ŞERM eş-ŞEYH ZİRVESİNİN ENTERESAN BOYUTLARI

Siyonist rejimin işgali altında kalmış ve bu işgali iki kez yaşamış olan kıyı şehri Şerm eş-Şeyh, dün, ABD Başkanı Donald TRUMP'ı karşılamak ve GAZZE ateşkesine ilişkin tek taraflı bir görüşmeye katılmak üzere MISIR'a giden liderlere ev sahipliği yaptı.

Toplantıya Doğu güçleri, Direniş Ekseni ve savaşın her iki tarafı da katılmadı. Bu durum, TRUMP'ın Nobel Barış Ödülü'nü kazanamamasının ardından onu TESELLİ ETMEK için yapılan bir kutlamaya benziyordu.             1- TRUMP, savaşta tarafsız olmadığını bir kez daha vurgulamak için Mısır'dan önce işgal altındaki topraklara gitti. Bu bağlamda, Siyonist rejimin parlamentosunda NETİNYAHU'nun silah sevkiyatı talebini kabul ettiğini duyurdu.             2- NETİNYAHU, heyetler MISIR'a vardığı veya yolda olduğu sırada, ŞERM eş-ŞEYH zirvesine saatler kala aniden davet edildi.             Bu hamle, AMERİKA'nın aldatıcı niyetini ve muhtemelen bu daveti gizli tutmak için MISIR'la işbirliği yaptığını gösteriyordu. NETİNYAHU'yu davet etmeyi reddeden MISIR'ın, TRUMP'ın NETİNYAHU'yla birlikte arabada parlamentoya doğru gittiği anda, sadece birkaç dakika içinde fikrini değiştirmiş olması pek muhtemel değil.             3- NETİNYAHU, MISIR'a davet edilmesinin ani bir şekilde duyurulmasının ardından ŞERM eş-ŞEYH toplantısına katılmayı reddetti.             TRUMP ve NETİNYAHU'nun planı, yaptıkları işlerden dolayı başkalarını sorumlu tutmaktı. Bu nedenle NETİNYAHU'nun davet haberiyle birlikte MISIR'a gelen SUUDİ heyetinin kararı hakkında iki ayrı haber yayınlandı.             Bir haberde Suudilerin NETİNYAHU ile görüşmeye katılmayacağı, diğerinde ise MISIR'da kalacakları belirtiliyordu.             4- HAMÂS'ın yokluğunda, TRUMP'ın bölgenin dağılması ve kendi iradesine teslim olması söylemi kabul edilemez hale geldi.             Bölge, makro düzeyde, DİRENİŞ ile ABD-Siyonist rejim koalisyonu arasında VAROLUŞSAL BİR MÜCADELEYE tanık oluyor.   DİRENİŞ toplantıya katılma davetini reddederse, TRUMP hangi argümana dayanarak savaşı bitiremediğini ve ŞERM eş-ŞEYH zirvesinin de bunun bir göstergesi olduğunu iddia edecekti.             5- Birincil hedef, GAZZE'de ATEŞKES anlaşmasıyla bir normalleşme süreci dayatmaktır. 7 Ekim operasyonu ve Aksa Tufanı, normalleşme sürecini hedef aldı. ABD eğer kazandığını göstermek istiyorsa, bu süreci daha belirgin hale getirmesi gerekiyor. Normalleşme sekteye uğrarsa, elitler ve ardından kamuoyu algıları, önümüzdeki ay ve yıllarda AKSA TUFANINI direnişin kesin bir zaferi olarak kabul edecektir.             6- TRUMP, ŞERM eş-ŞEYH zirvesine katılanların Siyonistler kadar gurur duymayacağını biliyordu. Bu nedenle önce Tel Aviv'e bir gösteri düzenlemek için gitti. ABD Başkanı'nın Siyonist rejimin parlamentosundaki konuşması sırasında, Başbakan ve muhalefet lideri övgülerden kaçınmadı. Fakat iki temsilcinin, iki hükûmetin de başkanlarını SOYKIRIMLA suçlayıp protesto etmesi, gösteriyi yarım bıraktı.             7- Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham ALİYEV ile Ermenistan Başbakanı Nikol PAŞİNYAN'ın, birkaç ay evvel TRUMP'ın huzurunda Beyaz Saray'da BARIŞ konusunda mutabakata varmış olmalarına rağmen ŞERM eş-ŞEYH zirvesine katılmaları, ABD Başkanı'nın iddia edilen BARIŞA yönelik adımlarını tekrar tekrar ve ısrarla göstermek için yapıldı.   Bu gerekçe olmaksızın bu iki ülkenin ŞERM eş-ŞEYH zirvesinde bulunması beyhude bir çabaydı ve muhtemelen davet edilmeyeceklerdi.             8- ŞERM eş-ŞEYH zirve toplantısına katılan ülkeler arasında, Siyonist rejime savaşı sona erdirmesi için baskı yapma konusunda son aşamaya gelen ülkeler de yer alıyor.             Doha/DEVHA saldırısının ardından bölge ülkeleri Siyonist rejime baskı yapma yönündeki hamleleri, FRANSA ve İNGİLTERE'nin başını çektiği 10 Avrupa ülkesinin FİLİSTİN'i tanıma kararı alması, TEL AVİV'in BASRA KÖRFEZİ'ndeki tehditleri nedeniyle Suudi ARABİSTAN ile PAKİSTAN arasında Savunma Paktı imzalanması, orada bulunanların Siyonistlerle iyi ilişkiler içinde olmadığını gösteriyor.             9- Konu, savaşın sona ermesinin temel sebebi ile ilgilidir. ATEŞKES, ABD tarafından HAMÂS'a değil, NETİNYAHU hükûmetine dayatılmıştır.             NETİNYAHU'nun yanı sıra, başbakanla birlikte hükûmetin üç ana direğinden ikisi olan Itamar BEN-GVİR ve Bezalel SMOTRİCH de ATEŞKES ve ANLAŞMANIN şartlarına şiddetle karşı çıkmıştır.             TRUMP'ın iddia ettiği gibi bölgesel direnişi zayıflatmak için kenara çekilen HAMÂS değil, AMERİKA'nın GAZZE'deki savaşın mevcut durumda devam etmesini KENDİ ÇIKARI ve SİYONİSTLERİN YARARINA uygun görmemesidir.             10- GAZZE'deki ATEŞKES, ABD için bir BAŞARI değildir. Trump ŞOV yapıyor.   ATEŞKES, Soykırımın Cezasız Kalması Anlamına Gelmemelidir.