Mustafa ERKAR
Köşe Yazarı
Mustafa ERKAR
 

Gazze Kimin Davası..?

7 Ekim'de Aksa Tufanı ile başlayan Gazze katliamları, bütün dünyanın gözü önünde tüm vahşetiyle devam ederken, rakamlara hapsedilen bu katliamlarda aslında 40-50 bin mazlum değil, Gazze'de bu güne kadar her gün yaklaşık 2 milyar Müslümanın yanında aslında tüm insanlık ölüyor. Filistin'de, Gazze'de yaşanan vahşet 11 ayını doldururken, bir kaç ülke dışında neredeyse tüm dünya başını kuma gömmüş, yaşanan bu insanlık suçunu görmezden geliyor. Tüm dünyada hal böyleyken, Mardin'de Gazze ve Filistin için neler yapılıyor? Mardin'de, Gazze ve Filistin için yapılanlar her ne kadar görünmüyorsada aslında Mardin STK Kudüs Platformu tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında bugüne kadar yapılan yürüyüşler, Ribat (dua) geceleri, basın açıklamaları ve çeşitli etkinliklerle sınırlı kalıyor. Unutma unutturma şiarıyla yapılan bu gibi programlar Gazze'de yaşananlar için yetiyor mu? Tâbii ki de hayır..! Gönül isterdi ki Gazze için Filistin için daha çok şeyler yapılsın. Yapılsın ama  bu sadece Kudüs Platformu ile belirli bazı STK'ların katılımıyla sınırlı kalmasın. Bence Filistin davası bir ideolojik dava değildir. Belirli bir kitlenin yada herhangi bir topluluğun davası da değildir. Bu bir insanlık davasıdır. Çünkü orada insanlık ölüyor. Ve en önemlisi orada anneler, babalar ve çocuklar vahşice katlediliyor. Hayatta kalanlar göçebe hayatı yaşıyor. İsrail hapishanelerinde olanlar ise en ağır işkencelere tabi tutuluyor. Buna rağmen Mardin'de yapılan tüm etkinliklere bilindiği üzere hep aynı kesimden insanlar katılıyor. Bir programın hazırlanmasında büyük emekler harcanırken katılımın az olması bu emekleri boşa çıkarıyor. Bu dava sadece mütedeyyin veya muhafazakar kesimin değil, aynı zamanda herkesin ve her kesimin imani, itikadi ve vicdani davası olmalıdır. Gazze'de yaşanan vahşeti tel'in etmek için tüm Mardin halkı meydanlarda olması gerekiren, maalesef yapılan her programda bu vahşet az bir kesim tarafından tel'in ediliyor. Konu Gazze olunca birbirimizle olan çekişmelerimizi bir kenara bırakıp, tek yürek olup, Gazzeli kardeşlerimizin yanında olmalıyız.  Bence Filistin'i, Gazze'yi ve kutsal değerimiz olan Mescid-i Aksa'yı şahsi emellerimize alet etmemeliyiz. Bu davayı ferdileştirmemeliyiz. Şimdi çekişme zamanı değil, birleşme zamanıdır. İdeolojilerimizi, içten pazarlıklarımızı elinizin tersiyle bir kenara itip, orada vahşice katledilen mahsun çocukların feryadını duyma zamanıdır. Yürekleri dağlanan annelerin, babaların haykırışlarını duyma zamanıdır. Onların çaresizliklerine çare olma zamanıdır. Biz hep ayrıştırıldık, yalnızlaştırıldık ve hatta bencilleştirildik. Bir araya gelmemek için yabancılaştırıldık. Bu zincirleri kırmadan bir araya gelemeyiz. Gazze'de, Filistin'de insanlık ölürken biz burada yaşadığımızı mı zannediyoruz? Beynimizdeki prangalar kırılmadıkça Filistin'in, Gazze'nin, Mescid- Aksa'nın özgürleşeceğini mi zannediyoruz? Gaflet uykusundan uyanmadıkça bu dava hep hayallerde ve rüyada kalacaktır.  Başta Mardin halkı olmak üzere STK'larımızla, kanaat önderlerimizle,  muhtarlarımızla, odalarımızla, vakıflarımızla, sendikalarımızla, siyasetçilerimizle velhasıl toplumun tüm dinamikleriyle hür bir seda ile "Özgür Filistin" diye haykırmalıyız. Bu dava bizim değilse ya kimin davasıdır..!
Ekleme Tarihi: 05 Eylül 2024 - Perşembe

Gazze Kimin Davası..?

7 Ekim'de Aksa Tufanı ile başlayan Gazze katliamları, bütün dünyanın gözü önünde tüm vahşetiyle devam ederken, rakamlara hapsedilen bu katliamlarda aslında 40-50 bin mazlum değil, Gazze'de bu güne kadar her gün yaklaşık 2 milyar Müslümanın yanında aslında tüm insanlık ölüyor.

Filistin'de, Gazze'de yaşanan vahşet 11 ayını doldururken, bir kaç ülke dışında neredeyse tüm dünya başını kuma gömmüş, yaşanan bu insanlık suçunu görmezden geliyor. Tüm dünyada hal böyleyken, Mardin'de Gazze ve Filistin için neler yapılıyor?

Mardin'de, Gazze ve Filistin için yapılanlar her ne kadar görünmüyorsada aslında Mardin STK Kudüs Platformu tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında bugüne kadar yapılan yürüyüşler, Ribat (dua) geceleri, basın açıklamaları ve çeşitli etkinliklerle sınırlı kalıyor. Unutma unutturma şiarıyla yapılan bu gibi programlar Gazze'de yaşananlar için yetiyor mu? Tâbii ki de hayır..!

Gönül isterdi ki Gazze için Filistin için daha çok şeyler yapılsın. Yapılsın ama  bu sadece Kudüs Platformu ile belirli bazı STK'ların katılımıyla sınırlı kalmasın. Bence Filistin davası bir ideolojik dava değildir. Belirli bir kitlenin yada herhangi bir topluluğun davası da değildir. Bu bir insanlık davasıdır. Çünkü orada insanlık ölüyor. Ve en önemlisi orada anneler, babalar ve çocuklar vahşice katlediliyor. Hayatta kalanlar göçebe hayatı yaşıyor. İsrail hapishanelerinde olanlar ise en ağır işkencelere tabi tutuluyor.

Buna rağmen Mardin'de yapılan tüm etkinliklere bilindiği üzere hep aynı kesimden insanlar katılıyor. Bir programın hazırlanmasında büyük emekler harcanırken katılımın az olması bu emekleri boşa çıkarıyor. Bu dava sadece mütedeyyin veya muhafazakar kesimin değil, aynı zamanda herkesin ve her kesimin imani, itikadi ve vicdani davası olmalıdır. Gazze'de yaşanan vahşeti tel'in etmek için tüm Mardin halkı meydanlarda olması gerekiren, maalesef yapılan her programda bu vahşet az bir kesim tarafından tel'in ediliyor. Konu Gazze olunca birbirimizle olan çekişmelerimizi bir kenara bırakıp, tek yürek olup, Gazzeli kardeşlerimizin yanında olmalıyız. 

Bence Filistin'i, Gazze'yi ve kutsal değerimiz olan Mescid-i Aksa'yı şahsi emellerimize alet etmemeliyiz. Bu davayı ferdileştirmemeliyiz. Şimdi çekişme zamanı değil, birleşme zamanıdır. İdeolojilerimizi, içten pazarlıklarımızı elinizin tersiyle bir kenara itip, orada vahşice katledilen mahsun çocukların feryadını duyma zamanıdır. Yürekleri dağlanan annelerin, babaların haykırışlarını duyma zamanıdır. Onların çaresizliklerine çare olma zamanıdır.

Biz hep ayrıştırıldık, yalnızlaştırıldık ve hatta bencilleştirildik. Bir araya gelmemek için yabancılaştırıldık. Bu zincirleri kırmadan bir araya gelemeyiz. Gazze'de, Filistin'de insanlık ölürken biz burada yaşadığımızı mı zannediyoruz? Beynimizdeki prangalar kırılmadıkça Filistin'in, Gazze'nin, Mescid- Aksa'nın özgürleşeceğini mi zannediyoruz? Gaflet uykusundan uyanmadıkça bu dava hep hayallerde ve rüyada kalacaktır. 

Başta Mardin halkı olmak üzere STK'larımızla, kanaat önderlerimizle,  muhtarlarımızla, odalarımızla, vakıflarımızla, sendikalarımızla, siyasetçilerimizle velhasıl toplumun tüm dinamikleriyle hür bir seda ile "Özgür Filistin" diye haykırmalıyız. Bu dava bizim değilse ya kimin davasıdır..!

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.