DEDAŞ
Yaşar Değirmenci
Köşe Yazarı
Yaşar Değirmenci
 

Zaman Yolcusuna Söylenecekler (9)

  İSLÂM'DA ZAMAN Kur'an-ı Kerim'de Zaman "Göklerin ve yerlerin yaradılışında, gece ile gün- düzün birbiri ardınca gelip gidişinde aklıselim sahipleri için gerçekten açık ibretler vardır." (Âli İmran, 190) Kur'an-ı Kerim'de zaman mefhumu, dehr, asr, vakit, yıl, ay, gün, gündüz, gece, saat, akşam, ebed gibi kelimelerle ifade edilir. Bunların içinde en çok zikredilen gün ile gece ve gündüz tabirleridir. Allah Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de, zamanın geçmesini "Devenin memesinden çıkan sütün yeniden aynı memeye döndürülmesindeki zorluğa" benzetmektedir. Dinimizdeki farz, vacip, nafile ibadetler zamana göre planlanmış olup her birinin zaman içinde belli bir yeri vardır. İslâm dininde namaz, oruç, kurban kesme gibi bedeni ve mali ibadetler zamana bağlanmıştır. Belirlenen vakitten önce yerine getirilemez. Zekât ve fıtır sadakası gibi bazı ibadetlerin ifası da vakitle yakından ilgilidir. Medeniyet tarihi yorumcuları medeniyetleri ye ayırmaktadır. Kendi kültürümüzde, namaz ve ibadetlerle zaman ve mekân medeniyetleri olarak iki- bölünen sabahın, öğlenin, ikindinin, akşamın ve gecenin ayrı bir iklimi, rengi, ahengi ve sırrı vardır. Bu zaman dilimlerinin ibadet, tefekkür, zikir, dinlenme, iş, uyku gibi kendine has bölümleri vardır. Şu halde zamanımızı namaz ve diğer ibadetlere göre tanzim etmek bize, verimli, bereketli ve huzurlu yaşama hazzının kapılarını aralayacaktır. İslâm, merkezine zamanı alan bir medeniyetin sahibidir. İslâm'da her şey zaman önceliklidir. İbadetlerde de, günlük hayatta da bu böyledir. İslâm'da ibadet gün ve saatleri, iş ve mesai vakitleri zaman öncelikli olarak programlanmaktadır. Namazda zamandır asıl olan. Namazın vakti girmeden namaza ait mekânın bir esprisi yoktur. Çünkü vakit girince namaz her yerde kılınabilir. Oruç vakit öncelikli, yılın belli bir ayına münhasır ve zaman dilimleriyle belirlenmiş; imsak ile iftar vakitleri arasında bir ibadettir. Mali bir ibadet olan zekât için de zenginliğin üzerinden bir yıl geçmesi, tekrarı için de zenginliğin sürmesi gerekmek- tedir. Yıl geçmeden kişiye tekrar zekât farz olmaz. Hac ise zamanla mekânın eşit ağırlıkta idrak edildiği bir ibadettir. Evet, hac için bir mekan mecburiyeti vardır ama, ancak bu mekanda belli bir zamanda vakfe yapılmakla hac tamamlanır. Haccın kazası yoktur. Hatta memleketinden bütün zorluklarını göğüsleyerek hacca çıkan bir kimse, zamanı önemsemeden hareket eder ve arefe günü Arafat vakfesine ye- tişemezse "hacı" olamaz. Ertesi sene tekrar haccetmek zorundadır. Zamanı bu kadar önemseyen bir din, bütün zorlukları yenecek ve irade sahibi güçlükleri başaracak insanlar yetiştirir. Zaman merkezli medeniyetin önemi buradadır. İbadetlerin vaktinde yapılmasına eda denir. Meşru (geçerli) bir özür olmaksızın ibadetlerin vaktinde yapılmaması günahtır. Ancak, hangi sebeple olursa olsun vaktinde yapıl mayan ibadetin, günahtan kurtulmak için en kısa zaman içinde yerine getirilmesi, kaza edilmesi gerekir. İslâm, zamanın değerlendirilmesinde günlük plana ağırlık verir. Vaktin boş geçirilmemesinde ısrarlıdır. Çalışmalar dışında kalan vakitleri, zikir, tefekkür, faydalı şeyler öğrenme, aile fertleriyle sohbet ve terbiye gibi meşguliyetlerle geçirmeyi emreder.
Ekleme Tarihi: 09 Mart 2023 - Perşembe

Zaman Yolcusuna Söylenecekler (9)

 

İSLÂM'DA ZAMAN
Kur'an-ı Kerim'de Zaman

"Göklerin ve yerlerin yaradılışında, gece ile gün- düzün birbiri ardınca gelip gidişinde aklıselim sahipleri için gerçekten açık ibretler vardır."
(Âli İmran, 190)

Kur'an-ı Kerim'de zaman mefhumu, dehr, asr, vakit, yıl, ay, gün, gündüz, gece, saat, akşam, ebed gibi kelimelerle ifade edilir. Bunların içinde en çok zikredilen gün ile gece ve gündüz tabirleridir.

Allah Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de, zamanın geçmesini "Devenin memesinden çıkan sütün yeniden aynı memeye döndürülmesindeki zorluğa" benzetmektedir. Dinimizdeki farz, vacip, nafile ibadetler zamana göre planlanmış olup her birinin zaman içinde belli bir yeri vardır.

İslâm dininde namaz, oruç, kurban kesme gibi bedeni ve mali ibadetler zamana bağlanmıştır. Belirlenen vakitten önce yerine getirilemez. Zekât ve fıtır sadakası gibi bazı ibadetlerin ifası da vakitle yakından ilgilidir. Medeniyet tarihi yorumcuları medeniyetleri ye ayırmaktadır. Kendi kültürümüzde, namaz ve ibadetlerle zaman ve mekân medeniyetleri olarak iki- bölünen sabahın, öğlenin, ikindinin, akşamın ve gecenin ayrı bir iklimi, rengi, ahengi ve sırrı vardır. Bu zaman dilimlerinin ibadet, tefekkür, zikir, dinlenme, iş, uyku gibi kendine has bölümleri vardır. Şu halde zamanımızı namaz ve diğer ibadetlere göre tanzim etmek bize, verimli, bereketli ve huzurlu yaşama hazzının kapılarını aralayacaktır. İslâm, merkezine zamanı alan bir medeniyetin sahibidir. İslâm'da her şey zaman önceliklidir. İbadetlerde de, günlük hayatta da bu böyledir. İslâm'da ibadet gün ve saatleri, iş ve mesai vakitleri zaman öncelikli olarak programlanmaktadır. Namazda zamandır asıl olan. Namazın vakti girmeden namaza ait mekânın bir esprisi yoktur. Çünkü vakit girince namaz her yerde kılınabilir. Oruç vakit öncelikli, yılın belli bir ayına münhasır ve zaman dilimleriyle belirlenmiş; imsak ile iftar vakitleri arasında bir ibadettir.

Mali bir ibadet olan zekât için de zenginliğin üzerinden bir yıl geçmesi, tekrarı için de zenginliğin sürmesi gerekmek- tedir. Yıl geçmeden kişiye tekrar zekât farz olmaz.

Hac ise zamanla mekânın eşit ağırlıkta idrak edildiği bir ibadettir. Evet, hac için bir mekan mecburiyeti vardır ama, ancak bu mekanda belli bir zamanda vakfe yapılmakla hac tamamlanır. Haccın kazası yoktur. Hatta memleketinden bütün zorluklarını göğüsleyerek hacca çıkan bir kimse, zamanı önemsemeden hareket eder ve arefe günü Arafat vakfesine ye- tişemezse "hacı" olamaz. Ertesi sene tekrar haccetmek zorundadır. Zamanı bu kadar önemseyen bir din, bütün zorlukları yenecek ve irade sahibi güçlükleri başaracak insanlar yetiştirir. Zaman merkezli medeniyetin önemi buradadır.

İbadetlerin vaktinde yapılmasına eda denir. Meşru (geçerli) bir özür olmaksızın ibadetlerin vaktinde yapılmaması günahtır. Ancak, hangi sebeple olursa olsun vaktinde yapıl mayan ibadetin, günahtan kurtulmak için en kısa zaman içinde yerine getirilmesi, kaza edilmesi gerekir. İslâm, zamanın değerlendirilmesinde günlük plana ağırlık verir. Vaktin boş geçirilmemesinde ısrarlıdır. Çalışmalar dışında kalan vakitleri, zikir, tefekkür, faydalı şeyler öğrenme, aile fertleriyle sohbet ve terbiye gibi meşguliyetlerle geçirmeyi emreder.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.