DEDAŞ
Yaşar Değirmenci
Köşe Yazarı
Yaşar Değirmenci
 

Cemaatler İslâm’a dönsün!

Seçimlere girdiğimiz günler. Batılı merkezler de düğmeye bastı her zaman yaptıkları gibi. İngiliz The Economist, Fransız Le Point, Alman Der Spiegel dergileri, art arda Erdoğan’ı, dolayısıyla Türkiye’yi kapak yaptılar bu haftaki sayılarında. Erdoğan’ı “diktatör” olarak sunuyorlar! “İslamcı diktatör”! Amerikan Washington Post gazetesi, 14 Mayıs 2023 seçimlerini, “2023’ün dünyadaki en önemli seçimi” olarak ilan etmişti. Dünyada 1,6 milyon satan dünyanın baronlarının dergisi The Economist dergisi bu haftaki sayısında aynı başlığı kullanıyor ve “Erdoğan gitmeli!” diye duyuruyor! Yetmiyor, Türkiye’yi şöyle tehdit ediyor:  “Erdoğan’ın yenilgisinin küresel sonuçları olacaktır. Ve dünyadaki demokratlara diktatörlerin yenilebileceğini gösterecektir…” diyerek haddini aşan, skandal bir yayıncılığa imza atıyor!  Türkiye’nin gelişini durdurmak için yapmayacakları yok.   İHA’larla, SİHA’larla ve daha yeni nesil savunma teknolojileriyle, silahlarla dünya savunma sanayisinde ve pazarında bizim de rol oynamamızdan, pay kapmamızdan fena hâlde rahatsız İngilizler. Afrika’da derinden ve sessizce ilerleyişimizden hem Doğu Akdeniz’deki oyunlarını Mavi Vatan kavramı çerçevesinde püskürtüşümüzden, Libya’ya, Karabağ’a girişimizden, Türkiye’nin güneyinde DEAŞ’ı, YPG / PKK’yı etkisiz hâle getirişimizden, Mısır ve Suudi Arabistan başta olmak üzere Arap dünyası ile ilişkilerimizi rayına oturtmamızdan çok rahatsızlar ayrıca.  Türkiye’nin varlığı, Fransız emperyalist çıkarları için tehdit oluşturuyor Afrika’da. O yüzden Fransa, Türkiye’den, Afrika’daki varlığından büyük rahatsızlık duyuyor, medyasıyla her fırsatta Türkiye’ye saldırmaktan çekinmiyor!  Dünya otomobil endüstrisine ve pazarına hâkim olan Almanya, Togg’dan rahatsız. Togg’un gelişi, Togg’la birlikte TCG Anadolu gemisinin gelişi, karada, havada ve denizde çağ atlayan, güçlü, lider Türkiye’nin gelişinin ve özellikle de otomobil piyasasına girişinin habercisidir. Türkiye’nin otomobil endüstrisine ve piyasasına girmesiyle, piyasayı ve Almanların hesaplarını alt üst edebileceğini, Almanya’nın hegemonyasını sarsacağını düşünüyor Almanya. Erdoğan’ı “güçlü”, “otoriter” ve “diktatör” bir Osmanlı sultanı olarak lanse ediyorlar.  Dış güçlerin bu rahatsızlıklarının daha fazlasını duyanlar da içimizdeki Batı’nın uşakları! Zillet ittifakı! Millet, liderine ve ülkesine Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıkarak gösterecek. Muhteşem İstanbul Mitingi de bunun şahidi. Bu birlik beraberlik fotoğrafında bile bilinmekten kaçınan cemaatlere dikkat çekmek istiyorum. Akıbetlerinin “hayır” olmasını arzu eden bir kardeşleri olarak. Yoksa o güzelim “kardeş” kelimesi bu yapılanlar yüzünden ayrılır “kardeşler, leşler” olur.  Cemaatlerin bu kinleri, Tayyip düşmanlığı için! Süleyman Hilmi TUNAHAN Hazretlerinin evlatlarına (Tamamını kasdetmiyorum) Kılıçdaroğlu’na oy vereceklerini de hem de bir metinde yayınlamaları, evleri ayrı ayrı ziyaret etmeleri, telefon ve internet vasıtasıyla seçim propagandası yapmaları yakışıyor mu?  Üstadın “… Demokrat Parti benim şahsıma zarar verdi. CHP’ye oy vermeyin! CHP ise, dinimi yok etmek istiyor. Şahsıma verilen zarara katlanırım, affedebilirim ama dinime zarar vereni ise asla, katiyen affetmem” sözleri unutulmasın. Kişi sevdikleriyle beraberdir.  Gidecekleri yer belli olan CHP’lilerle beraber haşrolmak mı istiyorsunuz? Kalpleri bilen, kalplere hükmeden Allah’tır. Mesele kimin dost, kimin düşman görüldüğünde! “Baskı, zulüm ve işkenceyle temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyenlere, haksızlık edenlere yakınlık, eğilim göstermeyin, onların fiillerine iştirak etmeyin, yardımcı olmayın, desteklemeyin ki, size ateş dokunmasın. Sizin Allah’ın dışında kulları durumundakilerden koruyucunuz, emirlerine itaat edeceğiniz otorite yoktur. Değilse Allah’ın yardımına nâil olamazsınız.” (11 Hûd 123) ayetini de dikkatli okumak lazım.  Kafanızdaki ‘zalim’ ile yaptığı zulümler tarihi vesikalarla ortada olan zalimi düşünün. En basiti herkesin bildiği şapka giymeyenlerin idamları, fethin sembolü Ayasofya’nın müzeye çevrilmesi, bin yıllık yazımızı değiştiren ‘harf inkılabı” ezanın değiştirilmesi, cenazeleri kıldıracak adam bulunamaz hale getirilmesi hangi parti, hangi lider tarafından yapılmıştır. Osmanlı’yı yıkan İngilizlerin uşaklığını yapan içimizdeki zilletin yuvarlak masanın yuvarlak adamlarına cemaat mensupları nasıl ve niçin oy verme çağrısı yaparlar? Vicdanlarını menfaat cüzdanına mı koydular? Te’villerle, zorlamalarla, ayet ve hadisleri kendi düşüncelerine göre yorumlamalarla dalaletten başka bir yere varılmaz. Bilhassa (kullanılmaması emredilen; münafık, kâfir kelimeleri tekfire götürmeler) iddia ettikleri ehlisünnete ters bir yapı. Baştakiler iç dünyalarına dönüp bir nefs muhasebesi yapmalılar. Allah’tan korkmadan, kuldan utanmadan ‘Samiri’yi, Ayasofya’yı açan, başörtü yasağını kaldıran, İHL’ere katsayı zulmünü sonlandıran Tayyip Erdoğan ile irtibatlandırmaları onların kudurduklarını gösteriyor. Samiri diye gösterip, lanetleme iddiasına soyunurken, “Firavun’la beraber olma hususu”nu da düşünsünler. Tabii her kavramı, her şahsı, her olayı yerli yerine oturtarak.  “Rabbimiz! Biz yöneticilerimize, büyüklerimize itâat etmiştik, fakat onlar bizi yoldan saptırdılar. Onlar bizi hak yoldan, İslâm’dan uzaklaştırıp, dalâleti tercihimize imkân sağlayarak, Hakk yoldan saptırmışlardı.” (33 Ahzâb 67) Dinî hassasiyeti olanlar bu ayeti hiç unutmasınlar. Bu millet; ülkemizin varlık sebebi İslâm’ın düşmanlarına ülkemizi yem etmedi, etmeyecek.  Türkiye, ülke düşmanlarıyla iş birliği yapan eyyamcı siyasîlerin hesaplarına kurban edilemez, edilmeyecek inşallah. Türkiye’yi durdurmak isteyenlere, gereken cevabı 14 Mayıs’ta verecek bu aziz millet! İki milyona yakın insanımızın Büyük İstanbul Mitinginde buluşması âdeta 15 Temmuz Millet buluşmasını hatırlattı. Adamlar Erdoğan’a ve Türkiye’ye savaş açıyorlar! Türkiye’ye yatırım gelmesini, Türkiye’nin büyümesini, güçlenmesini önlemek için her şeyi yapıyorlar. Dün emperyalistler hangi gerekçelerle Osmanlı’yı durdurdularsa, bugün de Türkiye’yi aynı gerekçelerle durdurmak istiyorlar! Ama bu kez başaramayacaklar. Bu millet; ABD, İsrail, Rusya, İngiltere, Fransa ve Almanya’ya, Batılı emperyalistlere ve Batılılarla birlikte çalışan zihni köleleşmiş Batı-perestlere hadlerini bildirecek 14 Mayıs’taki seçimde. İnşallah…
Ekleme Tarihi: 10 Mayıs 2023 - Çarşamba

Cemaatler İslâm’a dönsün!

Seçimlere girdiğimiz günler. Batılı merkezler de düğmeye bastı her zaman yaptıkları gibi. İngiliz The Economist, Fransız Le Point, Alman Der Spiegel dergileri, art arda Erdoğan’ı, dolayısıyla Türkiye’yi kapak yaptılar bu haftaki sayılarında. Erdoğan’ı “diktatör” olarak sunuyorlar! “İslamcı diktatör”! Amerikan Washington Post gazetesi, 14 Mayıs 2023 seçimlerini, “2023’ün dünyadaki en önemli seçimi” olarak ilan etmişti. Dünyada 1,6 milyon satan dünyanın baronlarının dergisi The Economist dergisi bu haftaki sayısında aynı başlığı kullanıyor ve “Erdoğan gitmeli!” diye duyuruyor! Yetmiyor, Türkiye’yi şöyle tehdit ediyor: 

“Erdoğan’ın yenilgisinin küresel sonuçları olacaktır. Ve dünyadaki demokratlara diktatörlerin yenilebileceğini gösterecektir…” diyerek haddini aşan, skandal bir yayıncılığa imza atıyor! 

Türkiye’nin gelişini durdurmak için yapmayacakları yok.  

İHA’larla, SİHA’larla ve daha yeni nesil savunma teknolojileriyle, silahlarla dünya savunma sanayisinde ve pazarında bizim de rol oynamamızdan, pay kapmamızdan fena hâlde rahatsız İngilizler. Afrika’da derinden ve sessizce ilerleyişimizden hem Doğu Akdeniz’deki oyunlarını Mavi Vatan kavramı çerçevesinde püskürtüşümüzden, Libya’ya, Karabağ’a girişimizden, Türkiye’nin güneyinde DEAŞ’ı, YPG / PKK’yı etkisiz hâle getirişimizden, Mısır ve Suudi Arabistan başta olmak üzere Arap dünyası ile ilişkilerimizi rayına oturtmamızdan çok rahatsızlar ayrıca. 

Türkiye’nin varlığı, Fransız emperyalist çıkarları için tehdit oluşturuyor Afrika’da. O yüzden Fransa, Türkiye’den, Afrika’daki varlığından büyük rahatsızlık duyuyor, medyasıyla her fırsatta Türkiye’ye saldırmaktan çekinmiyor! 

Dünya otomobil endüstrisine ve pazarına hâkim olan Almanya, Togg’dan rahatsız. Togg’un gelişi, Togg’la birlikte TCG Anadolu gemisinin gelişi, karada, havada ve denizde çağ atlayan, güçlü, lider Türkiye’nin gelişinin ve özellikle de otomobil piyasasına girişinin habercisidir. Türkiye’nin otomobil endüstrisine ve piyasasına girmesiyle, piyasayı ve Almanların hesaplarını alt üst edebileceğini, Almanya’nın hegemonyasını sarsacağını düşünüyor Almanya. Erdoğan’ı “güçlü”, “otoriter” ve “diktatör” bir Osmanlı sultanı olarak lanse ediyorlar. 

Dış güçlerin bu rahatsızlıklarının daha fazlasını duyanlar da içimizdeki Batı’nın uşakları! Zillet ittifakı! Millet, liderine ve ülkesine Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıkarak gösterecek. Muhteşem İstanbul Mitingi de bunun şahidi. Bu birlik beraberlik fotoğrafında bile bilinmekten kaçınan cemaatlere dikkat çekmek istiyorum. Akıbetlerinin “hayır” olmasını arzu eden bir kardeşleri olarak. Yoksa o güzelim “kardeş” kelimesi bu yapılanlar yüzünden ayrılır “kardeşler, leşler” olur. 

Cemaatlerin bu kinleri, Tayyip düşmanlığı için! Süleyman Hilmi TUNAHAN Hazretlerinin evlatlarına (Tamamını kasdetmiyorum) Kılıçdaroğlu’na oy vereceklerini de hem de bir metinde yayınlamaları, evleri ayrı ayrı ziyaret etmeleri, telefon ve internet vasıtasıyla seçim propagandası yapmaları yakışıyor mu? 

Üstadın “… Demokrat Parti benim şahsıma zarar verdi. CHP’ye oy vermeyin! CHP ise, dinimi yok etmek istiyor. Şahsıma verilen zarara katlanırım, affedebilirim ama dinime zarar vereni ise asla, katiyen affetmem” sözleri unutulmasın. Kişi sevdikleriyle beraberdir. 

Gidecekleri yer belli olan CHP’lilerle beraber haşrolmak mı istiyorsunuz? Kalpleri bilen, kalplere hükmeden Allah’tır. Mesele kimin dost, kimin düşman görüldüğünde! “Baskı, zulüm ve işkenceyle temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyenlere, haksızlık edenlere yakınlık, eğilim göstermeyin, onların fiillerine iştirak etmeyin, yardımcı olmayın, desteklemeyin ki, size ateş dokunmasın. Sizin Allah’ın dışında kulları durumundakilerden koruyucunuz, emirlerine itaat edeceğiniz otorite yoktur. Değilse Allah’ın yardımına nâil olamazsınız.” (11 Hûd 123) ayetini de dikkatli okumak lazım. 

Kafanızdaki ‘zalim’ ile yaptığı zulümler tarihi vesikalarla ortada olan zalimi düşünün. En basiti herkesin bildiği şapka giymeyenlerin idamları, fethin sembolü Ayasofya’nın müzeye çevrilmesi, bin yıllık yazımızı değiştiren ‘harf inkılabı” ezanın değiştirilmesi, cenazeleri kıldıracak adam bulunamaz hale getirilmesi hangi parti, hangi lider tarafından yapılmıştır. Osmanlı’yı yıkan İngilizlerin uşaklığını yapan içimizdeki zilletin yuvarlak masanın yuvarlak adamlarına cemaat mensupları nasıl ve niçin oy verme çağrısı yaparlar? Vicdanlarını menfaat cüzdanına mı koydular? Te’villerle, zorlamalarla, ayet ve hadisleri kendi düşüncelerine göre yorumlamalarla dalaletten başka bir yere varılmaz. Bilhassa (kullanılmaması emredilen; münafık, kâfir kelimeleri tekfire götürmeler) iddia ettikleri ehlisünnete ters bir yapı. Baştakiler iç dünyalarına dönüp bir nefs muhasebesi yapmalılar. Allah’tan korkmadan, kuldan utanmadan ‘Samiri’yi, Ayasofya’yı açan, başörtü yasağını kaldıran, İHL’ere katsayı zulmünü sonlandıran Tayyip Erdoğan ile irtibatlandırmaları onların kudurduklarını gösteriyor. Samiri diye gösterip, lanetleme iddiasına soyunurken, “Firavun’la beraber olma hususu”nu da düşünsünler. Tabii her kavramı, her şahsı, her olayı yerli yerine oturtarak. 

“Rabbimiz! Biz yöneticilerimize, büyüklerimize itâat etmiştik, fakat onlar bizi yoldan saptırdılar. Onlar bizi hak yoldan, İslâm’dan uzaklaştırıp, dalâleti tercihimize imkân sağlayarak, Hakk yoldan saptırmışlardı.” (33 Ahzâb 67) Dinî hassasiyeti olanlar bu ayeti hiç unutmasınlar. Bu millet; ülkemizin varlık sebebi İslâm’ın düşmanlarına ülkemizi yem etmedi, etmeyecek. 

Türkiye, ülke düşmanlarıyla iş birliği yapan eyyamcı siyasîlerin hesaplarına kurban edilemez, edilmeyecek inşallah. Türkiye’yi durdurmak isteyenlere, gereken cevabı 14 Mayıs’ta verecek bu aziz millet! İki milyona yakın insanımızın Büyük İstanbul Mitinginde buluşması âdeta 15 Temmuz Millet buluşmasını hatırlattı. Adamlar Erdoğan’a ve Türkiye’ye savaş açıyorlar! Türkiye’ye yatırım gelmesini, Türkiye’nin büyümesini, güçlenmesini önlemek için her şeyi yapıyorlar. Dün emperyalistler hangi gerekçelerle Osmanlı’yı durdurdularsa, bugün de Türkiye’yi aynı gerekçelerle durdurmak istiyorlar! Ama bu kez başaramayacaklar. Bu millet; ABD, İsrail, Rusya, İngiltere, Fransa ve Almanya’ya, Batılı emperyalistlere ve Batılılarla birlikte çalışan zihni köleleşmiş Batı-perestlere hadlerini bildirecek 14 Mayıs’taki seçimde. İnşallah…

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.