1. Cadde cephe sağlıklaştırılması/restorasyonu yani tek tip vitrin, tabela çalışması ile ilgili 2007’de valilik+belediye+stö ile bir proje hazırlayıp AB’ye sunmuştuk. 2009’da bunun hızlandırılması için uğraştık. 2011’de proje kabul gördü ve sözleşmeyi imzaladık. Bu iş için onlarca kere Ankara’lara ilgili bakanlıklara gidildi toplantılar yapıldı. AB heyeti projenin uygulanacağı 1. Cad. Alanı ile ilgili projeleri istedi. 1. Cad. restorasyonu ile ilgili elimizde maalesef proje yoktu. Kalktık İstanbul Büyükşehir Belediyesi Metropolitan (BİMTAŞ) şirketine gittik. Dönemin Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş’tan yardım istedik. Sağ olsun yardım etti. Metropolitan teknik ekibi Mardin’e geldi. Çizim ve görüntü için 1. Cad.’yi boydan boya trafiğe kapatıp 3 günlük iş yapmaları gerekeceğinden bu süre boyunca caddenin trafiğe kapatılmasını talep ettiler. Bizde üç günlüğüne caddeyi trafiğe kapattık. Esnaf tepki gösterdi. Muhalif odaklar tezvirata başladı. “Çocuklara memleketi teslim ederseniz olacağı buydu” serzenişleri yapılmaya başlandı. Metropolitan uzmanları Üç boyutlu çizim ve çalışma başlattılar. Caddenin sağ ve sol tarafını Bab-ı il Mişkiye’den Babı-sor’a kadar çizdiler. Hesaplamalarını yaptılar ve teknik olarak projelerini ortaya çıkardılar. Buradaki çalışmaları bittikten sonra bu işin İstanbul ayağı  çalışmaları 8 ay sürdü. Bu konu ile ilgili akademisyenler ve bürokratlar ile oradaki Metropolitan’da toplantılara katıldık. Daha sonra projenin onaylanması için Diyarbakır Kültür Varlıkları Koruma Kuruluna gönderdik. Oradaki eksiklikleri tamamlayıp projeyi AB heyetine teslim ettik. AB heyeti, Ticaret Bakanlığı ile ortaklaşa işin ihalesini yaptı ve 2013’te inşaat çalışmalarına başlandı. 2014 başlarında da 1. Cad.’nin yeni yüzü ortaya çıktı. 7 yıllık bir çalışmanın ürünü olarak da bu hizmetimiz de kayıtlara geçti. Memleketi çoluk  çocuğa teslim etmişlerdi ama bu çoluk çocuklarda iyi iş çıkarıyordu. Yapıldı yapılmasına da birileri engel olmak için esnafı mı bize karşı örgütlemedi, çalışmaların aksaması için gece cam mı indirmedi. Her engelleme de “La Havle” dedik yolumuza devam ettik. Yani iş ürettikçe, hizmet yaptıkça üzerimize daha çok gelindiğini gördük. Çok çalışma çok dayak, çok eleştiriydi ve maalesef bunu biz çok geç anladık. Ama bunun teferruatını bilen tabi ki yok. (Devamı var…..)