DEDAŞ
Yaşar Değirmenci
Köşe Yazarı
Yaşar Değirmenci
 

Zaman Yolcusuna Söylenecekler (15)

İslâm Büyüklerine Göre Zaman İmam Gazali Hazretleri zamanı değerlendirmeyi 'kapalı kutular'a benzeterek şöyle izah eder: İnsan nefsine şu ikaz ve telkinlerde bulunmalıdır: "Benim sermayem ömrümdür. Ömrüm gidince anaparam da gider ve artık kar ve kazanç sona erer. Fakat bu başlayan gün, yeni bir gündür. Allah Teâlâ bu gün de bana müsaade ederek ikramda bulundu. Eğer beni öldürseydi, elbette bir günlüğüne de olsa geri gönderilip burada devamlı salih ameller ve çeşitli hayırlarda bulunmayı temenni edecektim. Şimdi kabul et ki öldürüldün ve geri çevrildin. O hâlde bugün günah ve masiyete katiyen yaklaşma ve sakın ola ki bu günün bir anını bile boşa geçirme. Zira her nefes, paha biçilemeyen bir nimettir. İyi bil ki bir gün, gece ve gündüzü ile yirmi dört saattir. Kıyamet günü insanoğlunun önüne her gün için yirmi dört tane kapalı kutu hâline getirilir. Kutunun birini açıp, o sa- atte yaptığı amellerin mükâfatı olarak, içinin nur ile dolu olduğunu görünce, Allah'ın lütfedeceği mükâfatı düşüne- rek kul öyle sevinir ki, bu sevinci cehennem halkı arasında paylaşılsa, cehennemin acısını duymaz olurlardı. İkinci kutuyu açtığında, bundan karanlık ve pis kokular çıkar ki, bu da isyan ile geçirdiği saattir. Buna da öyle üzülür ki, eğer bu üzüntü cennet halkına dağıtılsaydı, kederlerinden cenne- tin zevkini kaybederlerdi. Üçüncü bir kutu daha açılır ki içi tamamen boştur. Bu da uyku veya mubah şeylerle geçirdiği saattir. Fakat küçük bir hayrın ecrine dahi şiddetle ihtiyaç duyulan o günde, imkânı olduğu halde büyük bir kazancı kaybeden tüccarın hasreti gibi ve belki çok daha fazla ya- nar ve o saati boşa geçirmesinin acısıyla kıvranır. O hâlde: Ey nefsim! Fırsat eldeyken sandığını iyi doldur, sakın boş bı- rakma. Tembelliğe düşme, sonra yüksek dereceden düşersin." Ömer bin Abdülaziz "Gece ve gündüz, ikisi de seni tüketiyor. Sen de onları hayır ve ibadetle tüket." tavsiyesinde bulunuyor. Şah-ı Nakşibendî Hazretleri'nin ikazları da şöyle: "Gecelerini uykuyla kısaltma, gündüzlerini günahla karartma." Bişr-i Hafi de "Bugünü düşünürüm. Dün öldü! Yarın yar mı? Gençliğe de güvenmem. Ölen hep ihtiyar mı?" diye sorarak zamanımızın bitimi olan ölümle bize 'zaman şuuru' verir. Abdülkadir Geylani Hazretleri "Dünya üç gündür: Dün, bugün, yarın... Dün geçti. Yarının geleceği belli değil, öyle ise bugünün kıymetini bil!" Hasan-1 Basri Hazretleri'nin uyarılan da şöyle: "Fecir vaktinde gün der ki: Ey âdemoğlu! Ben yeni bir mahlûkum. Ameline de şahidim. Beni değerlendir; çünkü ben geçtim mi kıyamet gününe kadar dönmem." Mevlânâ, zamanı gayesinin dışında kullananlara, “Kılıç kesmek içindir. Eğer kılıcı çivi yaparsan mağlubiyeti zafere tercih ettin demektir. Kitap ilim öğrenmek içindir; ama istersen sen onu yastık yapabilirsin." demiştir. İmam-ı Şarani Hazretleri "Alelade bir insan zamanı nasıl bitireceğini, akıllı bir insan ise zamanı nasıl kullanacağını şünür." buyurdular.  İbni Kayz, kendisine sohbet teklifinde bulunanlara "Güneşi tut, yani zamanı durdur, ben de sana zaman daima harekettedir. Geçtikten sonra bir daha geri gel konuşayım demez. Onun kaybı öyle bir kayıptır bir telafisi ve tazmini mümkün değildir..." dermiş.
Ekleme Tarihi: 27 Mart 2023 - Pazartesi

Zaman Yolcusuna Söylenecekler (15)

İslâm Büyüklerine Göre Zaman

İmam Gazali Hazretleri zamanı değerlendirmeyi 'kapalı kutular'a benzeterek şöyle izah eder: İnsan nefsine şu ikaz ve telkinlerde bulunmalıdır: "Benim sermayem ömrümdür. Ömrüm gidince anaparam da gider ve artık kar ve kazanç sona erer. Fakat bu başlayan gün, yeni bir gündür. Allah Teâlâ bu gün de bana müsaade ederek ikramda bulundu. Eğer beni öldürseydi, elbette bir günlüğüne de olsa geri gönderilip burada devamlı salih ameller ve çeşitli hayırlarda bulunmayı temenni edecektim. Şimdi kabul et ki öldürüldün ve geri çevrildin.

O hâlde bugün günah ve masiyete katiyen yaklaşma ve sakın ola ki bu günün bir anını bile boşa geçirme.

Zira her nefes, paha biçilemeyen bir nimettir. İyi bil ki bir gün, gece ve gündüzü ile yirmi dört saattir. Kıyamet günü insanoğlunun önüne her gün için yirmi dört tane kapalı kutu hâline getirilir. Kutunun birini açıp, o sa- atte yaptığı amellerin mükâfatı olarak, içinin nur ile dolu olduğunu görünce, Allah'ın lütfedeceği mükâfatı düşüne- rek kul öyle sevinir ki, bu sevinci cehennem halkı arasında paylaşılsa, cehennemin acısını duymaz olurlardı. İkinci kutuyu açtığında, bundan karanlık ve pis kokular çıkar ki, bu da isyan ile geçirdiği saattir.

Buna da öyle üzülür ki, eğer bu üzüntü cennet halkına dağıtılsaydı, kederlerinden cenne- tin zevkini kaybederlerdi. Üçüncü bir kutu daha açılır ki içi tamamen boştur. Bu da uyku veya mubah şeylerle geçirdiği saattir. Fakat küçük bir hayrın ecrine dahi şiddetle ihtiyaç duyulan o günde, imkânı olduğu halde büyük bir kazancı kaybeden tüccarın hasreti gibi ve belki çok daha fazla ya- nar ve o saati boşa geçirmesinin acısıyla kıvranır. O hâlde: Ey nefsim! Fırsat eldeyken sandığını iyi doldur, sakın boş bı- rakma. Tembelliğe düşme, sonra yüksek dereceden düşersin."

Ömer bin Abdülaziz "Gece ve gündüz, ikisi de seni tüketiyor. Sen de onları hayır ve ibadetle tüket." tavsiyesinde bulunuyor.

Şah-ı Nakşibendî Hazretleri'nin ikazları da şöyle: "Gecelerini uykuyla kısaltma, gündüzlerini günahla karartma."

Bişr-i Hafi de "Bugünü düşünürüm. Dün öldü! Yarın yar mı? Gençliğe de güvenmem. Ölen hep ihtiyar mı?" diye sorarak zamanımızın bitimi olan ölümle bize 'zaman şuuru' verir.

Abdülkadir Geylani Hazretleri "Dünya üç gündür: Dün, bugün, yarın... Dün geçti. Yarının geleceği belli değil, öyle ise bugünün kıymetini bil!"

Hasan-1 Basri Hazretleri'nin uyarılan da şöyle: "Fecir vaktinde gün der ki: Ey âdemoğlu! Ben yeni bir mahlûkum. Ameline de şahidim. Beni değerlendir; çünkü ben geçtim mi kıyamet gününe kadar dönmem."

Mevlânâ, zamanı gayesinin dışında kullananlara, “Kılıç kesmek içindir. Eğer kılıcı çivi yaparsan mağlubiyeti zafere tercih ettin demektir. Kitap ilim öğrenmek içindir; ama istersen sen onu yastık yapabilirsin." demiştir.

İmam-ı Şarani Hazretleri "Alelade bir insan zamanı nasıl bitireceğini, akıllı bir insan ise zamanı nasıl kullanacağını şünür." buyurdular. 

İbni Kayz, kendisine sohbet teklifinde bulunanlara "Güneşi tut, yani zamanı durdur, ben de sana zaman daima harekettedir. Geçtikten sonra bir daha geri gel konuşayım demez. Onun kaybı öyle bir kayıptır bir telafisi ve tazmini mümkün değildir..." dermiş.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.