Mustafa ERKAR
Köşe Yazarı
Mustafa ERKAR
 

Herkes hak ettiği yerde mi..?

Her zaman kafamı kurcalayan bu konu üzerinde yaptığım araştırmalar sonucunda anladım ki gerçekten birçok kişi hak ettiği yerde değildir.  Bu konuda liyakatın önemli olduğuna inananlardanım. Liyakatsız kişilerin işin başına gelmesi, makam alması hem maddi hem manevi hemde topluma büyük zararları dokunuyor.  Toplumumuzda "Ben her işi yaparım" sözü yaygındır. Bu söz bana şunu hatırlatıyor, "Her yerde olan, hiç bir yerde değildir" ve bu hakikattede öyledir. Bürokraside, cemiyetlerde, derneklerde, vakiflarda koşuşturan insanları görüyorum, kendince çok şeyler yaptığını sanıyor ama gerçeğe baktığınızda yaptığı iş havanda dövülen suya benziyor. (Bazılarını tenzih ediyorum) Ve hiç kimse (–Ben bu işte verimsizim,  bana verilen bu görevi layıkıyla yerine getiremiyorum) demiyor, diyenlerinde parmak sayısını geçmediğini görüyorum.  Hatta bazı şahsiyetler kendilerine hasbelkader tevdi edilen görevlerde adeta kazık çakıyorlar. Metal yorgunluğunu bir kenara itip, makam ve mevkiden elde ettikleri ego, çıkar ve menfaatlerini ön planda tutuyorlar. Bu ısrarlı tutumları hem kendilerine hemde yaşadıkları çevreye büyük zararları oluyor ama farkında değiller. Belkide farkındalar da böyle yaşamayı gaye edinmişler.  Tabi yaşadıkları çevre onlara neden bu imkanı sunuyor onuda anlamış değilim. Bu toplumun bunca sorunu varken sorumluluk sahibi şahsiyetlerin neden bu kadar bir birleriyle uğraştığını da anlamış değilim. Birbirleriyle uğraşacakları yerde şehirle, yaşadıkları çevreyle ilgilenselerdi eminim ki her şey yerli yerinde olurdu ve her şey hakkettiği yerde olurdu.  "–Kişi odur ki bıraka eser, eser olmadığı yerde yeller eser." sözü beni gerçekten cezbediyor. Oturduğu toplumlarda mangalda kül bırakmayan insanlar sahaya gelince hiç bir eserlerinin olmadığını görüyorum. Bu işi yapamıyorsan makam, mevki, koltuk işgal etme. Bu insanların beklentileri var. Kendi çıkarların uğruna bu toplumu, bu şehri, bu çevreyi heba etme. Miadın doldu mu gitmeyi bileceksin. Zorlamaya gerek yok! Yapamıyorsan affını dileyeceksin, jübileni zamanında yapacaksın ki ileride belki de hayırla yad edileceksin. Tercih senin...  Selam ve dua ile...
Ekleme Tarihi: 25 June 2025 - Wednesday

Herkes hak ettiği yerde mi..?

Her zaman kafamı kurcalayan bu konu üzerinde yaptığım araştırmalar sonucunda anladım ki gerçekten birçok kişi hak ettiği yerde değildir. 

Bu konuda liyakatın önemli olduğuna inananlardanım. Liyakatsız kişilerin işin başına gelmesi, makam alması hem maddi hem manevi hemde topluma büyük zararları dokunuyor. 

Toplumumuzda "Ben her işi yaparım" sözü yaygındır. Bu söz bana şunu hatırlatıyor, "Her yerde olan, hiç bir yerde değildir" ve bu hakikattede öyledir. Bürokraside, cemiyetlerde, derneklerde, vakiflarda koşuşturan insanları görüyorum, kendince çok şeyler yaptığını sanıyor ama gerçeğe baktığınızda yaptığı iş havanda dövülen suya benziyor. (Bazılarını tenzih ediyorum) Ve hiç kimse (–Ben bu işte verimsizim,  bana verilen bu görevi layıkıyla yerine getiremiyorum) demiyor, diyenlerinde parmak sayısını geçmediğini görüyorum. 

Hatta bazı şahsiyetler kendilerine hasbelkader tevdi edilen görevlerde adeta kazık çakıyorlar. Metal yorgunluğunu bir kenara itip, makam ve mevkiden elde ettikleri ego, çıkar ve menfaatlerini ön planda tutuyorlar. Bu ısrarlı tutumları hem kendilerine hemde yaşadıkları çevreye büyük zararları oluyor ama farkında değiller. Belkide farkındalar da böyle yaşamayı gaye edinmişler. 

Tabi yaşadıkları çevre onlara neden bu imkanı sunuyor onuda anlamış değilim. Bu toplumun bunca sorunu varken sorumluluk sahibi şahsiyetlerin neden bu kadar bir birleriyle uğraştığını da anlamış değilim. Birbirleriyle uğraşacakları yerde şehirle, yaşadıkları çevreyle ilgilenselerdi eminim ki her şey yerli yerinde olurdu ve her şey hakkettiği yerde olurdu. 

"–Kişi odur ki bıraka eser, eser olmadığı yerde yeller eser." sözü beni gerçekten cezbediyor. Oturduğu toplumlarda mangalda kül bırakmayan insanlar sahaya gelince hiç bir eserlerinin olmadığını görüyorum. Bu işi yapamıyorsan makam, mevki, koltuk işgal etme. Bu insanların beklentileri var. Kendi çıkarların uğruna bu toplumu, bu şehri, bu çevreyi heba etme. Miadın doldu mu gitmeyi bileceksin. Zorlamaya gerek yok! Yapamıyorsan affını dileyeceksin, jübileni zamanında yapacaksın ki ileride belki de hayırla yad edileceksin. Tercih senin... 
Selam ve dua ile...

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.