İŞGALCİ GÜÇLERİN BATI ŞERİA'DA ÖZYÖNETİM ÖRGÜTLENMESİ

KIR'ATIM GÜNCEL HABERLER (KIRATIM HABER) - KIR'ATIM GAZETESİ | 29.10.2025 - 06:41, Güncelleme: 29.10.2025 - 06:41
 

İŞGALCİ GÜÇLERİN BATI ŞERİA'DA ÖZYÖNETİM ÖRGÜTLENMESİ

Son günlerde Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerine yönelik işgalci güçlerin yoğun saldırılar düzenlediği, bölgede yoğun bir tutuklama kampanyası yürütüldüğü, bu operasyonun başlıca hedefinin serbest bırakılan tutuklular olduğu belirtiliyor.
 Filistinli tutukluların esir takası anlaşmasıyla serbest bırakılması Batı Şeria ve Gazze'de kutlama ve sevinç dalgasına yol açarken, Filistinliler bu güne Zafer Günü adını verdi.               Bu bağlamda Filistinli internet sitesi http://felesteen.news, işgalci güçlerin Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde ve işgal altındaki KUDÜS'te, KUDÜS'ün kuzeydoğusundaki Beyt DUKKÛ/Duqu şehri, Tûbâs kenti, Râmallâh'ın güneyindeki Kabâtiyye kenti, Nâblus'un çeşitli bölgeleri ve Kalkilya ilindeki Azzûn ve İmâtîn kentleri de dahil olmak üzere baskın ve tutuklamalar başlattığını bildirdi.               Bu operasyonlarda evlere basılıyor, arama yapılıyor, ev eşyası tahrip ediliyor ve serbest bırakılan tutuklular tekrar tutuklanıyordu.               Râmallâh ve el-BÎRE/ البيرة 'de işgal güçleri, Râmallâh'ın kuzeydoğusundaki el-Muğîr/MUĞAYYİR/ المغير köyüne düzenlediği baskınla serbest bırakılan tutuklu "Câbir Ebû Aliyâ’yı geri aldı. Ebû Aliyâ, tutuklu değişim planı kapsamında serbest bırakılanlar arasında yer alıyordu ve 22 yılını işgal hapishanelerinde geçirmişti. Güçler ayrıca, saatler süren sorgulamanın ardından serbest bırakılan tutuklu "Attâf Na’sên"i de tutukladı.               Kalkîlya'nın güneyindeki SENÎRİYYÂ/ سنيريا köyünde işgal güçleri, Ahmed ve Abdulazâz Yûnus adlı iki Filistinli kardeşin evlerine baskın düzenleyerek gözaltına aldı. Kaynaklar, gözaltına alınanların, Mısır'a sınır dışı edilerek serbest bırakılan Osman Yûnus'un kardeşleri olduğunu belirtti.               Filistin Wafa Haber Ajansı'nın haberine göre, İTsrâil işgal güçleri, 19 Ekim'de Nablus vilayetinde, aralarında Zâhî el-Kûsâ/ زاهي الكوسا ve kardeşi Abdullâh el-Kûsâ'nın da bulunduğu altı Filistinliyi tutukladı. İşgal güçleri daha önce 26 Eylül'de, el-Yâmûn/ اليامون kasabasından serbest bırakılan "Muhammed Adnân Ebû’l-Heyce" adlı kişiyi yeniden tutuklamıştı.               Medya haberlerine göre, Şin Bet gibi rejimin güvenlik güçleri, serbest bırakılan tutukluları yeniden tutuklamak ve baskı yapmak için yoğun bir kampanya yürütüyor. "en-Nehâr" gazetesi, BATI ŞERİA'daki serbest bırakılan FİLİSTİNLİ tutukluların ifadelerine dayanan bir haberinde, bu baskının bazı ayrıntılarını ortaya koydu.               Habere göre, Şin Bet ajanları tutukluları serbest bırakılmalarından önce de takip ediyordu. Ve tüm aile üyelerine medyaya röportaj vermemeleri, özgürlüklerini kutlamamaları ve siyasi faaliyetlere geri dönmemeleri vb. konularda ciddi baskılar uygulandı.               Serbest bırakılan tutuklulardan birinin kız kardeşi Lübnan gazetesine verdiği demeçte, "Anlaşma Tamamlanmadan Önce ŞİN BET Yetkilileri Bizi Arayıp Gazetecilerle Görüşüp Konuşmamızın Onları Tekrar Tutuklanma veya Ölüme (Suikast) Maruz Bırakacağı Tehdidinde Bulundu," dedi.               Tutuklanma korkusuyla isminin açıklanmasını istemeyen serbest bırakılan başka bir tutuklu, "Serbest bırakılmamızı kutlar veya röportaj verirlerse ailelerimizle görüşmemizi engelleyecekleriyle TEHDİT ettiler." dedi ve sözlerini şöyle tamamladı:               "Bugün AKILLI TELEFONU Olan Herkes Gözetim Altında ve Biz Burada Yakından İzlenebiliyoruz. Hatta Bizi ÖLDÜRMEYE Bile Çalışabilirler."   Bu iddiayı doğrulayan Nâblus'taki Filistinli Mahkumlar Kulübü Müdürü Muzaffer Zôkân da en-Nehâr'a hem mahkumları hem de ailelerini tehdit eden tehditleri şöyle anlattı:               İTsrâil işgal güçleri, Filistin şehirlerine ve 98 müebbet hapis cezasına çarptırılmış mahkûmun evlerine baskın düzenleyerek, ailelerini kutlama yapmamaları, şeker ve çikolata dağıtmamaları veya Filistin bayrakları ve pankartları açmamaları konusunda tehdit etti. En önemlisi, "Filistin, Arap ve uluslararası medyayla etkileşime girmeyecekleri ve bu anlaşma hakkında konuşmayacakları tehdidinde bulundular."               Rejimin güvenlik güçlerinin serbest bırakılan Filistinli tutuklulara yönelik tutuklama ve baskı kampanyası; tutuklu değişiminin ardından Filistinli tutuklulara yönelik kötü muamele ve işkenceye, çölde infazlara ve öldürülen Filistinli tutukluların organ ve iç organlarının çalınmasına ilişkin çeşitli raporların medyaya sızdığı bir dönemde gerçekleşiyor.               Elbette serbest bırakılan tutuklulara yönelik baskı, tutuklama ve sınır dışı etme dalgası yeni değil. Bu hal, rejimin Filistinlilerle tutuklu değişim anlaşmalarına yönelik güvenlik yaklaşımının olağan bir uygulaması haline geldi.               Rejim terör güçleri, 18 Haziran 2014'te imzalanan "Vefâu’l Ahrâr/ وفاء الاحرار" anlaşmasıyla serbest bırakılan yaklaşık 70 Filistinli tutukluyu yeniden tutuklamış, daha sonra çoğunu müebbet hapis cezasına çarptırmıştı.
Son günlerde Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerine yönelik işgalci güçlerin yoğun saldırılar düzenlediği, bölgede yoğun bir tutuklama kampanyası yürütüldüğü, bu operasyonun başlıca hedefinin serbest bırakılan tutuklular olduğu belirtiliyor.

 Filistinli tutukluların esir takası anlaşmasıyla serbest bırakılması Batı Şeria ve Gazze'de kutlama ve sevinç dalgasına yol açarken, Filistinliler bu güne Zafer Günü adını verdi.
              Bu bağlamda Filistinli internet sitesi http://felesteen.news, işgalci güçlerin Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde ve işgal altındaki KUDÜS'te, KUDÜS'ün kuzeydoğusundaki Beyt DUKKÛ/Duqu şehri, Tûbâs kenti, Râmallâh'ın güneyindeki Kabâtiyye kenti, Nâblus'un çeşitli bölgeleri ve Kalkilya ilindeki Azzûn ve İmâtîn kentleri de dahil olmak üzere baskın ve tutuklamalar başlattığını bildirdi.
              Bu operasyonlarda evlere basılıyor, arama yapılıyor, ev eşyası tahrip ediliyor ve serbest bırakılan tutuklular tekrar tutuklanıyordu.
              Râmallâh ve el-BÎRE/ البيرة 'de işgal güçleri, Râmallâh'ın kuzeydoğusundaki el-Muğîr/MUĞAYYİR/ المغير köyüne düzenlediği baskınla serbest bırakılan tutuklu "Câbir Ebû Aliyâ’yı geri aldı. Ebû Aliyâ, tutuklu değişim planı kapsamında serbest bırakılanlar arasında yer alıyordu ve 22 yılını işgal hapishanelerinde geçirmişti. Güçler ayrıca, saatler süren sorgulamanın ardından serbest bırakılan tutuklu "Attâf Na’sên"i de tutukladı.
              Kalkîlya'nın güneyindeki SENÎRİYYÂ/ سنيريا köyünde işgal güçleri, Ahmed ve Abdulazâz Yûnus adlı iki Filistinli kardeşin evlerine baskın düzenleyerek gözaltına aldı. Kaynaklar, gözaltına alınanların, Mısır'a sınır dışı edilerek serbest bırakılan Osman Yûnus'un kardeşleri olduğunu belirtti.
              Filistin Wafa Haber Ajansı'nın haberine göre, İTsrâil işgal güçleri, 19 Ekim'de Nablus vilayetinde, aralarında Zâhî el-Kûsâ/ زاهي الكوسا ve kardeşi Abdullâh el-Kûsâ'nın da bulunduğu altı Filistinliyi tutukladı.
İşgal güçleri daha önce 26 Eylül'de, el-Yâmûn/ اليامون kasabasından serbest bırakılan "Muhammed Adnân Ebû’l-Heyce" adlı kişiyi yeniden tutuklamıştı.
              Medya haberlerine göre, Şin Bet gibi rejimin güvenlik güçleri, serbest bırakılan tutukluları yeniden tutuklamak ve baskı yapmak için yoğun bir kampanya yürütüyor. "en-Nehâr" gazetesi, BATI ŞERİA'daki serbest bırakılan FİLİSTİNLİ tutukluların ifadelerine dayanan bir haberinde, bu baskının bazı ayrıntılarını ortaya koydu.
              Habere göre, Şin Bet ajanları tutukluları serbest bırakılmalarından önce de takip ediyordu. Ve tüm aile üyelerine medyaya röportaj vermemeleri, özgürlüklerini kutlamamaları ve siyasi faaliyetlere geri dönmemeleri vb. konularda ciddi baskılar uygulandı.
              Serbest bırakılan tutuklulardan birinin kız kardeşi Lübnan gazetesine verdiği demeçte, "Anlaşma Tamamlanmadan Önce ŞİN BET Yetkilileri Bizi Arayıp Gazetecilerle Görüşüp Konuşmamızın Onları Tekrar Tutuklanma veya Ölüme (Suikast) Maruz Bırakacağı Tehdidinde Bulundu," dedi.
              Tutuklanma korkusuyla isminin açıklanmasını istemeyen serbest bırakılan başka bir tutuklu, "Serbest bırakılmamızı kutlar veya röportaj verirlerse ailelerimizle görüşmemizi engelleyecekleriyle TEHDİT ettiler." dedi ve sözlerini şöyle tamamladı:
              "Bugün AKILLI TELEFONU Olan Herkes Gözetim Altında ve Biz Burada Yakından İzlenebiliyoruz. Hatta Bizi ÖLDÜRMEYE Bile Çalışabilirler."
  Bu iddiayı doğrulayan Nâblus'taki Filistinli Mahkumlar Kulübü Müdürü Muzaffer Zôkân da en-Nehâr'a hem mahkumları hem de ailelerini tehdit eden tehditleri şöyle anlattı:
              İTsrâil işgal güçleri, Filistin şehirlerine ve 98 müebbet hapis cezasına çarptırılmış mahkûmun evlerine baskın düzenleyerek, ailelerini kutlama yapmamaları, şeker ve çikolata dağıtmamaları veya Filistin bayrakları ve pankartları açmamaları konusunda tehdit etti. En önemlisi, "Filistin, Arap ve uluslararası medyayla etkileşime girmeyecekleri ve bu anlaşma hakkında konuşmayacakları tehdidinde bulundular."
              Rejimin güvenlik güçlerinin serbest bırakılan Filistinli tutuklulara yönelik tutuklama ve baskı kampanyası; tutuklu değişiminin ardından Filistinli tutuklulara yönelik kötü muamele ve işkenceye, çölde infazlara ve öldürülen Filistinli tutukluların organ ve iç organlarının çalınmasına ilişkin çeşitli raporların medyaya sızdığı bir dönemde gerçekleşiyor.
              Elbette serbest bırakılan tutuklulara yönelik baskı, tutuklama ve sınır dışı etme dalgası yeni değil. Bu hal, rejimin Filistinlilerle tutuklu değişim anlaşmalarına yönelik güvenlik yaklaşımının olağan bir uygulaması haline geldi.
              Rejim terör güçleri, 18 Haziran 2014'te imzalanan "Vefâu’l Ahrâr/ وفاء الاحرار" anlaşmasıyla serbest bırakılan yaklaşık 70 Filistinli tutukluyu yeniden tutuklamış, daha sonra çoğunu müebbet hapis cezasına çarptırmıştı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.