Mustafa ERKAR
Köşe Yazarı
Mustafa ERKAR
 

Çok yükleniyoruz çook!

Bu kısacık hayatta ne kadar yükleniyoruz değil mi? Her birimiz hedeflerimize ulaşmak için durmadan ilerliyoruz. Hayaller, idoller ve gerçekler. Velhasıl daha neler neler... Her gece başımızı yastığa koyduğumuzda yarın için planladıklarımızı durmadan ölçüyor ve tartıyoruz. Evet, bazılarını gerçekleştiriyor, bazılarıda rüyalarda kalıyor. Dünya işi bitmiyor diyoruz amma yine de habire yükleniyoruz. Bizden önce gidenleri unutuyoruz. Hani annemiz, babamız, sevdiklerimiz ve birçoğumuz. Onlarında bu hayatta bitmeyen yarıda kalan hayalleri vardı. Bir araya geldiğimizde onlardan bahsederek 'onlar beraberinde ne götürdüler' diye söyleniyoruz. Bunlar böyle söylenmekle olmuyor. İcraat, itaat ve feragat lazım. Kim, hangimiz neyimizden vazgeçebiliyoruz. Makamdan mı, mevkiden mi, maldan mı yoksa vardan mı? Bu saydıklarım kişiyi değiştirmez diyorlar amma bu güne kadar yakın çevremden bile bildiğim birçok insanın bu hayallere sahip olduğu zaman nasıl da değiştiğini görüyor ve şahit oluyorum. Bu şahsiyetler daha düne kadar normal dediğimiz bir hayat yaşarken; bu gün geldikleri makamlarla, edindikleri servetlerle nasıl övündüklerini, nasıl böbürlendiklerini hepimiz görüyor ve şahit oluyoruz. Sosyal medyalarında lüks mekanlardan 'Bugün yakın dostlarla bir araya geldik' paylaşımlarıyla kimlere mesaj gönderdiklerini bile bilmediğimiz bu şahsiyetler, makamları ve servetleri ellerinden alındığı zaman o dost bildikleri şahsiyetlerin kaçı yanlarında duracak, dertleriyle hemhal olacak gerçekten çok merak ediyorum. Aslında şimdide dost bilinenler öyle değiller mi? Menfaat gereği dost görünüyorlar. Herkes bunun farkında ama ah bu nefis denen şeytan var ya işte odur onları, bizleri ve sizleri bitiren. Kimimiz ticarette, kimimiz servette, kimimiz ise siyasette yüklendikçe yükleniyoruz. Her zaman ve her yerde şartları zorluyoruz. Ardından zamana karşı duyduğumuz nedametten dolayı kendimizi hastanelerde görüyoruz. Kendi elimizle bozduğumuz psikolojimizi doktorlardan medet umarak düzeltmeye çalışıyoruz. Yapılan araştırmaya göre ülke genelinde psikolojik destek almak için hastane kapılarını aşındıran insan sayısı yaklaşık 13 milyonu geçti. Millet olarak psikolojimiz gün geçtikçe daha da bozuluyor. Neden! çünkü çok yükleniyoruz. Çok yükleniyoruz demiştim. Ekmeklerini yüklenerek geçinenler, onlar yüklenmek zorunda çünkü onların rızık kapıları budur. Onlar bünyelerine, biz ise beyinlerimize yükleniyoruz. Sizce hangisi daha zor? Sizleri duyar gibiyim, galiba hem fikiriz değil mi? Üzülerek belirtmek isterim ki içimizdekiler dışımıza yansımıyor. Yansısa da gerçekleri yansıtmıyor. Bizim her alanda gerçekliğe, dürüstlüğe ve samimiyete ihtiyacımız var. Bu üç gerçeği hayatımıza kattığımızda işte o zaman bizim için doğacak mutlu yarınlar.  Saygılarımla…
Ekleme Tarihi: 07 Haziran 2022 - Salı

Çok yükleniyoruz çook!

Bu kısacık hayatta ne kadar yükleniyoruz değil mi? Her birimiz hedeflerimize ulaşmak için durmadan ilerliyoruz. Hayaller, idoller ve gerçekler. Velhasıl daha neler neler...

Her gece başımızı yastığa koyduğumuzda yarın için planladıklarımızı durmadan ölçüyor ve tartıyoruz. Evet, bazılarını gerçekleştiriyor, bazılarıda rüyalarda kalıyor. Dünya işi bitmiyor diyoruz amma yine de habire yükleniyoruz. Bizden önce gidenleri unutuyoruz. Hani annemiz, babamız, sevdiklerimiz ve birçoğumuz. Onlarında bu hayatta bitmeyen yarıda kalan hayalleri vardı. Bir araya geldiğimizde onlardan bahsederek 'onlar beraberinde ne götürdüler' diye söyleniyoruz. Bunlar böyle söylenmekle olmuyor. İcraat, itaat ve feragat lazım. Kim, hangimiz neyimizden vazgeçebiliyoruz. Makamdan mı, mevkiden mi, maldan mı yoksa vardan mı? Bu saydıklarım kişiyi değiştirmez diyorlar amma bu güne kadar yakın çevremden bile bildiğim birçok insanın bu hayallere sahip olduğu zaman nasıl da değiştiğini görüyor ve şahit oluyorum. Bu şahsiyetler daha düne kadar normal dediğimiz bir hayat yaşarken; bu gün geldikleri makamlarla, edindikleri servetlerle nasıl övündüklerini, nasıl böbürlendiklerini hepimiz görüyor ve şahit oluyoruz. Sosyal medyalarında lüks mekanlardan 'Bugün yakın dostlarla bir araya geldik' paylaşımlarıyla kimlere mesaj gönderdiklerini bile bilmediğimiz bu şahsiyetler, makamları ve servetleri ellerinden alındığı zaman o dost bildikleri şahsiyetlerin kaçı yanlarında duracak, dertleriyle hemhal olacak gerçekten çok merak ediyorum. Aslında şimdide dost bilinenler öyle değiller mi? Menfaat gereği dost görünüyorlar. Herkes bunun farkında ama ah bu nefis denen şeytan var ya işte odur onları, bizleri ve sizleri bitiren.

Kimimiz ticarette, kimimiz servette, kimimiz ise siyasette yüklendikçe yükleniyoruz. Her zaman ve her yerde şartları zorluyoruz. Ardından zamana karşı duyduğumuz nedametten dolayı kendimizi hastanelerde görüyoruz. Kendi elimizle bozduğumuz psikolojimizi doktorlardan medet umarak düzeltmeye çalışıyoruz. Yapılan araştırmaya göre ülke genelinde psikolojik destek almak için hastane kapılarını aşındıran insan sayısı yaklaşık 13 milyonu geçti. Millet olarak psikolojimiz gün geçtikçe daha da bozuluyor. Neden! çünkü çok yükleniyoruz.

Çok yükleniyoruz demiştim. Ekmeklerini yüklenerek geçinenler, onlar yüklenmek zorunda çünkü onların rızık kapıları budur. Onlar bünyelerine, biz ise beyinlerimize yükleniyoruz. Sizce hangisi daha zor? Sizleri duyar gibiyim, galiba hem fikiriz değil mi?

Üzülerek belirtmek isterim ki içimizdekiler dışımıza yansımıyor. Yansısa da gerçekleri yansıtmıyor. Bizim her alanda gerçekliğe, dürüstlüğe ve samimiyete ihtiyacımız var. Bu üç gerçeği hayatımıza kattığımızda işte o zaman bizim için doğacak mutlu yarınlar.  Saygılarımla…

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.