SİYONİST SİNEMANIN DEV PROJESİ: HOUSE OF DAVİD

KIR'ATIM GÜNCEL HABERLER (KIRATIM HABER) - KIR'ATIM GAZETESİ | 11.12.2025 - 10:14, Güncelleme: 11.12.2025 - 10:14
 

SİYONİST SİNEMANIN DEV PROJESİ: HOUSE OF DAVİD

Siyonist sinema, özellikle Hz. Davud’un hükümdarlığına odaklanarak, tarihin yeniden kurgulanmış bir anlatısını sunmaya çalışıyor.
Bu anlatı, onun Kutsal Toprakları yönetmedeki rolünü vurgulayarak, bu dönemi öne çıkarıp Vaat Edilmiş Topraklar için sahte bir meşruiyet oluşturmak.             Tarihsel içerik üretimi veya görsel tarih yazımı; eğitim, propaganda ve genel olarak çeşitli mezhep ve dinleri öne çıkarmak gibi ehemmiyetli ve stratejik amaçlar için önemli ve kanıtlanmış bir taktiktir. Görseller, kelimelerden çok daha fazla anlam ve içerik taşır. Öyle ki her bir görsel, birkaç sayfa metne eşdeğerdir.                 Hollywood'un faaliyet gösterdiği yıllar boyunca, sadece gösteriş ve eğlence amaçlı olmayan, daha büyük bir amaca hizmet eden çok sayıda Yahudilik temalı dizi ve film yapılmıştır.                Siyonizmin propagandası ve anlatısı, VAAT EDİLMİŞ TOPRAKLARA sahip olmak ve bu toprakları Yahudi olmayanlardan temizlemek amacıyla dünya halk ve ulusları arasından seçim yapmayı ve bu toprakları ele geçirmeyi hedeflemektedir.                Bu hedef; nihayetinde seçilmiş bu halkın, başkenti Kudüs olan vaat edilmiş toprakların kutsal alanını kurması veya temizlemesi ve elbette NİL NEHRİ'nden FIRAT'a kadar olan tüm toprakları sahiplenmesi noktasına ulaşmayı amaçlamaktadır.             Doğaldır ki, Siyonistlerin FİLİSTİN'de işlediği büyük suçlar ve kamuoyu nezdindeki iğrenç imajları göz önüne alındığında, hepsi de son derece masum, ezilmiş ve ayrıcalıklı bir imaj çizen bu uyduruk eserlerin, dünyanın kamuoyunun onlar hakkındaki görüşünü ve algısını değiştirebileceği inkâr edilemez.                 Bu çalışmalar son yıllarla sınırlı değil, aksine uzun süredir devam eden ve etkisini sürdüren ciddi bir trendi temsil ediyor; sayıları her geçen gün artıyor ve bu dalganın hacmi de büyüyor.             Bu hikâye, Hz. İsa'nın doğumundan önceki yıllarda günümüz FİLİSTİN bölgesinde yaşayan 12 kabileye hükmetmiş İsrailoğullarının peygamberlerinin ve krallarının hayatlarını anlatmaktadır.                 Kurgularda zihinlere zerkedilen en önemli unsur, bu toprakları olabildiğince kendilerine mal edip diğerlerini ondan arındıracak olan halk arasında gücün yayılmasıdır. Bu bağlamda, Yahudi krallarının yönetimdeki rolü çok ciddi ve önemlidir, çünkü onlar yeryüzünde Yahudi Siyonist egemenliğinin temsilcileri olacaklardır.                 Aslında, Siyon terimi, Peygamber Davud'un (a.s.) defnedildiği topraklardan başka bir şey değildir. Siyonistler bu ismi, bu toprakları kendilerine ait olarak sahiplenme niyetinde oldukları için kullanır.                Bu nedenle, Hz. Davud'un katkısı çok özel ve büyüktür. Zira Kudüs topraklarında onları yerleştirmede mühim bir rol oynamıştır.              "Davut'un Evi/House of David" adlı 16 bölümlük dizi, bu peygamberin gençliğinde çobanlık yapmasından Kenan toprakları üzerinde krallığa yükselişine kadar olan hayatını tasvir ediyor ve onun tarihsel ve ahlaki yolculuğunu inceliyor. Bu da Siyonizmin görsel tarih yazımı projesinin yeni bir örneği. Dizi Amazon'da yayınlanıyor ve The Wonder Project'in bir ürünü.                   Dizinin en önemli noktalarından biri, birden fazla dile çevrilmesi ve dublajının yapılmasıdır. Dizinin jeneriğinin sonunda, Almanca ve İtalyancadan Türkçe ve Hintçeye, hatta Güneydoğu Asya dillerine kadar çeşitli dillerden oluşan dönen bir liste yer alıyor.              Siyonist sinemada krallığın kehanetten bile daha önemli olması ilginçtir, çünkü kehanet mutlaka siyasi güç veya bir halk için ordu anlamına gelmez. Peki neden krallık?             Bu nedenle, "Davut'un Evi"dizisinde bile odak noktası kehanetten ziyade krallıktır. Elbette, bu krallığın ilahi ve Tanrı'nın iradesi olması, dolayısıyla Filistin topraklarının ele geçirilmesinin SİYASİ-İLAHİ bir kader olması ve bunu SİYASİ-TEOLOJİK bir yorumla ele almaları farkıyla.              Hz. Süleyman, Hz. Davud'un oğlu ve İsrâiloğulları krallığındaki halefi olan bir diğer Benî İsrâil melikiydi. Kudüs Tapınağı'nın inşası sayesinde önemli bir dini ve siyasi konuma ulaştı. Süleyman, komşularıyla kapsamlı diplomatik ve siyasi ilişkiler kurdu. Yahudi halkının zenginlik ve şanını artırdı.                  1995 yapımı "Süleyman ve Saba/Solomon and Sheba" filmi, Süleyman peygamber hakkında, kralın siyasi ilişkilerini, bilgeliğini ve Saba Kraliçesi ile karşılaşmasını konu alırken, 1959'da da daha eski bir versiyonu çekilmiştir.                  Diğer peygamberler bağlamında, 2013 yapımı "Daniel'in Kitabı/THE BOOK OF DANIEL" filmi, peygamber Daniel'in Babil'deki yaşamını anlatır ve kralın gücü karşısında Yahudi inancına sadık kalma mücadelesini tasvir eder.                  Elbette, "On Emir/THE TEN COMMANDMENTS" filmi, İsrâiloğullarının tarihinin en önemli meselesini, yani Mısır'dan çıkışlarını anlatan bir film olarak, Siyonist tarihsel sinema hareketinin öncüsü ve başlatıcısı olarak kabul edilebilir.              İsrâiloğullarının MISIR'dan çıkışı onların kurtuluşuna ve  soylarının tarihte devam etmesine yol açtı. Ancak filmde sadakatle gösterildiği gibi, Samiriyeliler tarafından zulüm görmeleri ve yanlış yönlendirilmeleri, büyük bir kısmının da DOĞRU YOLDAN SAPMASINA neden oldu.              "Yusuf" ve "Aziz Mısır" adlı animasyon filmlerinde Hz. Musa'nın hayat hikâyesi anlatılmaktadır. Bu filmler, çocukları Yahudi tarihiyle tanıştırmak ve bu dini tanıtmak amacıyla yapılmış olup, akımın diğer yapımlarıdır. "Aziz Mısır" filmi ise İsrâiloğullarının KURTULUŞ HİKAYESİ nedeniyle özel bir yere sahiptir.              Dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta, tarihin eksik ve çarpıtılmış anlatımıdır. Hollywood filmi "On Emir"de istisnai olarak tasvir edildiği gibi, İsrailoğulları peygamberlerine ve krallarına defalarca zulmetmişlerdir. Öyle ki KURÂN-I KERÎM'de Hz. MUSA'nın İsrâiloğullarına karşı şikâyeti açıkça belirtilmiştir:              “Ey Kavmim! Benim ALLÂH'ın Resûlü Olduğumu Bildiğiniz Halde, Niçin Bana Eziyet Ediyorsunuz?” (SAFF: 5)                   Birçok yerde de peygamberlerin zulme uğraması ve hatta öldürülmesi anlatılır. Ancak Hollywood, Siyonistlerin Kudüs topraklarını ele geçirmesini temin için bu tarihsel hakikati ortaya koymada görüntü üretmez.              Şu anda yayınlanmakta olan ve en profesyonel ve yeni yapımlardan biri olan "House of David" dizisi, başından beri öncelikle kendi SEÇİLMİŞLİKLERİNİ ele almaya, ikinci olarak da İsrâiloğullarından evvel bu topraklarda yaşayan FİLİSTİN halkını yamyam (!) ve kana susamış insanlar olarak tanımlamaya çalışıyor.   Halkın topraklardan temizlenmesi gerekiyordu ve İsrailoğullarının kral ve askerleri tarafından vaktiyle bu yapılmıştı (!).              Siyonistlerin bugün işgal ettikleri FİLİSTİN'de masum halka uyguladığı SOYKIRIM bir vakıa! Bu Toprakların sahibi olmak için kadınları, çocukları ve Filistin halkını öldürüyorlar. Çünkü onlara göre bu topraklar, Siyon halkının krallığı elde etmek için merkezi ve ideolojik meselesi olan aynı kutsal yer.                  Aynı zamanda, bu arınma, Siyon halkının çekici ve güzel imgeleri şeklinde gösterilir. Böylece kutsal mekân, sanat diliyle ve yumuşak bir şekilde ifade edilir. Yahudi film ve dizilerinde öykünün anlatımı, açık ve doğrudan ifade edilmese bile, oldukça amaçlı ve nettir.
Siyonist sinema, özellikle Hz. Davud’un hükümdarlığına odaklanarak, tarihin yeniden kurgulanmış bir anlatısını sunmaya çalışıyor.

Bu anlatı, onun Kutsal Toprakları yönetmedeki rolünü vurgulayarak, bu dönemi öne çıkarıp Vaat Edilmiş Topraklar için sahte bir meşruiyet oluşturmak.
            Tarihsel içerik üretimi veya görsel tarih yazımı; eğitim, propaganda ve genel olarak çeşitli mezhep ve dinleri öne çıkarmak gibi ehemmiyetli ve stratejik amaçlar için önemli ve kanıtlanmış bir taktiktir. Görseller, kelimelerden çok daha fazla anlam ve içerik taşır. Öyle ki her bir görsel, birkaç sayfa metne eşdeğerdir.
  
              Hollywood'un faaliyet gösterdiği yıllar boyunca, sadece gösteriş ve eğlence amaçlı olmayan, daha büyük bir amaca hizmet eden çok sayıda Yahudilik temalı dizi ve film yapılmıştır.
  
             Siyonizmin propagandası ve anlatısı, VAAT EDİLMİŞ TOPRAKLARA sahip olmak ve bu toprakları Yahudi olmayanlardan temizlemek amacıyla dünya halk ve ulusları arasından seçim yapmayı ve bu toprakları ele geçirmeyi hedeflemektedir.
  
             Bu hedef; nihayetinde seçilmiş bu halkın, başkenti Kudüs olan vaat edilmiş toprakların kutsal alanını kurması veya temizlemesi ve elbette NİL NEHRİ'nden FIRAT'a kadar olan tüm toprakları sahiplenmesi noktasına ulaşmayı amaçlamaktadır.
            Doğaldır ki, Siyonistlerin FİLİSTİN'de işlediği büyük suçlar ve kamuoyu nezdindeki iğrenç imajları göz önüne alındığında, hepsi de son derece masum, ezilmiş ve ayrıcalıklı bir imaj çizen bu uyduruk eserlerin, dünyanın kamuoyunun onlar hakkındaki görüşünü ve algısını değiştirebileceği inkâr edilemez.
  
              Bu çalışmalar son yıllarla sınırlı değil, aksine uzun süredir devam eden ve etkisini sürdüren ciddi bir trendi temsil ediyor; sayıları her geçen gün artıyor ve bu dalganın hacmi de büyüyor.
            Bu hikâye, Hz. İsa'nın doğumundan önceki yıllarda günümüz FİLİSTİN bölgesinde yaşayan 12 kabileye hükmetmiş İsrailoğullarının peygamberlerinin ve krallarının hayatlarını anlatmaktadır.
  
              Kurgularda zihinlere zerkedilen en önemli unsur, bu toprakları olabildiğince kendilerine mal edip diğerlerini ondan arındıracak olan halk arasında gücün yayılmasıdır. Bu bağlamda, Yahudi krallarının yönetimdeki rolü çok ciddi ve önemlidir, çünkü onlar yeryüzünde Yahudi Siyonist egemenliğinin temsilcileri olacaklardır.
  
              Aslında, Siyon terimi, Peygamber Davud'un (a.s.) defnedildiği topraklardan başka bir şey değildir. Siyonistler bu ismi, bu toprakları kendilerine ait olarak sahiplenme niyetinde oldukları için kullanır.
               Bu nedenle, Hz. Davud'un katkısı çok özel ve büyüktür. Zira Kudüs topraklarında onları yerleştirmede mühim bir rol oynamıştır.
             "Davut'un Evi/House of David" adlı 16 bölümlük dizi, bu peygamberin gençliğinde çobanlık yapmasından Kenan toprakları üzerinde krallığa yükselişine kadar olan hayatını tasvir ediyor ve onun tarihsel ve ahlaki yolculuğunu inceliyor. Bu da Siyonizmin görsel tarih yazımı projesinin yeni bir örneği. Dizi Amazon'da yayınlanıyor ve The Wonder Project'in bir ürünü.
  
                Dizinin en önemli noktalarından biri, birden fazla dile çevrilmesi ve dublajının yapılmasıdır. Dizinin jeneriğinin sonunda, Almanca ve İtalyancadan Türkçe ve Hintçeye, hatta Güneydoğu Asya dillerine kadar çeşitli dillerden oluşan dönen bir liste yer alıyor.
             Siyonist sinemada krallığın kehanetten bile daha önemli olması ilginçtir, çünkü kehanet mutlaka siyasi güç veya bir halk için ordu anlamına gelmez. Peki neden krallık?

            Bu nedenle, "Davut'un Evi"dizisinde bile odak noktası kehanetten ziyade krallıktır. Elbette, bu krallığın ilahi ve Tanrı'nın iradesi olması, dolayısıyla Filistin topraklarının ele geçirilmesinin SİYASİ-İLAHİ bir kader olması ve bunu SİYASİ-TEOLOJİK bir yorumla ele almaları farkıyla.
             Hz. Süleyman, Hz. Davud'un oğlu ve İsrâiloğulları krallığındaki halefi olan bir diğer Benî İsrâil melikiydi. Kudüs Tapınağı'nın inşası sayesinde önemli bir dini ve siyasi konuma ulaştı. Süleyman, komşularıyla kapsamlı diplomatik ve siyasi ilişkiler kurdu. Yahudi halkının zenginlik ve şanını artırdı.
  
               1995 yapımı "Süleyman ve Saba/Solomon and Sheba" filmi, Süleyman peygamber hakkında, kralın siyasi ilişkilerini, bilgeliğini ve Saba Kraliçesi ile karşılaşmasını konu alırken, 1959'da da daha eski bir versiyonu çekilmiştir.
  
               Diğer peygamberler bağlamında, 2013 yapımı "Daniel'in Kitabı/THE BOOK OF DANIEL" filmi, peygamber Daniel'in Babil'deki yaşamını anlatır ve kralın gücü karşısında Yahudi inancına sadık kalma mücadelesini tasvir eder.
  
               Elbette, "On Emir/THE TEN COMMANDMENTS" filmi, İsrâiloğullarının tarihinin en önemli meselesini, yani Mısır'dan çıkışlarını anlatan bir film olarak, Siyonist tarihsel sinema hareketinin öncüsü ve başlatıcısı olarak kabul edilebilir.
             İsrâiloğullarının MISIR'dan çıkışı onların kurtuluşuna ve  soylarının tarihte devam etmesine yol açtı. Ancak filmde sadakatle gösterildiği gibi, Samiriyeliler tarafından zulüm görmeleri ve yanlış yönlendirilmeleri, büyük bir kısmının da DOĞRU YOLDAN SAPMASINA neden oldu.
             "Yusuf" ve "Aziz Mısır" adlı animasyon filmlerinde Hz. Musa'nın hayat hikâyesi anlatılmaktadır. Bu filmler, çocukları Yahudi tarihiyle tanıştırmak ve bu dini tanıtmak amacıyla yapılmış olup, akımın diğer yapımlarıdır. "Aziz Mısır" filmi ise İsrâiloğullarının KURTULUŞ HİKAYESİ nedeniyle özel bir yere sahiptir.
             Dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta, tarihin eksik ve çarpıtılmış anlatımıdır. Hollywood filmi "On Emir"de istisnai olarak tasvir edildiği gibi, İsrailoğulları peygamberlerine ve krallarına defalarca zulmetmişlerdir. Öyle ki KURÂN-I KERÎM'de Hz. MUSA'nın İsrâiloğullarına karşı şikâyeti açıkça belirtilmiştir:
             “Ey Kavmim! Benim ALLÂH'ın Resûlü Olduğumu Bildiğiniz Halde, Niçin Bana Eziyet Ediyorsunuz?” (SAFF: 5)
  
                Birçok yerde de peygamberlerin zulme uğraması ve hatta öldürülmesi anlatılır. Ancak Hollywood, Siyonistlerin Kudüs topraklarını ele geçirmesini temin için bu tarihsel hakikati ortaya koymada görüntü üretmez.
             Şu anda yayınlanmakta olan ve en profesyonel ve yeni yapımlardan biri olan "House of David" dizisi, başından beri öncelikle kendi SEÇİLMİŞLİKLERİNİ ele almaya, ikinci olarak da İsrâiloğullarından evvel bu topraklarda yaşayan FİLİSTİN halkını yamyam (!) ve kana susamış insanlar olarak tanımlamaya çalışıyor.
  Halkın topraklardan temizlenmesi gerekiyordu ve İsrailoğullarının kral ve askerleri tarafından vaktiyle bu yapılmıştı (!).
             Siyonistlerin bugün işgal ettikleri FİLİSTİN'de masum halka uyguladığı SOYKIRIM bir vakıa! Bu Toprakların sahibi olmak için kadınları, çocukları ve Filistin halkını öldürüyorlar. Çünkü onlara göre bu topraklar, Siyon halkının krallığı elde etmek için merkezi ve ideolojik meselesi olan aynı kutsal yer.
  
               Aynı zamanda, bu arınma, Siyon halkının çekici ve güzel imgeleri şeklinde gösterilir. Böylece kutsal mekân, sanat diliyle ve yumuşak bir şekilde ifade edilir. Yahudi film ve dizilerinde öykünün anlatımı, açık ve doğrudan ifade edilmese bile, oldukça amaçlı ve nettir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.