Mehmet Beşir Ayanoğlu
Köşe Yazarı
Mehmet Beşir Ayanoğlu
 

SOSYAL MEDYA VE KAKOFONİ

Facebook, İnstagram, YouTube, Twiterr, Tiktok ve bilemediğimiz nice sosyal medya ağı. Milyarlarca insan milyarlarca paylaşımı bu mecralarda paylaşmakta ve her bir dünya vatandaşı bu kanallarla kendini ifade etmeye çalışmaktadır.  Bu kadar paylaşım ve yayının yapıldığı bir alanda kakofoni’in olmaması mümkün değildir.  Kakofoni ses uyumsuzluğudur. Keşmekeşliktir. Müzikte kafayı tırmalayan ses cümbüşüdür. Bu sebeple bu kadar paylaşım ve yayın içerisinde insanoğlunun kafasının karışmaması mümkün değildir.  Günümüz insanın artık hayattan tad almaması, yaşama bir değer atfetmemesi, zevk almaması, kafasının karışık olması bu paylaşım mecralarının yadsınamaz bir gerçeği var. YouTube girdiğinizde bir mesele ile ilgili binlerce videoya ulaşmanız mümkün ve her bir video kendi felsefi veya inancı çerçevesinde olayı yorumlamaktadır.  Twiterr’da her bir paylaşım sözcüklerin ve kelimelerin adeta takla attırılarak paylaşıldığı görülmektedir.  Facebook kişisel bir paylaşım aracı olarak insanların günlük hallerinden paylaşım ile ön plana çıkmaktadır. İnstagram daha çok gençlerin modern hallerinin paylaşıldığı kısa videolarla kendini göstermektedir.  Bütün bu karmaşa içerisinde, bu kadar yoğun paylaşım ve videonun insanın varlık dünyasının ters yüz edildiği ve hayatın çok karmaşaya dönüştüğü maalesef izleyerek görüyoruz.  Bunun çözümü ne olur, insanoğlu bu yoğun paylaşım bombardımanı altında kendini nasıl korur ne yapar halen cevabı net verilmiş bir soru  değildir.  Bilginin bu kadar çabuk yaygınlaşması ve hızla bütün dünyaya yayılması iyi bir şey mi yoksa insan hayatının alt üst oluşuna zemin mi hazırlamaktadır? Bu sorunun da cevabının verilmesi gerekir. Maalesef bu kadar yoğun paylaşım bombardımanı altında insanoğlu olgudan daha çok algılarla yaşamaya başlamıştır.  Aklın teşevvüş (karmaşık) hali ve aklın tutulma hali kendini göstermektedir.  İnsanoğlu sosyal bir varlıktır. Sanal dünyanın icadından beri kendi öz benliğini unutmuştur. Sosyal mecrada yaptığı canlı yayınlarda kendi gerçek hisslerini ve yüzünü perdelemektedir. Böylece ikircikli bir ruh da ortaya çıkmaktadır. Sosyal medyasız bir dünya artık mümkün değildir. Ama sosyal bir varlık olan insan için bunun insani sınırlarının belirlenmesi gerekir. Yoksa 22. Yüzyılda insan varlığının sanal alemde matevörste kaybolduğu yüz yıl olacaktır. Kakofonisiz bir sosyal medya temennisiyle.
Ekleme Tarihi: 23 Temmuz 2022 - Cumartesi

SOSYAL MEDYA VE KAKOFONİ

Facebook, İnstagram, YouTube, Twiterr, Tiktok ve bilemediğimiz nice sosyal medya ağı.
Milyarlarca insan milyarlarca paylaşımı bu mecralarda paylaşmakta ve her bir dünya vatandaşı bu kanallarla kendini ifade etmeye çalışmaktadır. 
Bu kadar paylaşım ve yayının yapıldığı bir alanda kakofoni’in olmaması mümkün değildir. 
Kakofoni ses uyumsuzluğudur. Keşmekeşliktir. Müzikte kafayı tırmalayan ses cümbüşüdür.
Bu sebeple bu kadar paylaşım ve yayın içerisinde insanoğlunun kafasının karışmaması mümkün değildir. 
Günümüz insanın artık hayattan tad almaması, yaşama bir değer atfetmemesi, zevk almaması, kafasının karışık olması bu paylaşım mecralarının yadsınamaz bir gerçeği var.
YouTube girdiğinizde bir mesele ile ilgili binlerce videoya ulaşmanız mümkün ve her bir video kendi felsefi veya inancı çerçevesinde olayı yorumlamaktadır. 
Twiterr’da her bir paylaşım sözcüklerin ve kelimelerin adeta takla attırılarak paylaşıldığı görülmektedir. 
Facebook kişisel bir paylaşım aracı olarak insanların günlük hallerinden paylaşım ile ön plana çıkmaktadır. İnstagram daha çok gençlerin modern hallerinin paylaşıldığı kısa videolarla kendini göstermektedir. 
Bütün bu karmaşa içerisinde, bu kadar yoğun paylaşım ve videonun insanın varlık dünyasının ters yüz edildiği ve hayatın çok karmaşaya dönüştüğü maalesef izleyerek görüyoruz. 
Bunun çözümü ne olur, insanoğlu bu yoğun paylaşım bombardımanı altında kendini nasıl korur ne yapar halen cevabı net verilmiş bir soru  değildir. 
Bilginin bu kadar çabuk yaygınlaşması ve hızla bütün dünyaya yayılması iyi bir şey mi yoksa insan hayatının alt üst oluşuna zemin mi hazırlamaktadır? Bu sorunun da cevabının verilmesi gerekir.
Maalesef bu kadar yoğun paylaşım bombardımanı altında insanoğlu olgudan daha çok algılarla yaşamaya başlamıştır. 
Aklın teşevvüş (karmaşık) hali ve aklın tutulma hali kendini göstermektedir. 
İnsanoğlu sosyal bir varlıktır. Sanal dünyanın icadından beri kendi öz benliğini unutmuştur. Sosyal mecrada yaptığı canlı yayınlarda kendi gerçek hisslerini ve yüzünü perdelemektedir. Böylece ikircikli bir ruh da ortaya çıkmaktadır.
Sosyal medyasız bir dünya artık mümkün değildir. Ama sosyal bir varlık olan insan için bunun insani sınırlarının belirlenmesi gerekir. Yoksa 22. Yüzyılda insan varlığının sanal alemde matevörste kaybolduğu yüz yıl olacaktır.
Kakofonisiz bir sosyal medya temennisiyle.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.