İSRÂİL İRÂN'A NİÇİN SALDIRDI?
İSRÂİL İRÂN'A NİÇİN SALDIRDI?
Uluslararası hukuk profesörü Michael Becker, "İran'ın yakın bir zamanda saldıracağına dair bir belirti olmadığını ve gelecekteki bir tehditten bahsetmenin önleyici bir saldırıyı haklı çıkaramayacağını" söyledi.
İsrail ordusu, 13 Haziran Cuma sabahı İran'ın askerî, nükleer, sivil ve komuta noktalarına yönelik bir dizi ağır hava saldırısı başlattı. Bu saldırılarda yalnızca birkaç üst düzey İran Devrim Muhafızları komutanı öldürülmekle kalmadı, aynı zamanda birkaç önemli İranlı nükleer bilim insanı da hedef alındı.
Saldırının kurbanları sadece askerî ve nükleer figürler de değildi. İran'ın çeşitli şehirlerinde grafik tasarımcılardan sıradan öğrencilere ve çocuklara kadar sivil vatandaşlar da öldürüldü.
Aylarca hazırlandığı söylenen operasyon, Orta Doğu'da gerginliği artırdı ve bölgesel savaş riski konusunda uyarılarda bulundu.
Peki, İsrail neden şimdi ve bu kadar yoğun bir şekilde İran'a saldırdı?
İsrâil'in Sürekli Anlatısı: NÜKLEER TEHDİT
Terör devleti İsrail, 1990'lardan beri İran'ın nükleer programıyla ilgili endişelerini defalarca dile getirmiş ve bunu varoluşsal bir tehdit olarak adlandırmıştır. İran, nükleer programının barışçıl amaçlar için olduğunu her zaman ısrarla savunmuştur ancak Siyonist oluşum, Tahran'ın nükleer silah üretme kapasitesini aradığına dair kanıtları olduğunu söylüyor. İsrail Başbakanı Binyamin N.ETANYAHU yakın zamanda yaptığı bir konuşmada İran'ın "AYLAR İÇİNDE" bir nükleer bombaya sahip olabileceğini iddia etti. İsrail askerî istihbarat kaynakları da İran'ın 15 nükleer bomba yapmak için yeterli parçalanabilir malzemeye sahip olduğunu ileri sürdü. N.ETANYAHU'nun yakın varoluşsal tehdit hakkındaki açıklama ve değerlendirmeleri, IRAK ve LİBYA işgallerinden önce yaptığı açıklamalara benziyor.
İran ise bu iddialara karşılık nükleer silah üretme yönünde herhangi bir girişimde bulunmadığını belirterek, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'na (NPT/Treaty on the Non-Proliferation of Nuclear Weapons) taraf bir ülke olarak nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanılmasına bağlı olduğunu vurguladı.
Uluslararası kuruluşların tutumu nedir?
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) son raporunda İran'ın bazı durumlarda taahhütlerini ihlal ettiğini ve müfettişlerle tam olarak işbirliği yapmadığını duyurdu. Fakat İran'ın nükleer silah ürettiğine dair herhangi bir gösterge sağlayamadı. Öte yandan, Mart 2025'te yayınlanan bir ABD hükûmet istihbarat raporunda İran'ın şu anda bir nükleer silah programı olmadığı ve İslam Cumhuriyeti Lideri'nin henüz bu programın yeniden başlatılmasına izin vermediği belirtildi.
Bu rapor ve evvelki raporlar, İran’ın 2003 yılından itibaren tamamen terk ettiği nükleer silah inşa etme fizibilite ve ön programından bahsediyor.
"AHTAPOT" ve Direniş Ekseni
N.ETANYAHU, İran'ı defalarca "Ahtapotun Başı" olarak adlandırdı. Bu, bölgedeki İsrail karşıtı militan grupların bir ağının merkezinde olduğu anlamına geliyor:
Lübnan Hizbullah'ı, Hamâs, Filistin İslami Cihadı, Yemen'in Ensarullâh'ı, Irak ve Suriye'deki Şii gruplar.
İsrail, İran'a doğrudan bir saldırının aynı anda bu ağın kollarını zayıflatabileceğine ve bölgesel güç dengesini İsrail'in lehine değiştirebileceğine inanıyor.
Gazze Savaşı'nın 7 Ekim 2023'te başlamasından bu yana İsrail, birçok HAMÂS ve HİZBULLAH komutanını sûikastle öldürmeyi başardı. Bu eylemler, İRAN’dan güçlü bir tepkiyle karşılanmadı ve bu da bazı İsrailli yetkililerin TAHRAN'a saldırmanın zamanının geldiği neticesine varmasına yol açtı.
İSRÂİL'deki İç Siyâsî Motivasyonlar
N.ETANYAHU, içeride çok çeşitli zorluklarla karşı karşıya. Bir yandan, 1.100'den fazla İsraillinin ölümüne yol açan 7 Ekim 2023'teki HAMÂS saldırısı, hükûmetinin güvenlik güvenilirliğini sorgulattı. Öte yandan, N.ETANYAHU yolsuzluk davalarıyla karşı karşıya ve kırılgan koalisyonunu korumak için KRİZ YÖNETİMİ ve kamuoyunun dikkatini başka yöne çekmesi gerekiyor.
Bazı siyasi analistler, N.etanyahu'nun askerî krizi istismar ederek hem siyasi liderliğini güçlendirdiğine hem de hükûmetin çökmesi veya erken seçim ihtimâlini engellediğine inanıyor. İlginçtir ki, sol görüşlü muhalefet bile son günlerde İRAN'a yönelik operasyonu destekledi.
İSRÂİL Uluslararası Hukûku İhlâl Etti mi?
BM Sözleşmesi uyarınca, bir ülkenin yalnızca silahlı bir saldırıya karşı kendini savunmak için veya Güvenlik Konseyi'nin izniyle askeri güç kullanmasına izin verilir.
Uluslararası hukuk profesörü Michael BECKER, "Yakın bir İran saldırısına dair hiçbir belirti olmadığını ve gelecekteki bir tehdide atıfta bulunmanın önleyici bir saldırıyı haklı çıkaramayacağını" söyledi. İsrail'in İran'a yönelik son saldırılarının, "özellikle TAHRAN ve WASHİNGTON arasında nükleer programıyla ilgili müzakereler hala devam ederken, uluslararası hukukun ihlali olarak görülebileceğini" ifade etti.