İSRÂİL SÛRİYE'DEKİ KONTROLÜNÜ GENİŞLETMEYE ÇALIŞIYOR / SIRALANAN NEDENLER SAHTE DEVLETİN TERÖR SALDIRILARI İÇİN BİR BAHÂNE
İSRÂİL SÛRİYE'DEKİ KONTROLÜNÜ GENİŞLETMEYE ÇALIŞIYOR / SIRALANAN NEDENLER SAHTE DEVLETİN TERÖR SALDIRILARI İÇİN BİR BAHÂNE
İTsrâil rejimi, dün Sûriye'deki bazı bölgelere düzenlediği saldırıların amacının hudut mıntıkasını sivillerin kontrolünde tutmak ve ülkedeki Dürzi toplumunu korumak olduğunu açıklasa da bölge halkı, İTsrâil ordusunun bu bahaneyi, SÛRİYE'nin güneyinde işgal ettiği bölgelerin ötesine genişlemek için kullandığına hem inanıyor hem de bunu BİLİYOR.
İtalyan basın ajansı Askanews'in Uluslararası muhabirine göre; İTsrâil çeteleri SÛRİYE askerî mevzilerine hava saldırıları düzenledi ve saldırıların güya hudut bölgesini sivillerin kontrolünde tutmak ve DÜRZİ toplumunu korumak amacıyla gerçekleştirildiğini duyurdu. Siyonist rejimin varlığı, bölgenin silahsızlanmasına yol açarken, aynı zamanda Sûriyelilerin haklarının da tamamen ihlal edilmesine neden oldu.
Hatta İTsrâil’in insanlıktan nasibi olmayan Savunma Bakanı Israel Katz, hükûmet güçlerinin çoğunluğu Dürzi olan Süveyda kentinden çekilmemesi halinde İTsrâil ordusunun SÛRİYE'ye saldırmaya devam edeceğini söylüyor.
Terör örgütü üyesi KATZ, yaptığı açıklamada;
"İTsrâil ordusu, SÛRİYErejim güçleri mıntıkadan çekilinceye kadar saldırılarını sürdürecek ve mesaj anlaşılmadığı takdirde rejime karşı tepkisini kısa sürede artıracak" dedi.
Ateşkesin ilan edilmesinden sadece birkaç saat sonra, bu sabah güneydeki kentte SÛRİYE hükûmet güçleri ile yerel DÜRZİ savaşçılar arasındaki çatışmalar yeniden başlarken, bu mesaj yayımlandı.
Sûriye Savunma Bakanlığı, el-Cezire'ye yaptığı açıklamada, “Yasadışı grupların şehirdeki hükûmet güçlerine saldırarak ateşkesi ihlal ettiğini bildirdi. Yerel haber ajansı Süveyda 24, Süveyda ve çevresindeki köylerin yoğun topçu ve havan ateşi altında olduğunu” bildirdi.
Sûriye İçişleri Bakanlığı, “SÜVEYDA kentindeki iç güvenlik komutanının, şehrin çok sayıda din adamı ve ileri gelenleriyle bir araya geldiğini, halkın talebi ve barış ortamının güçlendirilmesi amacıyla kent içinde güvenlik noktaları kurulması ve askerî teçhizatın dışarı çıkarılması konusunda mutabakata varıldığını” duyurdu.
Bakanlık, bu mutabakatların kısa sürede ihlal edildiğini ve "kanunsuz silahlı gruplar" olarak adlandırdıkları grupların bir kez daha polis güçlerine yönelik sürpriz saldırılar düzenlediğini belirtti.
Sûriye İçişleri Bakanlığı, “İTsrâil savaş uçaklarının bu gruplara destek amacıyla hava saldırıları düzenlediğini ve güvenlik güçleri ile askerî kuvvetlerin mevzilerini hedef aldığını, bunun neticesinde çok sayıda SÛRİYE iç güvenlik gücü ve ordu mensubunun ŞEHİT olduğunu” duyurdu.
Öte yandan SÜVEYDA İç Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Ahmed Heysem ed-Dâlâtî/أحمد هيثم الدالاتي, düzenin sağlanması ve güvenliğin sağlanması için güvenlik güçlerinin şehre girmesinin zorunlu olduğunu açıkladı.
Eleştirmenler, “İTsrâil teröristlerinin DÜRZİ TOPLUMUNU KORUMA BAHANESİYLE SURİYE'DEKİ HEDEFLERE SALDIRDIĞINI ve kontrolünü GÜNEY SÛRİYE'de işgal ettiği alanların ötesine genişlettiğini” söylüyor.
Peki, DÜRZİLER Kimlerdir?
Dürzi inancı İsmâililikten kaynaklansa da DÜRZİLER kendilerini MÜSLÜMAN olarak görmez. Arap dili ve kültürünü kimliklerinin ayrılmaz bir parçası olarak görürler ve Arapça birincil dilleridir.
Dürzi dini öğretilerinin çoğu gizlidir ve dine dışarıdan gelenlerin kabulüne izin verilmez. Dinler arası evlilikler nadirdir ve kesinlikle yasaktır. Dinin sırlarını koruyan "AKKÂL" olarak bilinen din adamları ile dünyevi işlerle uğraşan "CEHHÂL" tanımlanan sıradan insanlar arasında ayrım yaparlar. Dürziler, reenkarnasyon döngüsünü tamamladıktan sonra ruhun evrensel akılla bir olduğuna inanır.
Resâilü’l-Hikme/ رسائل الحکمه Dürzi inancının TEMEL metnidir. Şiâ’nın bir kolu olan İsmâiliyye'den kaynaklanmıştır.
Gnostisizm, Yeni Platonculuk, Mazdeizm, Maniheizm ve Pisagorculuk gibi çeşitli geleneklerden etkilenmiştir. Bu etkiler, kutsal metinlerin ezoterik bir yorumu yoluyla aklın ve gerçeği söylemenin önemini vurgulayan belirgin ve okült bir teolojiye yol açmıştır.
Dürziler, 800.000 ila bir milyon takipçisi olan Şâm’daki başlıca dini gruplardan biridir. Çoğunlukla Lübnân, Sûriye ve İTsrâil'de yaşarlar.
ÜRDÜN'de ise daha küçük toplulukları vardır. Dürziler, LÜBNÂN nüfûsunun %5,5'ini, SÛRİYE nüfusunun %3'ünü ve İTsrâil nüfûsunun %1,6'sını oluşturur. En eski ve en kalabalık Dürzi toplulukları, LÜBNÂN DAĞI'nda ve GÜNEY SÛRİYE'de, Cebel Dürzi (Dürzi Dağı) çevresinde yer almaktadır.
DÜRZİLERİN Siyâsî Rolü:
Dürzilerin çoğunluğu Lübnân, Sûriye, Filistin, Ürdün ve İTsrâil'in dağlık bölgelerinde yoğunlaşmıştır.
Sûriye'deki nüfuslarının yaklaşık 700 bin olduğu tahmin ediliyor. Bunların büyük çoğunluğu ülkenin güneyinde, ana üsleri olan Süveyda eyaletinde yaşıyor.
Ayrıca ŞÂM yakınlarındaki Ceremânâ ve Sahnâyâ kasabalarında da varlık gösteriyorlar. Ülkenin kuzeybatısındaki İDLİB'de sınırlı bir varlıkları var.
Celîle, Kermel Dağı ve işgal altındaki Golan Tepeleri'nde 20'den fazla köye dağılmış durumdalar. Merkezi İstatistik Bürosu'na göre ise İsrail vatandaşlarının sayısı 153.000'dir ve Golan Tepeleri'nde yaklaşık 23.000 kişi yaşıyor. Bu kişilerin büyük çoğunluğu İTsrâil'de daimi ikamet eden kişilerden oluşuyor.
İTsrâil'deki Dürzi Miras Merkezi'ne göre, Siyonist rejim bu topluluğu "kendi bağımsız mahkemeleri ve manevi liderliği olan ayrı bir varlık" olarak tanıyor.
Ortadoğu'da azınlık olmalarına rağmen Dürzilerin "bölgenin siyâsî ve sosyal hayatında, iktisâdî ve içtimâî meselelerinde ehemmiyetli ve bazen öncü bir rol oynadıklarını" belirtmek gerekir.
İTsrâil'deki bazı analistlere göre Dürziler hükûmete tamamen entegre olmuş durumdalar ve orduda görev alıyorlar, bu da onlara hükûmette daha fazla nüfûz sağlıyor.
SÛRİYE'de çatışmanın patlak vermesinin ardından Dürziler, çatışmanın sonuçlarından uzak durdular. Genellikle rejime karşı silaha sarılmadılar ve birkaç istisna dışında muhalefete katılmadılar. Ancak, bulundukları bölgelerdeki çeşitli silahlı grupların parçası olan Dürziler, Beşşâr Esed'in devrilmesinden sonra iktidara gelen yeni yetkililerle henüz bir anlaşmaya varamadı.
Siyasi bir çatışmanın ortasında, son olaylara ilişkin tutumlar farklıydı. Sûriye'de yeni hükûmetin iktidara gelmesinden bu yana, özellikle İTsrâil'in varlığı nedeniyle bölgedeki çatışmalar arttı.
LÜBNÂN’ın İlerici Sosyalist Partisi’nin Genel Başkanı ve Dürzi topluluğunun en tanınmış lideri Velid CANBOLAT, mezhebin Müslümanlarla "sonsuz bir savaşa" sürüklenmemesi konusunda uyarıda bulunurken, dini otoriteler ve Sûriye Dürzi askerî grupları, mezhebin ülkenin "ayrılmaz bir parçası" olduğunu vurguladı. Buna karşılık, Sûriyeli din adamları ve İTsrâil'deki Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Muvaffak Tarîf, Sûriye Dürzilerinin korunması çağrısında bulundu.
SÜVEYDÂ'daki son gelişmeler ve İTsrâil'in Sûriye güvenlik ve askerî güçlerine ait mevzilere yönelik hava saldırıları göz önüne alındığında, daha evvel temkinli bir yaklaşım sergileyen ve İTsrâil ile gerginliği azaltma isteğini dile getiren bazı ŞÂM yetkililerinin algılarının aksine, Siyonist rejimin artık kimseye merhamet göstermeyeceğini anlaması gerektiği gerçeği bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Artık mevcut Sûriye Devlet Başkanı, bu rejimin SÛRİYE topraklarına göz diktiğini fark etmiş olmalı.
Görünürde bir uzlaşma sağlansa veya diyalog kurulsa bile, SÛRİYE toprak ve egemenliğine yönelik hırs devam edecek ve İTsrâil'in nüfûz, iç istikrarsızlık ve silahlı gruplara destek üzerine kurulu politikaları sürecektir.