DEDAŞ
Mehmet Beşir Ayanoğlu
Köşe Yazarı
Mehmet Beşir Ayanoğlu
 

MARDİNDE SİYASET VE HİZMET YAPMANIN ZORLUKLARI (11)

BUGÜNÜN ZENGİN TURİZM SEKTÖRÜNDE, DÜNÜN ALINTERİ VE EMEĞİ VAR             Tarihi Dönüşüm Projesini Valilik ile ortaklaşa yapıyoruz. Sit Alanında tarihi yapılar üzerinde beton yapı sahipleri var. Bunların 150’e yakınını kamulaştırma bedeli ile yıktırıyoruz. Diğerlerini de rica, minnetle halletmeye çalışıyoruz. Bu yıkımlara 1.  Cad. deki binalarda dâhildir. Bu yıkılan binaların kamulaştırma bedelleri bir kısmını Mardin Eski İl Belediyesinden Karşıladık. Diğer kısmını da Maliye, Kalkınma, Kültür Bakanlıklarından karşılıyoruz. Fakat bunun böyle olmayacağını biliyoruz. En büyük seçenek sayın cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi bütün betonları yıkmak. Arıyoruz,soruyoruz  daha önceki bu iş ile ilgilenen İstanbul büyükşehir belediyesine gidiyoruz. Sağa gidiyoruz, sola dönüyoruz çare arıyoruz. En sonunda TOKİ’ye yolumuz düşüyor. Derdimizi anlatıyoruz  TOKİ yardım edeceğini söylüyor. 2011’de başlattığımız süreçte TOKİ SİT alanındaki beton binaları yıkılacak vatandaşlar için hazinenin vermiş olduğu arazi üzerinde konut yapımı için planlama istiyor bizden. Planları yapıp hemen gönderiyoruz. Bu sefer ihale için başka evrak, bilgi belge istiyor onu da gönderiyoruz. Derken ihaleye çıkıyor TOKİ. 1450’ye yakın konut yapılacak. 800 dairesi SİT alanı beton yapıları, diğerlerini de Valiliğe verilecek lojman niyetine kullanılacak. Hazinenin TOKİ’YE verdiği arazi üzerinde bazı  kimseler ve şahıslar çıkıp hak iddia ediyor. Bazılarının da o arazide evleri var onlarda hak iddia ediyor. Bu şahıslar hazine ve TOKİ aleyhine bu arazilerden dolayı dava açıyorlar, inşaat yapılmaması için mahkemeden tedbir kararı aldırıyorlar. Mahkemenin tedbir kararından dolayı İhale duruyor. TOKİ’den yetkililer geliyor. Arazi üzerinde gecekondusu olan her bir vatandaşa bedava daire öneriyorlar. Daireler teslimine kadar da kira yardımı öneriyor. Yani TOKİ uzlaşmak istiyor davayı açan şahıslarla. Davayı açan şahıslar “Nuh diyor peygamber demiyorlar.” TOKİ nin uzlaşma teklifini kabul etmiyorlar. Bu sebeple ihale iptal ediliyor. Biz büyük bir hayal kırıklığı yaşıyoruz. Demoralize oluyoruz. Ya sabır diyoruz.              Başka sorunsuz alan arıyoruz. Şu an ki 2. Etap yapılan TOKİ konut yerleri arazisini buluyoruz. Arazinin kendisine ait olduğunu iddia edenler burası ile ilgili de dava açıyorlar. Yargılama başlıyor. Bu davalar ve tedbir kararları 2011’den 2013’e kadar sürüyor.  Derken şu an ki TOKİ 2. Etap’ın olduğu alan ile ilgili ihale bitiyor ve inşaat 2013’te başlıyor. Bu ara bizim siyasi ömrümüz yetmiyor bu TOKİ’lerin bitişini. 2015’te konutlar bitiyor. 161 Milyon (Trilyon) bedel ile bu işler yapılıyor. TOKİ yetkilileri geliyor dönemin ilgili bürokrat ve siyasetçileri ile görüşüyorlar. Bu konutları SİT alanı için yapıldığını oradaki beton yapı sahiplerine bu Konutları vereceklerini akabinde SíT alanındaki beton yağıları yıkacaklarını anlatıyorlar ilgili bürokrat ve siyasilere. Kimse TOKİ yetkililerini dinlemiyor. Dönemin siyasetçileri ve onlara fikir babalığı yapan ağa beyleri “buralarını vatandaşa satalım ne diye SİT alanını aşağıya taşıyalım” diye fikir ortaya atıyorlar. Ve o fikir kabul görüyor. 6 yıl emek verilen konutlar satılıyor ve Sit Alanının beton binaları yıkım projesi yani Tarihi Dönüşüm Projesi tekrar kaderine terk ediliyor. Bu ara TOKİ’nin ilk tahsisini aldığı ve ihalesinin iptal edildiği arazi ile ilgili dava da TOKİ lehine sonuçlanıyor. Oradaki gecekondu sahipleri kafalarına kafalarına vuruyorlar.  “Biz niye bu davayı açtık” diye. İş işten geçiyor hem kendilerine yazık ediyorlar hem de memlekete vakit kayıp ettiriyorlar. Hâlbuki TOKİ’nin teklifini kabul etseydiler hem bedava daire sahibi olacaklardı hem de SİT alanı beton yapı sahipleri dairelerine daha erken tarihte kavuşarak Mardin SİT alanı beton yapılardan kurtulacak ve temizlenecekti. İşte bunun içinde Mardin’de siyaset zor ve meşakkatli.  Sizden sonra gelen siyasetçi ve bürokrat takımı çok önemli bir projeyi rafa kaldırıp şehrin hayati bir konusunu çözmüyorlar/çözemiyorlar. Dönemin bürokrat ve siyasetçilerine kaç mektup yazdımsa/yazdıysak da, kaç mesaj gönderdimse de/gönderdiysek de maalesef bizi dinleyen olmadı. Bürokrasiyi çok metheden bir kısım yerel basınımız da bununla ilgili bir haber yazmadı, çizmedi bile. Sebep siyasetçiyi yermek görev, bürokratı övmek haktı. Bunun içinde siyaset sınıfı Mardinde çok yıpratılıyor. (Devamı var…..)
Ekleme Tarihi: 07 Şubat 2023 - Salı

MARDİNDE SİYASET VE HİZMET YAPMANIN ZORLUKLARI (11)

BUGÜNÜN ZENGİN TURİZM SEKTÖRÜNDE, DÜNÜN ALINTERİ VE EMEĞİ VAR           

 Tarihi Dönüşüm Projesini Valilik ile ortaklaşa yapıyoruz. Sit Alanında tarihi yapılar üzerinde beton yapı sahipleri var. Bunların 150’e yakınını kamulaştırma bedeli ile yıktırıyoruz. Diğerlerini de rica, minnetle halletmeye çalışıyoruz. Bu yıkımlara 1.  Cad. deki binalarda dâhildir. Bu yıkılan binaların kamulaştırma bedelleri bir kısmını Mardin Eski İl Belediyesinden Karşıladık. Diğer kısmını da Maliye, Kalkınma, Kültür Bakanlıklarından karşılıyoruz. Fakat bunun böyle olmayacağını biliyoruz. En büyük seçenek sayın cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi bütün betonları yıkmak. Arıyoruz,soruyoruz  daha önceki bu iş ile ilgilenen İstanbul büyükşehir belediyesine gidiyoruz. Sağa gidiyoruz, sola dönüyoruz çare arıyoruz. En sonunda TOKİ’ye yolumuz düşüyor. Derdimizi anlatıyoruz 

TOKİ yardım edeceğini söylüyor. 2011’de başlattığımız süreçte TOKİ SİT alanındaki beton binaları yıkılacak vatandaşlar için hazinenin vermiş olduğu arazi üzerinde konut yapımı için planlama istiyor bizden. Planları yapıp hemen gönderiyoruz. Bu sefer ihale için başka evrak, bilgi belge istiyor onu da gönderiyoruz. Derken ihaleye çıkıyor TOKİ. 1450’ye yakın konut yapılacak. 800 dairesi SİT alanı beton yapıları, diğerlerini de Valiliğe verilecek lojman niyetine kullanılacak. Hazinenin TOKİ’YE verdiği arazi üzerinde bazı  kimseler ve şahıslar çıkıp hak iddia ediyor. Bazılarının da o arazide evleri var onlarda hak iddia ediyor. Bu şahıslar hazine ve TOKİ aleyhine bu arazilerden dolayı dava açıyorlar, inşaat yapılmaması için mahkemeden tedbir kararı aldırıyorlar. Mahkemenin tedbir kararından dolayı İhale duruyor. TOKİ’den yetkililer geliyor. Arazi üzerinde gecekondusu olan her bir vatandaşa bedava daire öneriyorlar. Daireler teslimine kadar da kira yardımı öneriyor. Yani TOKİ uzlaşmak istiyor davayı açan şahıslarla. Davayı açan şahıslar “Nuh diyor peygamber demiyorlar.” TOKİ nin uzlaşma teklifini kabul etmiyorlar. Bu sebeple ihale iptal ediliyor. Biz büyük bir hayal kırıklığı yaşıyoruz. Demoralize oluyoruz. Ya sabır diyoruz.             

Başka sorunsuz alan arıyoruz. Şu an ki 2. Etap yapılan TOKİ konut yerleri arazisini buluyoruz. Arazinin kendisine ait olduğunu iddia edenler burası ile ilgili de dava açıyorlar. Yargılama başlıyor. Bu davalar ve tedbir kararları 2011’den 2013’e kadar sürüyor. 

Derken şu an ki TOKİ 2. Etap’ın olduğu alan ile ilgili ihale bitiyor ve inşaat 2013’te başlıyor. Bu ara bizim siyasi ömrümüz yetmiyor bu TOKİ’lerin bitişini. 2015’te konutlar bitiyor. 161 Milyon (Trilyon) bedel ile bu işler yapılıyor. TOKİ yetkilileri geliyor dönemin ilgili bürokrat ve siyasetçileri ile görüşüyorlar. Bu konutları SİT alanı için yapıldığını oradaki beton yapı sahiplerine bu Konutları vereceklerini akabinde SíT alanındaki beton yağıları yıkacaklarını anlatıyorlar ilgili bürokrat ve siyasilere. Kimse TOKİ yetkililerini dinlemiyor. Dönemin siyasetçileri ve onlara fikir babalığı yapan ağa beyleri “buralarını vatandaşa satalım ne diye SİT alanını aşağıya taşıyalım” diye fikir ortaya atıyorlar. Ve o fikir kabul görüyor. 6 yıl emek verilen konutlar satılıyor ve Sit Alanının beton binaları yıkım projesi yani Tarihi Dönüşüm Projesi tekrar kaderine terk ediliyor. Bu ara TOKİ’nin ilk tahsisini aldığı ve ihalesinin iptal edildiği arazi ile ilgili dava da TOKİ lehine sonuçlanıyor. Oradaki gecekondu sahipleri kafalarına kafalarına vuruyorlar.

 “Biz niye bu davayı açtık” diye. İş işten geçiyor hem kendilerine yazık ediyorlar hem de memlekete vakit kayıp ettiriyorlar. Hâlbuki TOKİ’nin teklifini kabul etseydiler hem bedava daire sahibi olacaklardı hem de SİT alanı beton yapı sahipleri dairelerine daha erken tarihte kavuşarak Mardin SİT alanı beton yapılardan kurtulacak ve temizlenecekti. İşte bunun içinde Mardin’de siyaset zor ve meşakkatli.

 Sizden sonra gelen siyasetçi ve bürokrat takımı çok önemli bir projeyi rafa kaldırıp şehrin hayati bir konusunu çözmüyorlar/çözemiyorlar. Dönemin bürokrat ve siyasetçilerine kaç mektup yazdımsa/yazdıysak da, kaç mesaj gönderdimse de/gönderdiysek de maalesef bizi dinleyen olmadı. Bürokrasiyi çok metheden bir kısım yerel basınımız da bununla ilgili bir haber yazmadı, çizmedi bile. Sebep siyasetçiyi yermek görev, bürokratı övmek haktı. Bunun içinde siyaset sınıfı Mardinde çok yıpratılıyor. (Devamı var…..)

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.