Mustafa ERKAR
Köşe Yazarı
Mustafa ERKAR
 

YİNE BİR YAZ MEVSİMİ, YİNE ANIZ MERASİMİ

Her yıl Mezopotamya’nın verimli topraklarında yapılan hasat mevsiminin ardından ikinci bir ürüne geçebilmeleri için çiftçilerimizde bir hastalık haline gelen anız yakma olayı, gerçekten bölgenin ve ilimizin önemli sorunlarından biri haline gelmiştir. Her mevsim tarımsal faaliyetlerin ardından toprağın üzerinde kalan canlı tabakanın yakılarak yok edilmesi olayına ‘Anız’ deniliyor. Bölgemizde tarımla uğraşan çiftçilerimiz, birinci hasadın ardından ikinci ürüne hızlı bir şekilde geçebilmek, toprağı daha kolay işlemek ve ekeceği ürünü kısa yoldan ulaşmak için her yıl anız yakmakla birlikte birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Evet, yine bir yaz mevsimi yine anız merasimi dedik. Bana göre anız yakmak başlı başına bir sorundur. Bu sorunun üstesinden gelebilmek için bence yetkili makamlar tarafından caydırıcı ceza-i müeyyidelerin en ağırını uygulamak gerekiyor. Bu yazımı hasbelkader okuyacak olan çiftçi kardeşlerim bana çok kızacaklarına inanıyorum. Ama bu meselenin kızmakla değil, meselenin mahiyetine inmekle anlaşılacağı kanaatindeyim. Bu suçu işleyen çiftçilerin 2872 sayılı Çevre kanunun ’un 20. maddesi uyarınca dekar başına belirli para cezası uygulanmaktadır. Bu idari cezaya baktığımız zaman ne kadar caydırıcı olduğunu sizlere bırakıyorum. Hal böyle iken bu suçu işleyen çitçilerimizi tam anlamıyla suçlamak, o da başlı başına bir sorun. Birçok çiftçi ya komşu tarladan gelen kıvılcımla ya da yoldan geçen araçlardan atılan sigara izmaritleri sonucunda tarlasının yandığını iddia etmekte. Hatta en son çıkan haberlerde tarlada iş yapan biçer döverler yada traktörlerin yanmasıyla veya tarlaların yakınlarında bulunan elektrik trafolarında meydana gelen yangınlar sonucunda bu gibi olumsuzlukların yaşandığı iddia edilmektedir. Her ne kadar Jandarma, Emniyet, Gıda Tarım ve Hayvancılık, Orman İşletme, Çevre ve Şehircilik teşkilatları anız yakma olayını yakından takip ediyorsa da yıllardır hala bunun önüne geçilememiş olması çok manidardır. Her anız yakma olayından sonra civardan geçen karayolların da görüş mesafesi engellenmekte, bununla birlikte bu duman kitlesi birçok kazalara davetiye çıkarmakta ve bu kazalar sonucunda birçok anne gözü yaşlı, çocuklar yetim kalmaktadır. Yakın çevrede yaşayan vatandaşların sağlığını tehdit ederek, astım, bronşit ve Kronik Akciğer Hastalığı (KOAH) gibi kronik hastalığa duçar olan vatandaşlarımızın yaşamlarını zora sokmaktadır. Yerleşim yerlerine yakın olan tarlalarda yakılan anızın, maddi ve manevi boyutuna geçerek değerli zamanınızı almak istemiyorum. Madalyonun bu yüzünü sizlerin takdirine bırakıyorum. Evet, buraya kadar anızın toplum ve doğa üzerindeki zararlarını anlattık. Bu suçu işleyen şahıslar üzerinden yorumlar yaptık. Peki, hasat mevsimi gelmeden önce, konuyla ilgili etkili ve yetkili kurumlarımız bu işin neresinde yer almaktadır. Bu kurumlar, çiftçilerimize anızın zararları hakkında seminerler, konferanslar ya da tanıtım broşürleriyle kaç çiftçimize ulaşabilmekte.  Bu konuda her kes üzerine düşeni yapmalı ve bu verimli topraklarımızı en iyi şekilde korumalıdır. Son yıllarda yaşanan gıda sıkıntıları göz önünde bulundurarak, topraklarımıza ve tarımımıza daha hassas davranılmalıdır. Unutulmamalıdır ki her anız yakmada topraklarımız on santimetreden fazla zarar görmekte ve işlevini kaybetmektedir. Buda hem çiftçimize hem de ülke ekonomisine büyük zararlar vermektedir.
Ekleme Tarihi: 21 Haziran 2022 - Salı

YİNE BİR YAZ MEVSİMİ, YİNE ANIZ MERASİMİ

Her yıl Mezopotamya’nın verimli topraklarında yapılan hasat mevsiminin ardından ikinci bir ürüne geçebilmeleri için çiftçilerimizde bir hastalık haline gelen anız yakma olayı, gerçekten bölgenin ve ilimizin önemli sorunlarından biri haline gelmiştir.

Her mevsim tarımsal faaliyetlerin ardından toprağın üzerinde kalan canlı tabakanın yakılarak yok edilmesi olayına ‘Anız’ deniliyor. Bölgemizde tarımla uğraşan çiftçilerimiz, birinci hasadın ardından ikinci ürüne hızlı bir şekilde geçebilmek, toprağı daha kolay işlemek ve ekeceği ürünü kısa yoldan ulaşmak için her yıl anız yakmakla birlikte birçok sorunu da beraberinde getiriyor.

Evet, yine bir yaz mevsimi yine anız merasimi dedik. Bana göre anız yakmak başlı başına bir sorundur. Bu sorunun üstesinden gelebilmek için bence yetkili makamlar tarafından caydırıcı ceza-i müeyyidelerin en ağırını uygulamak gerekiyor. Bu yazımı hasbelkader okuyacak olan çiftçi kardeşlerim bana çok kızacaklarına inanıyorum. Ama bu meselenin kızmakla değil, meselenin mahiyetine inmekle anlaşılacağı kanaatindeyim.

Bu suçu işleyen çiftçilerin 2872 sayılı Çevre kanunun ’un 20. maddesi uyarınca dekar başına belirli para cezası uygulanmaktadır. Bu idari cezaya baktığımız zaman ne kadar caydırıcı olduğunu sizlere bırakıyorum. Hal böyle iken bu suçu işleyen çitçilerimizi tam anlamıyla suçlamak, o da başlı başına bir sorun. Birçok çiftçi ya komşu tarladan gelen kıvılcımla ya da yoldan geçen araçlardan atılan sigara izmaritleri sonucunda tarlasının yandığını iddia etmekte. Hatta en son çıkan haberlerde tarlada iş yapan biçer döverler yada traktörlerin yanmasıyla veya tarlaların yakınlarında bulunan elektrik trafolarında meydana gelen yangınlar sonucunda bu gibi olumsuzlukların yaşandığı iddia edilmektedir.

Her ne kadar Jandarma, Emniyet, Gıda Tarım ve Hayvancılık, Orman İşletme, Çevre ve Şehircilik teşkilatları anız yakma olayını yakından takip ediyorsa da yıllardır hala bunun önüne geçilememiş olması çok manidardır. Her anız yakma olayından sonra civardan geçen karayolların da görüş mesafesi engellenmekte, bununla birlikte bu duman kitlesi birçok kazalara davetiye çıkarmakta ve bu kazalar sonucunda birçok anne gözü yaşlı, çocuklar yetim kalmaktadır.

Yakın çevrede yaşayan vatandaşların sağlığını tehdit ederek, astım, bronşit ve Kronik Akciğer Hastalığı (KOAH) gibi kronik hastalığa duçar olan vatandaşlarımızın yaşamlarını zora sokmaktadır. Yerleşim yerlerine yakın olan tarlalarda yakılan anızın, maddi ve manevi boyutuna geçerek değerli zamanınızı almak istemiyorum. Madalyonun bu yüzünü sizlerin takdirine bırakıyorum.

Evet, buraya kadar anızın toplum ve doğa üzerindeki zararlarını anlattık. Bu suçu işleyen şahıslar üzerinden yorumlar yaptık. Peki, hasat mevsimi gelmeden önce, konuyla ilgili etkili ve yetkili kurumlarımız bu işin neresinde yer almaktadır. Bu kurumlar, çiftçilerimize anızın zararları hakkında seminerler, konferanslar ya da tanıtım broşürleriyle kaç çiftçimize ulaşabilmekte. 

Bu konuda her kes üzerine düşeni yapmalı ve bu verimli topraklarımızı en iyi şekilde korumalıdır. Son yıllarda yaşanan gıda sıkıntıları göz önünde bulundurarak, topraklarımıza ve tarımımıza daha hassas davranılmalıdır. Unutulmamalıdır ki her anız yakmada topraklarımız on santimetreden fazla zarar görmekte ve işlevini kaybetmektedir. Buda hem çiftçimize hem de ülke ekonomisine büyük zararlar vermektedir.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.