Mustafa ERKAR
Köşe Yazarı
Mustafa ERKAR
 

Doğaya adanmış bir ömür, “Hayrettin Karaca”

94 yıllık bir ömür düşünün ve bunun tamamını bir uğurda harcadığınızı hayal edin. Tam bir ömür, insanlık adına doğaya tükettiğinizi düşünün. Evet, Toprak Dede “Hayrettin Karaca” o bunu başardı. Biz ne yapıyoruz..? Toprak Dede, nam-ı değer Erozyon Dede… Rahmetli Hayrettin Karaca dedemizi huzurlarınızda rahmetle ve minnetle anıyorum, ruhu şad, toprağı bol olsun. Sözlerime toprak dedemiz Rahmetli Hayrettin Karaca'nın bir sözüyle sizleri selamlamak istiyorum. “Olanın Olmayana, Bilenin Bilmeyene Borcu Var Bu Dünyada” Toprak dedemiz çok yıllar önce özetlemiş yaşantımızı.  Cimrilik mesajı ancak bu kadar net verilebilir. Dünyada neler oluyor haberdar olun ve yapılması gerekenlere ortak olun. Başka bir dünyayı yaratmak için bilgi sahibi insanlar olun…’ diyor. Toprak dede Hayrettin Karaca 1940 yılında İstanbul Boğaziçi lisesini bitirdikten sonra iş hayatına atılır. Kurduğu şirket zamanla büyüyerek, holdingleşir.  Ama Hayrettin Karaca dedemiz hala aradığını bulamamış, içinde hala büyük fırtınaların koptuğunu ve büyük bir boşluğun olduğunu hissediyor. Dünya malının insana fazla birşeyler katmayacağını anlıyor. Hatta dünya malı insanın sağlığını, huzurunu ve maneviyatını alıp götürdüğünü biliyor. Ticareti bırakıp o günden sonra kendini doğaya veriyor. Tabiri caizse tıpkı Mecnunun Leylasına kavuşmak için bir ömür harcadığı gibi o da ömrünü toprağa adıyor. Tıpkı gerçek manada olduğu gibi. 20 Ocak 2020 tarihinde gerçek dostu olan toprağa kavuştu. Huzurun ve maneviyatın tam da odak noktasında istirahata çekildi.  Bizler ise herşeyin sanayi ve teknoloji ile olabileceğini ve hatta kendimizi bu şekilde kurtarabileceğimizi sanarak, toprağı ve doğayı unuttuk. Nasıl olsa o her ilkbaharda kendini yeniliyor diye kendimizin kandırdk. Ama şunu unuttuk; katmadık, hep tükettik. Ağaçları, suyu, ve hatta havayı bile tükettik.  Hayrettin Karaca bir çok konuşmasında dikkatimizi farklı yerlere çekiyor mesela, yanlış ağaçlandırma ile Türkiye’de ki ormanlarının doğal yapısını bozduğmuzu söylüyor. Toprağın farkında değiliz, toprak nedir bilmiyoruz… Elbette, ağaç dikeceğiz ama hangi bölgede hangi iklimde ne tür ağaç yetişir onu bilmeliyiz. Yanlış yerde yanlış ağaç dikersek bu gerçekten toprağa bir zulümdür. Toprak dedemiz Hayrettin Karaca,1980 yılında iş yaşamından ayrılarak, Yalova'da kurduğu ilk özel ağaç parkını geliştirmek için yurtiçinde ve yurtdışında gezdiği her yerden tohumlar toplamış ve bu sayede uluslararası alanda birçok bağlantılar kurmuştur. Türkiye kamuoyunun ilgisini uyandırmayı bugüne kadar çok iyi başardı. Dilerim bizde bu mirası gelecek olan nesillere en iyi şekilde bırakmış oluruz. Hayrettin Karaca’nın ne denli büyük bir başarıya ulaştığını 70 yaşındayken kurduğu TEMA ile bizlere çok iyi anlatıyor aslında. Sanayici arkadaşı Nihat Gökyiğit ile birlikte 1992 yılında kurdukları TEMA, şu an toplum tarafından en fazla desteklenen vakıflardan biri olarak gündemde ki yerini koruyor. Bize bu mirası bıraktığı için kendisine sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz. Çok sevdiği, değer verdiği toprak dostuyla huzur içinde uyumasını temenni ediyor, onu yine saygıyla ve minnetle anıyoruz.
Ekleme Tarihi: 30 Ocak 2024 - Salı

Doğaya adanmış bir ömür, “Hayrettin Karaca”

94 yıllık bir ömür düşünün ve bunun tamamını bir uğurda harcadığınızı hayal edin. Tam bir ömür, insanlık adına doğaya tükettiğinizi düşünün. Evet, Toprak Dede “Hayrettin Karaca” o bunu başardı. Biz ne yapıyoruz..?

Toprak Dede, nam-ı değer Erozyon Dede… Rahmetli Hayrettin Karaca dedemizi huzurlarınızda rahmetle ve minnetle anıyorum, ruhu şad, toprağı bol olsun.

Sözlerime toprak dedemiz Rahmetli Hayrettin Karaca'nın bir sözüyle sizleri selamlamak istiyorum.

“Olanın Olmayana, Bilenin Bilmeyene Borcu Var Bu Dünyada” Toprak dedemiz çok yıllar önce özetlemiş yaşantımızı.  Cimrilik mesajı ancak bu kadar net verilebilir.

Dünyada neler oluyor haberdar olun ve yapılması gerekenlere ortak olun.
Başka bir dünyayı yaratmak için bilgi sahibi insanlar olun…’ diyor.

Toprak dede Hayrettin Karaca 1940 yılında İstanbul Boğaziçi lisesini bitirdikten sonra iş hayatına atılır. Kurduğu şirket zamanla büyüyerek, holdingleşir. 

Ama Hayrettin Karaca dedemiz hala aradığını bulamamış, içinde hala büyük fırtınaların koptuğunu ve büyük bir boşluğun olduğunu hissediyor. Dünya malının insana fazla birşeyler katmayacağını anlıyor. Hatta dünya malı insanın sağlığını, huzurunu ve maneviyatını alıp götürdüğünü biliyor.

Ticareti bırakıp o günden sonra kendini doğaya veriyor. Tabiri caizse tıpkı Mecnunun Leylasına kavuşmak için bir ömür harcadığı gibi o da ömrünü toprağa adıyor. Tıpkı gerçek manada olduğu gibi. 20 Ocak 2020 tarihinde gerçek dostu olan toprağa kavuştu. Huzurun ve maneviyatın tam da odak noktasında istirahata çekildi. 

Bizler ise herşeyin sanayi ve teknoloji ile olabileceğini ve hatta kendimizi bu şekilde kurtarabileceğimizi sanarak, toprağı ve doğayı unuttuk. Nasıl olsa o her ilkbaharda kendini yeniliyor diye kendimizin kandırdk. Ama şunu unuttuk; katmadık, hep tükettik. Ağaçları, suyu, ve hatta havayı bile tükettik. 


Hayrettin Karaca bir çok konuşmasında dikkatimizi farklı yerlere çekiyor mesela, yanlış ağaçlandırma ile Türkiye’de ki ormanlarının doğal yapısını bozduğmuzu söylüyor. Toprağın farkında değiliz, toprak nedir bilmiyoruz… Elbette, ağaç dikeceğiz ama hangi bölgede hangi iklimde ne tür ağaç yetişir onu bilmeliyiz. Yanlış yerde yanlış ağaç dikersek bu gerçekten toprağa bir zulümdür.

Toprak dedemiz Hayrettin Karaca,1980 yılında iş yaşamından ayrılarak, Yalova'da kurduğu ilk özel ağaç parkını geliştirmek için yurtiçinde ve yurtdışında gezdiği her yerden tohumlar toplamış ve bu sayede uluslararası alanda birçok bağlantılar kurmuştur. Türkiye kamuoyunun ilgisini uyandırmayı bugüne kadar çok iyi başardı. Dilerim bizde bu mirası gelecek olan nesillere en iyi şekilde bırakmış oluruz.

Hayrettin Karaca’nın ne denli büyük bir başarıya ulaştığını 70 yaşındayken kurduğu TEMA ile bizlere çok iyi anlatıyor aslında. Sanayici arkadaşı Nihat Gökyiğit ile birlikte 1992 yılında kurdukları TEMA, şu an toplum tarafından en fazla desteklenen vakıflardan biri olarak gündemde ki yerini koruyor.

Bize bu mirası bıraktığı için kendisine sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz. Çok sevdiği, değer verdiği toprak dostuyla huzur içinde uyumasını temenni ediyor, onu yine saygıyla ve minnetle anıyoruz.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.