NETANYAHU'NUN AF TALEBİ / ŞEYTAN AZAPTA GEREK!

KIR'ATIM GÜNCEL HABERLER (KIRATIM HABER) - KIR'ATIM GAZETESİ |
 

NETANYAHU'NUN AF TALEBİ / ŞEYTAN AZAPTA GEREK!

Son senelerde İsrâil Başbakanı Binyamin Netanyahu aleyhindeki YOLSUZLUK davaları, işgal altındaki topraklardaki en tartışmalı siyasi meselelerden biri haline geldi.
 Bu davalar, Netanyahu'nun politik duruşunu gölgede bırakmakla kalmadı, aynı zamanda kamuoyunun güvenini, siyasi kutuplaşmayı ve rejimin yargı sisteminin geleceğini de derinden etkiledi.            Artan hukuki ve siyasi baskıyla birlikte, Netanyahu'nun resmi AF TALEBİ davayı kritik bir aşamaya getirdi. Netanyahu, Pazar günü Cumhurbaşkanı İzak Herzog'a yazdığı bir mektupta, davasının hükmünün ertelenmesi için İHTİYATİ AF talep etti.            Siyonist KÂTİL mektubunda, Yargılamanın Devam Etmesinin "Toplumda Bölünme ve Ayrışmaya Yol Açacağını, Af Çıkarılmasının Ulusal Birliği Sağlayıp Gerginlikleri Azaltabileceğini ve İsrâil'in Siyasi-Güvenlik Sorunlarına Odaklanabileceğini” ileri sürdü.            Netanyahu, affını gerekçelendirirken, “ORTADOĞU'da Önümüzdeki Aylarda Sıra Dışı Gelişmeler Yaşanacağını, Bu Konunun Kapsamlı Hazırlıklar, Diplomatik Çabalar ve 7/24 Güvenlik Gerektireceğini” iddia etti.   Netanyahu, affı karşılığında, "Kamu Yararına" olduğunu söylediği talebinin kabul edilmesi halinde tartışmalı yargı reformlarını geri çekmeyi teklif etti.      YOLSUZLUK DAVASI: Netanyahu'nun Aşil Topuğu            Netanyahu, 2020'den bu yana “Rüşvet, Dolandırıcılık ve Kamu Güvenini Kötüye Kullanma” suçlamalarıyla yargılanıyor. Davada, “Zengin Destekçilerine Siyasi Menfaat Karşılığında Hediye veya Olumlu Medya Haberi Sağlama" İddiaları da yer alıyor.   Netanyahu ise iddiaları sürekli reddederek, davayı medya, polis ve yargı tarafından kendisine karşı düzenlenen bir "Cadı Avı" olarak niteliyor.            Fakat Siyonist Kâtilin, kendisi ve ailesine ait çok sayıda yolsuzluk davasında kamuoyu ve mahkemeler önünde hesap vermekten kaçınmak ve yasayı atlatmak için uyguladığı Mafya Politikaları, belki de en mühimi 7 Ekim trajedisindeki sorumluluktan kaçması, ülkesinde öyle bir halk protestosu ve öfke dalgası yarattı ki, bu tehlikeden kurtulmak için yaptığı tüm girişimler engellendi.   Bu Şartlar Altında, Çaresizce Bir ÇIKIŞ Yolu Arayan Netanyahu, Son Siyasi Taktiğe Başvurdu: REJİM LİDERİNDEN AF ​​DİLEMEK!   İsrâil anayasasına göre, cumhurbaşkanı, bir mahkemenin suçlu bulmasının ardından suçtan hüküm giymiş kişileri affedebilir. Dolayısıyla, yolsuzluk davasında suçunu kabul etmeyen bir siyasetçiye yönelik önleyici af kararının eşi benzeri görülmemiş ve oldukça tartışmalı bir tedbir olacağı muhakkaktır.   Muhalefet NETANYAHU'nun Yargılanmasını İstiyor            Başbakanın dış politikalarını “İşgal Altındaki Topraklarda Güvensizliğin Sebebi Olarak” gören siyasi muhalifler, YOLSUZLUK DAVALARINI siyasi baskı ve başbakanın görevden alınması için bir araç olarak kullanıyor. Af talebinin sunulmasının ardından yüzlerce işgalci YAHUDİ, HERZOG'un evinin önünde toplanarak, “Kamuoyunun Gözünde NETANYAHU'nun Yolsuzluk Yaptığını ve Yargılanması Gerektiğini” belirtip, talebin reddedilmesini istedi.   Kamuoyunun öfkesini fırsat bilerek Netanyahu'yu devirme fırsatı gören sivil toplum ve muhalefet liderleri de başbakana yönelik her türlü affa karşı çıkacaklarını açıkça ilan etti.   Muhalefet lideri Yair Lapid, Herzog'a;   "Suçunu Kabul Etmeden, Pişmanlık Duymadan ve Derhal Siyasetten Çekilmeden Netanyahu'yu Affedemezsiniz!" dedi.   İSRÂİL Tarihi Bir KAVŞAKTA            Kamuoyu Netanyahu'nun yargılanmasını ve yolsuzluk yapan kişilerin hesap vermesini istiyor. Yargılamadan af çıkarmak, diğer siyasi figürlerin yolsuzluk davalarından kurtulmasının önünü açacaktır.  Dolayısıyla, yolsuzlukla suçlanan başbakanın taleplerine boyun eğmek, kamuoyunda büyük bir protesto dalgasına yol açacak ve Herzog'un itibarını zedeleyecektir.            HERZOG, aynı zamanda af çıkarmanın muhtemel neticelerini de göz önünde bulunduracaktır. Yargının yolsuzluk davalarını soruşturmak ve suçluları yargılamakla görevli olması sebebiyle HERZOG'un ofisi bu hamleyi "Alışılmadık ve Mühim Sonuçları Olan Bir Hamle" olarak nitelendirdi.            "Çünkü Başbakanı İTİRAF ve Sorumluluk Kabul Etmeden AFFETMEK, Yalnızca Yargının Güvenilirliğini Sorgulamakla Kalmaz, Aynı Zamanda NETANYAHU'nun İktidardaki Konumunu da Güçlendirip Siyasi Sınırların Ötesinde Etkiler Yaratabilir."   Dolayısıyla Herzog'un, af talebini kabul etmesi halinde Netanyahu “Yargıya Karşı En Büyük Zaferini Kazanacak ve İsrâil'de CEZASIZLIK KÜLTÜRÜ Yerleşecektir.”            Öte yandan, af talebi reddedilirse yargılama devam edecek ve Netanyahu iktidarda kalmak için agresif bir seçim kampanyası başlatacak gibi görünüyor. Bazı uzmanlar, böyle bir durumda yaklaşan seçimlerin daha gergin ve kutuplaşmış bir sahneye dönüşeceğine inanıyor.            Öte yandan Herzog, AFfı ‘NETANYAHU'nun İktidardan İstifasına Bağlamaya’ çalışırsa, barışın geri döneceğinin garantisi de yok! Tarih, siyaseti bırakmaya dair yazılı vaatlerin hırslı politikacıların geri dönmesini hiçbir zaman engellemediğini, Tel Aviv'e bir kez daha yeni hukuki ve siyasi krizler getirebileceğini göstermiştir.            Netanyahu'nun hırslı yapısı göz önüne alındığında, istifa etmesi yönündeki baskı bile, işgal altındaki toprakların güvenliğini bir kez daha tehdit edecek yeni tedbirlere başvurmasına yol açabilecektir.   Özetle:   Tel Aviv'in 'Adalet ve Siyaset' Arasındaki İmtihanı, Onu Kesin Bir Yol Ayırımına Sokmuştur.
Son senelerde İsrâil Başbakanı Binyamin Netanyahu aleyhindeki YOLSUZLUK davaları, işgal altındaki topraklardaki en tartışmalı siyasi meselelerden biri haline geldi.

 Bu davalar, Netanyahu'nun politik duruşunu gölgede bırakmakla kalmadı, aynı zamanda kamuoyunun güvenini, siyasi kutuplaşmayı ve rejimin yargı sisteminin geleceğini de derinden etkiledi.
           Artan hukuki ve siyasi baskıyla birlikte, Netanyahu'nun resmi AF TALEBİ davayı kritik bir aşamaya getirdi. Netanyahu, Pazar günü Cumhurbaşkanı İzak Herzog'a yazdığı bir mektupta, davasının hükmünün ertelenmesi için İHTİYATİ AF talep etti.
           Siyonist KÂTİL mektubunda, Yargılamanın Devam Etmesinin "Toplumda Bölünme ve Ayrışmaya Yol Açacağını, Af Çıkarılmasının Ulusal Birliği Sağlayıp Gerginlikleri Azaltabileceğini ve İsrâil'in Siyasi-Güvenlik Sorunlarına Odaklanabileceğini” ileri sürdü.
           Netanyahu, affını gerekçelendirirken, “ORTADOĞU'da Önümüzdeki Aylarda Sıra Dışı Gelişmeler Yaşanacağını, Bu Konunun Kapsamlı Hazırlıklar, Diplomatik Çabalar ve 7/24 Güvenlik Gerektireceğini” iddia etti.
  Netanyahu, affı karşılığında, "Kamu Yararına" olduğunu söylediği talebinin kabul edilmesi halinde tartışmalı yargı reformlarını geri çekmeyi teklif etti.
  
  YOLSUZLUK DAVASI: Netanyahu'nun Aşil Topuğu
           Netanyahu, 2020'den bu yana “Rüşvet, Dolandırıcılık ve Kamu Güvenini Kötüye Kullanma” suçlamalarıyla yargılanıyor. Davada, “Zengin Destekçilerine Siyasi Menfaat Karşılığında Hediye veya Olumlu Medya Haberi Sağlama" İddiaları da yer alıyor.
  Netanyahu ise iddiaları sürekli reddederek, davayı medya, polis ve yargı tarafından kendisine karşı düzenlenen bir "Cadı Avı" olarak niteliyor.
           Fakat Siyonist Kâtilin, kendisi ve ailesine ait çok sayıda yolsuzluk davasında kamuoyu ve mahkemeler önünde hesap vermekten kaçınmak ve yasayı atlatmak için uyguladığı Mafya Politikaları, belki de en mühimi 7 Ekim trajedisindeki sorumluluktan kaçması, ülkesinde öyle bir halk protestosu ve öfke dalgası yarattı ki, bu tehlikeden kurtulmak için yaptığı tüm girişimler engellendi.
  Bu Şartlar Altında, Çaresizce Bir ÇIKIŞ Yolu Arayan Netanyahu, Son Siyasi Taktiğe Başvurdu: REJİM LİDERİNDEN AF ​​DİLEMEK!
  İsrâil anayasasına göre, cumhurbaşkanı, bir mahkemenin suçlu bulmasının ardından suçtan hüküm giymiş kişileri affedebilir. Dolayısıyla, yolsuzluk davasında suçunu kabul etmeyen bir siyasetçiye yönelik önleyici af kararının eşi benzeri görülmemiş ve oldukça tartışmalı bir tedbir olacağı muhakkaktır.

  Muhalefet NETANYAHU'nun Yargılanmasını İstiyor
           Başbakanın dış politikalarını “İşgal Altındaki Topraklarda Güvensizliğin Sebebi Olarak” gören siyasi muhalifler, YOLSUZLUK DAVALARINI siyasi baskı ve başbakanın görevden alınması için bir araç olarak kullanıyor. Af talebinin sunulmasının ardından yüzlerce işgalci YAHUDİ, HERZOG'un evinin önünde toplanarak, “Kamuoyunun Gözünde NETANYAHU'nun Yolsuzluk Yaptığını ve Yargılanması Gerektiğini” belirtip, talebin reddedilmesini istedi.
  Kamuoyunun öfkesini fırsat bilerek Netanyahu'yu devirme fırsatı gören sivil toplum ve muhalefet liderleri de başbakana yönelik her türlü affa karşı çıkacaklarını açıkça ilan etti.
  Muhalefet lideri Yair Lapid, Herzog'a;
  "Suçunu Kabul Etmeden, Pişmanlık Duymadan ve Derhal Siyasetten Çekilmeden Netanyahu'yu Affedemezsiniz!" dedi.

  İSRÂİL Tarihi Bir KAVŞAKTA
           Kamuoyu Netanyahu'nun yargılanmasını ve yolsuzluk yapan kişilerin hesap vermesini istiyor. Yargılamadan af çıkarmak, diğer siyasi figürlerin yolsuzluk davalarından kurtulmasının önünü açacaktır.  Dolayısıyla, yolsuzlukla suçlanan başbakanın taleplerine boyun eğmek, kamuoyunda büyük bir protesto dalgasına yol açacak ve Herzog'un itibarını zedeleyecektir.
           HERZOG, aynı zamanda af çıkarmanın muhtemel neticelerini de göz önünde bulunduracaktır. Yargının yolsuzluk davalarını soruşturmak ve suçluları yargılamakla görevli olması sebebiyle HERZOG'un ofisi bu hamleyi "Alışılmadık ve Mühim Sonuçları Olan Bir Hamle" olarak nitelendirdi.
           "Çünkü Başbakanı İTİRAF ve Sorumluluk Kabul Etmeden AFFETMEK, Yalnızca Yargının Güvenilirliğini Sorgulamakla Kalmaz, Aynı Zamanda NETANYAHU'nun İktidardaki Konumunu da Güçlendirip Siyasi Sınırların Ötesinde Etkiler Yaratabilir."
  Dolayısıyla Herzog'un, af talebini kabul etmesi halinde Netanyahu “Yargıya Karşı En Büyük Zaferini Kazanacak ve İsrâil'de CEZASIZLIK KÜLTÜRÜ Yerleşecektir.”
           Öte yandan, af talebi reddedilirse yargılama devam edecek ve Netanyahu iktidarda kalmak için agresif bir seçim kampanyası başlatacak gibi görünüyor. Bazı uzmanlar, böyle bir durumda yaklaşan seçimlerin daha gergin ve kutuplaşmış bir sahneye dönüşeceğine inanıyor.
           Öte yandan Herzog, AFfı ‘NETANYAHU'nun İktidardan İstifasına Bağlamaya’ çalışırsa, barışın geri döneceğinin garantisi de yok! Tarih, siyaseti bırakmaya dair yazılı vaatlerin hırslı politikacıların geri dönmesini hiçbir zaman engellemediğini, Tel Aviv'e bir kez daha yeni hukuki ve siyasi krizler getirebileceğini göstermiştir.
           Netanyahu'nun hırslı yapısı göz önüne alındığında, istifa etmesi yönündeki baskı bile, işgal altındaki toprakların güvenliğini bir kez daha tehdit edecek yeni tedbirlere başvurmasına yol açabilecektir.
  Özetle:
  Tel Aviv'in 'Adalet ve Siyaset' Arasındaki İmtihanı, Onu Kesin Bir Yol Ayırımına Sokmuştur.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.