DEDAŞ
Mehmet Beşir Ayanoğlu
Köşe Yazarı
Mehmet Beşir Ayanoğlu
 

MARDİNDE SİYASET VE HİZMET YAPMANIN ZORLUKLARI (10)

İŞÇİLERİ SİLAH OLARAK KULLANAN SENDİKADAN HACİZ ŞOV          Bu problemler ile boğuşurken işçiler alacakları için “taciz ve haciz” uygulamalarını son sürat devam ettiriyorlardı. Kayınbabamızın vefat ettiği gün Mardin’de olmadığımız bir zaman dilimde, fırsattan istifade ederek belediyeyi basıp makam eşyalarını haciz ettirip bunu medyaya servis ediyorlardı. Amaç bizi zor durumda bırakmak. Rencide etmek. Hüznümüze hüzün kattıkları bir zamanda ellerimizi açıp Allaha yalvarma dışında bir imkânımız olmadığı açıktı. Ama aynı gün açtırdığımız dava ile hacizleri kaldırttığımız gibi yapılan muamelenin haksızlığını da ortaya koyduk. Bütün Türkiye’de bu olayı tek haberleştiren FETÖ Zaman gazetesi müsveddesi oldu.               Taziye Dönüşünde işçi borçları ile ilgili bir çalışma yaptırdık. Ve ortaya çıkan sonuç çok iç karartıcıydı. 1990’lardan emekli olup giden ve halen aktif çalışan yaklaşık 500’e yakın belediye çalışanın 41 trilyonluk alacağı varmış. Bunun çözümü için önce arsa üretip, üreteceğimiz arsaları işçi alacakları karşılığına mahsuben ödemek için çalışmalara başladık. Ancak defterdarlıktan birileri ve “hayır sevmez” gruplar bu işin olmaması için Ankara’dan düğmeye bastılar. Hazine ile belediyenin yapacağı arsa takası 2 yıllık bir memurun yanlış raporuna takıldı ve bu iş olduğu gibi yattı. Daha sonra bu işte dâhili olanlar ve takasın olmaması için uğraşanlar tayinleri çıktığında gelip bizden helallik istedi ama iş işten geçmişti. Gönlümüzü kırdılar, bizi yaraladılar. Boş durmadık yine bu paraların ödeme gayreti içerisine girdik. Sağa gittik, sola gittik en sonunda bir yerlerden bir umut ışığı bulduk. Dönenim İç İşleri bakanımız Muammer Bey ve vekillerimizin de desteği ile bir gecede bütün işçilerin 25 yıllık hasretini sona erdirdik. 41 trilyon (25 milyon Dolar) içerdeki paralarını ödedik. Bizim işçiler bizden daha lüks araçlara binmeye başlamıştı. Tabi ki haklarıydı aldılar. Böylece şehrin ve belediyenin önünde duran çok büyük bir kaya parçası ve bir sorunu daha bitiriyorduk. Yarandık mı hayır. 50’ye yakın işçi paralarını alamadı illa gecikme faizi istediler. Bizde hiçbir çalışanın almadığı faizi kendilerine veremeyeceğimizi, bu Mardin halkının hakkı olduğunu söyledik. En son o işçiler Ahmet Türk döneminde taksitlerle 3 yılda o alacaklarını alabildi. 2011’de 6111 sayılı yasa çıktı. Bu yasa ile fazla işçileri başka kuruma gönderme hak ve yetkisine sahip olduk. Bizdeki sayı oldukça şişkin ve içerdeki ödenmeyen maaş ve hakları nedeniyle zaten ödeme sıkıntısı çekiyorduk. 180’ne yakın belediye işçisini başka kuruma gönderdik. Tabi gönderdiklerimiz içinde bizden gönlü kırılan, gitmek istemeyenler de vardı. Hâlbuki hem kendileri için hem de düzenli maaş alabilmeleri nedeniyle de bu iyi bir değişimdi. Gittikleri kuruma maaşları ve ikramiyelerinin tamamını almaya başladılar. Bu çalışmamızla da belediyeyi  her yıl 10 trilyon borçlandırmaktan kurtardık. Nasıl mı? Fazla işçiye her ay tam maaş, ikramiyesini ödeyemediğimiz gibi SSK primini de yatıramıyorduk. Ayrıca bundan mütevellit vergi alacağını da vergi dairesine ödeyemiyorduk. Böylece belediyeyi işçiye, SSK’ya ve vergi dairesine borçlanmaktan kurtardık.  (Devamı var…..)
Ekleme Tarihi: 06 Şubat 2023 - Pazartesi

MARDİNDE SİYASET VE HİZMET YAPMANIN ZORLUKLARI (10)

İŞÇİLERİ SİLAH OLARAK KULLANAN SENDİKADAN HACİZ ŞOV

         Bu problemler ile boğuşurken işçiler alacakları için “taciz ve haciz” uygulamalarını son sürat devam ettiriyorlardı. Kayınbabamızın vefat ettiği gün Mardin’de olmadığımız bir zaman dilimde, fırsattan istifade ederek belediyeyi basıp makam eşyalarını haciz ettirip bunu medyaya servis ediyorlardı. Amaç bizi zor durumda bırakmak. Rencide etmek. Hüznümüze hüzün kattıkları bir zamanda ellerimizi açıp Allaha yalvarma dışında bir imkânımız olmadığı açıktı. Ama aynı gün açtırdığımız dava ile hacizleri kaldırttığımız gibi yapılan muamelenin haksızlığını da ortaya koyduk.

Bütün Türkiye’de bu olayı tek haberleştiren FETÖ Zaman gazetesi müsveddesi oldu.
              Taziye Dönüşünde işçi borçları ile ilgili bir çalışma yaptırdık. Ve ortaya çıkan sonuç çok iç karartıcıydı. 1990’lardan emekli olup giden ve halen aktif çalışan yaklaşık 500’e yakın belediye çalışanın 41 trilyonluk alacağı varmış. Bunun çözümü için önce arsa üretip, üreteceğimiz arsaları işçi alacakları karşılığına mahsuben ödemek için çalışmalara başladık. Ancak defterdarlıktan birileri ve “hayır sevmez” gruplar bu işin olmaması için Ankara’dan düğmeye bastılar. Hazine ile belediyenin yapacağı arsa takası 2 yıllık bir memurun yanlış raporuna takıldı ve bu iş olduğu gibi yattı. Daha sonra bu işte dâhili olanlar ve takasın olmaması için uğraşanlar tayinleri çıktığında gelip bizden helallik istedi ama iş işten geçmişti. Gönlümüzü kırdılar, bizi yaraladılar. Boş durmadık yine bu paraların ödeme gayreti içerisine girdik. Sağa gittik, sola gittik en sonunda bir yerlerden bir umut ışığı bulduk. Dönenim İç İşleri bakanımız Muammer Bey ve vekillerimizin de desteği ile bir gecede bütün işçilerin 25 yıllık hasretini sona erdirdik.

41 trilyon (25 milyon Dolar) içerdeki paralarını ödedik. Bizim işçiler bizden daha lüks araçlara binmeye başlamıştı. Tabi ki haklarıydı aldılar. Böylece şehrin ve belediyenin önünde duran çok büyük bir kaya parçası ve bir sorunu daha bitiriyorduk. Yarandık mı hayır. 50’ye yakın işçi paralarını alamadı illa gecikme faizi istediler. Bizde hiçbir çalışanın almadığı faizi kendilerine veremeyeceğimizi, bu Mardin halkının hakkı olduğunu söyledik. En son o işçiler Ahmet Türk döneminde taksitlerle 3 yılda o alacaklarını alabildi.

2011’de 6111 sayılı yasa çıktı. Bu yasa ile fazla işçileri başka kuruma gönderme hak ve yetkisine sahip olduk. Bizdeki sayı oldukça şişkin ve içerdeki ödenmeyen maaş ve hakları nedeniyle zaten ödeme sıkıntısı çekiyorduk. 180’ne yakın belediye işçisini başka kuruma gönderdik. Tabi gönderdiklerimiz içinde bizden gönlü kırılan, gitmek istemeyenler de vardı. Hâlbuki hem kendileri için hem de düzenli maaş alabilmeleri nedeniyle de bu iyi bir değişimdi. Gittikleri kuruma maaşları ve ikramiyelerinin tamamını almaya başladılar. Bu çalışmamızla da belediyeyi  her yıl 10 trilyon borçlandırmaktan kurtardık. Nasıl mı? Fazla işçiye her ay tam maaş, ikramiyesini ödeyemediğimiz gibi SSK primini de yatıramıyorduk. Ayrıca bundan mütevellit vergi alacağını da vergi dairesine ödeyemiyorduk. Böylece belediyeyi işçiye, SSK’ya ve vergi dairesine borçlanmaktan kurtardık.  (Devamı var…..)

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.