALLAH’IM…..

“Toprak olmak ne garip şey….”

5 Ekim 2023 Film şeridinin koptuğu gün…..

Yenişehir’deki babamlarım evindeydim.

Mardin Park Hastanesi hekimi göğüs TBC uzmanı Vedat hoca saat 19.46’da aradı, babamı entübe ettiklerini söyledi.

Doğrusu yıkıldım……

Koca Çınar bu hayat yolculuğunda artık sayılı saatlerini yaşıyordu.

Onunla geçirdiğim yılları, koca ömrü gözümün önünde film şeridi gibi geçti…..

Koca çınar ne dertler çekmiş, ne badireler atlatmış, ne kara günler geçirmiş. Ama sanki hiç gelip yaşamamış gibi…….

Zaten hayatta öyle değil mi….?

“Hiç yaşanmamış gibi……”

Babam, hayat mücadelesini yalnız yürüttü. 7 yaşında başlayan anne yetimliği ile öksüzlükle geçirdiği çocukluk dönemi, akabinde Hacer öğretmen sınıfının bulunduğu “Mektep Beytil Cumhur (Gazipaşa ilköğretim’de)” okul tahsili, arkadaşları ve daha sonra başlayan iş yaşamı.

1940’’larda amcaları ve abisi ile Cizre’ye Şırnak’a katır sırtında yaptıkları katırcılıklarıyla 12 günlük gidiş dönüş seyahatleri.

Akabinde 1950 yılında başlayan şoförlük hayatı…..

1951’de başlayan ve 30 ay süren jandarma sınıfına ait askerlik serüveni ile Şırnak, Siirt dağlarını adım adım yürüdüğü yıllar ve 1954’de aldığı tezkeresi….

1954/1968 yıllarında kamyonculuk mesleği. Amcaları ve Beytil Paşavat ailesine mensup akrabaları ile kurduğu ortaklıklar ile bütün bölgeye yaptığı yük taşımacılığı……Taşımacılık sektöründe herkes ile yolları kesişince bir demografi uzmanı gibi kişileri, aileleri, aşiretleri tanıması onları kendi beyin süzgecinden geçirerek tanımlaması, anlamlandırması, adlandırması…..

1968’den 2005 yılına kadar Başaran Uğur, Mardin Birlik, Öz Mar-Tur, Zümrüt, Mar-Soy firmaları ile devam eden otobüsçülük mesleği. Sayısız aldığı otobüsleri, yaptığı hac ve umre ziyaretleri…..

1987’de kaybettiğimiz rahmetli abim ve diğer yaşanmışlıkları bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti….

11 Ağustos 2023 tarihinde tekrar nükseden zatürre ve prostat tedavisi için 13 Ağustos’ta Ankara’dan Mardin’e geldim ve 16 Ağustosta hastaneye yatırdık.

Zatürre tedavisi sonrası 21 Ağustos’ ta prostat ameliyatı yaptık. 23 Ağustos’ta taburcu ettik eve getirdik. Ama ağrıları sorunları devam etti. 30 Ağustos’ta Ankara’ya geri döndüm. Bu ara tedavisini yakından takip ediyordum.

Eylül ayında tekrar nüksetti zatürresi. Nefes alışlarda oluşan hırıltı ve daralma onu zorluyordu….28 Eylül de tekrar Mardin’e geri döndüm ve 2 Ekimde tekrar hastaneye yatırdık ve 5 Ekim de entübe edildi.

Allah’ın rahmetini beklemenin dışında yapacağımız hiçbir şey kalmadı. Allah’a tevekkül ettik. Rabbim rahmetiyle muamele etmesi için dua ettik.

09/Ekim/2023 günü pazarı pazartesine bağlayan gece 00.50 de yani gece yarısı 1’e 5 kala emaneti Rabbine yani sahibine teslim etti babam.

Pazarı pazartesi’ne bağlayan gece bizim için anlamlıydı çünkü rahmetli hacı Veysi abimde pazar’ı pazartesine bağlayan gecede vefat etmişti.

Rahmetli babam da abimde sanki hiç yaşamamış gibi bu diyardan çekip gittiler…..

Ölüm duygusunu ızdıraplı bir şekilde yaşadım babamla…. Ölüm sanki içimdeydi…. Sindire sindire yaşadım….

Hastalığı, yoğun bakım süreci, entübe edilmesi hepsi ama hepsi ölümün işaretleriydi….

O safhaları yaşarken ben sanki bir boyuttan bir başka boyuta geçiyordum…..

Boyutlar arası bir yolculuktu sanki benimkisi….

Babam, mert yiğit bir insandı…..Kimsenin hakkını yemedi, kimsenin hukukuna tecavüz etmedi. Dik yaşadı ve kimseye boyun eğmedi….. İmanlı yaşadı…..Yaptığı iyiliklere rağmen gördüğü kötülüklerden dolayı hiç bir zaman doğruluk istikametini bozmadı yine iyilik yapmaya devam etti….Bu sebeple hep tertemiz kaldı.…Bu dünyada bu kadar kötülüğe ve kötülere rağmen temiz kalmasının sırrı iyilikten yana tavır almasıydı…

Babacan ve merhametli tavrından dolayı herkese babalık yaptı bu sebeple halk nezdinde ismi Sadık babaydı (Baba Sadık).

Meslek yaşantısında da iyilerdendi…. Şoförlüğü, profesyonel araba kullanımı, seyahatte iken yolcularla kurduğu diyaloğu, ikili ilişkileri sebebiyle takdir edilen bir şahsiyeti….

Bölgenin feodal yapısını bildiği için geliştirdiği insani diyalog ve ilişkilerle her kesimin ve her kesimden ona bir teveccüh vardı….

52 yılımın çoğunu bir fiil onunla beraber geçirdim….Her şeyi konuşurduk ve her şey ile ilgili bir bilgisi vardı….Yaşayan sözlü bir ilim deryasıydı…Hayatında biriktirdiği öykülerle sözlü tarihe ışık tutan bir bilgeydi….

Babamla her tarafta bir anımız var….Nasıl da içimizdeymiş…….Babam duygularını İçimize derin derin işlemişti…..Bu sebeple biz aslında onun ruhuna aşıktık….Merhameti, iyilik severliği, babacanlığı, hoşgörüsü bu aşkın temelini oluşturuyordu….

Bir kuş gibi uçup gitti…

Erken yaşta kaybettiğimiz rahmetli hacı Veysi abimin hüznü hep içindeydi. Ona kavuşacaktı. Babamın abime kavuşma sevinci bizim aslında ayrılık acımızdı….

Biz burada onlar orada….. Hayat ne garip bir şey….

Ama yaşam da öyle bir şeydi işte…...Her başlangıcın bir sonu vardı ve burada sona eren aslında bizim bilmediğimiz ötekiler de tekrar yeniden başlıyordu…..

Hayat öyle soylu bir acıydı işte…..

Düşünüyorum ve hüzünleniyorum…..Yıllarca gidip geldiği yolları artık bir daha göremeyecekti….Toroslardan geçemeyecek. Ankara Dikmen inişini inemeyecek. Boğaz köprüsünde otobüs kullanamayacaktı…..

Eskiler hayat gelip geçici derken bunun manasını bilemiyorduk. Şimdi bu acıdan sonra hayatın geçiciliği daha iyi anlıyorum……

VEFATINDAN ÖNCE POZANTI YOLUNU VİDEOYA KAYIT EDİP ONA İZLETTİRMİŞTİM. İZLERKEN ÇOK DUYGULANMIŞ VE O YOLLARA ÖZLEM DUYMUŞTU….BİLİYORDUM ORALARDAN BİR DAHA GEÇEMEYECEĞİNİ…

İbn-i Hazm’ın deyimiyle, ''Gerçekten de acılar kalpte birikip düğümlenince kalbi sıkıştırır.''

Bizimde içimizde yüreğimizde çok acı birikti….Bizlere inşirah ikram eyle Allah'ım!

Kabri nur mekanı cennet olsun……Lütfen babalarınızı sevmeye devam edin ve onlara duygularınızla sımsıkı sarılın…..

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.